31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla kadın nüfusumuz 42 milyon 638 bin 306’dır. Erkek nüfusumuz ise 42 milyon 734 bin 71’den ibarettir. Yani toplam nüfusumuzun % 49,9’unu kadınlar, % 50,1’ini erkekler oluşturmaktadır. Kısacası takribi yarı yarıya bir oran söz konusudur.

                                   Hemen belirtelim ki kadınlar, ailemizin temel direğidir. Ailesinin selameti için çırpınıp, durmaktadır. Erkeklerimiz ise cehaletin verdiği cesaretle kadınları korumaya çalışmaktadır.    

                                   Şüphe yoktur ki, kadınlarımız erkeğin dengi, insan olarak benzeri ve eştir. Unutmamak gerekir ki faziletli ve edepli bir kadın, toplumun başında kıymeti haiz bir taçtır. Maalesef onu takdir edemeyen erkekler vardır. Şunu unutmamak gerekir ki, kadın anadır, namustur. Kadını çığırından çıkaran, kadr-ü kıymet bilmeyen cahil erkeklerdir.

                                   Çünkü kadın müşfiktir, aynı zamanda merhamet kaynağıdır. Ayrıca denebilir ki kadın erkeğin eşi, evin ise güneşidir. Hemen belirtelim ki faziletli, dürüst ve ehli namus kadın en değerli cevher, hamarat, çalışkan kadın tükenmez bir hazinedir. Kadına hürmet etmek gerekir, çünkü o, insanlığın anasıdır, anavatanıdır.

                                   Onun için T. Sıtkı Balcı der ki:

                                   Bir kadın ki zamanın ne metâ’ı, ne puludur

                                   Ne bir zevkin aleti, ne şehvetin kuludur.

                                   Onun için, unutmamak gerekir ki; “kadının gülümsemesi güneşe benzer.” Fakat ağlaması tipiden daha tehlikeli ve korkutucudur. Hiç akıldan çıkarmamalıdır ki, kadınların dilleri onların kılıçlarıdır, onu asla paslandırmazlar.

                                   İfade edilir ki:

                                   Kadın hem taş yürekli hem de gayet incedir

                                   Bazı gün merhametli, bazı gün haincedir.

                                   Onu kontrol etmek, gözetlemek erkeğine düşer. Ancak bu kontrol son derece müşfik olmalıdır. Sayın Ali Türkmen derki:

                                   Kadın kendi başına ne gül goncasıdır ne de diken

                                   Koklamasını bilirsen gül olur, tutmasını bilmezsen diken.

                                   Onun için denir ki, havayı geldiği gibi, rüzgârı estiği gibi, kadını da olduğu gibi kabul etmek gerekir. Aksi hal kavgalara, nizalara sebebiyet verir.

                                   Aile içinde kadın, iffetli, edepli, mültefit, yapıcı, onarıcı, şerefli olduğu zaman devletler yükselmiş ama bu değerlerden koptuklarında devletlerin inkırazı başlamıştır. İmparatorluklar peşi sıra yıkılmış, tarih olmuştur.

                                   Bu konuda Sayın Cahit Tutar 28.08.2024 tarihli makalesinde çok önemli tespitler yaparak, önümüze sermiş bulunmaktadır. Erkeklere şöyle seslenmektedir:

·       İki yumurta kıramayan kadınları, size yaprak sarıp, mantı açan kadınlara tercih ettiniz.

·       ‘Manikürüm bozulur’ diye ütü bile yapmayan kadınları, kirli çamaşırlarınızı elinde yıkayan kadınlara tercih ettiniz.

·       Yağmur yağınca saçları bozulmasın diye lüks cafe’ye dalan kadınları, kolunuza girip, ‘beraber ıslanalım’ diyen kadınlara tercih ettiniz.

·       Kuaförden çıkmayan süs boyası kadınları, halk otobüsündeki koltuğu sizinle paylaşan kadınlara tercih ettiniz.

·       ‘Parasız adam gerekmez’ diyen kadınları, ‘iki gönül bir olunca samanlık seyran olur’ diyen kadınlara tercih ettiniz.

·       Burnu aktığında özel Amerikan Hospital hastanesine koşan kadınları, 40 derece ateşle yanarken alnına sirkeli bez koyan kadınlara tercih ettiniz.

·       Kredi kartınızın limitini patlatan kadınları, yarım kilo kıyma ile 3 çeşit yemek yapan kadınlara tercih ettiniz.

·       Saçlarınız döküldüğünde sizi beğenmeyen kadınları, istirahatiniz için kel başınızın altına yastık, oturmanız için minder koyan kadınlara tercih ettiniz.

·       Televizyonlarda magazin programları dışında başka bir şey izlemeyen kadınları, sizden sohbet dinlemek isteyen kadınlara tercih ettiniz.

·       Sık sık yemeğe çıkmayı adet edinen kadınları, bugün de ‘evde yiyelim, israf olur’ diyen tutumlu kadınlara tercih ettiniz.

·       ‘Gelinliğim kefenimdir’ diyen kadınlara, şikâyet için soluğu baba evinde alan kadınları tercih ettiniz.

·       ‘Sakın haram getirme’ anlayışında olan kadınlara, ‘bul da nasıl bulursan bul’ zihniyetinde olan kadınları tercih ettiniz.   

                                   Bazı kadınlar onlarca erkekle gezip tozduktan sonra, düzgün bir eş hayali kuruyor. Bazı erkekler de önüne gelen her kızla beraber oluyor, sonra da ahlaklı bir eş istiyor. Onlar istiyor ama Allah (CC) ne buyuruyor: “Kötü kadınlar kötü erkeklere, temiz kadınlar temiz erkeklere layıktır.” (Nur/26)

                                   Günümüzde bu kurallara uyulmadığı için, evlilikler uzun sürmüyor, boşanmalar zirve yapıyor. Maalesef evliliklerin kıymeti harbiyesi kalmadı. Genç yaşta insanlar dul kalıyor. Aile yuvaları tarumar oluyor. Böylece sosyal hayatımız zehirleniyor.

                                   Sonuç olarak denir ki; İslam’da kadının evde kocasına karşı, ayrıca meşru ölçüler içinde süslenmesinde bir sakınca yoktur. Oysa günümüzde kadın dışarı çıkarken süsleniyor… Kime karşı? Başkalarına… Ne için? Beğenilsin diye…

                                   Midhat C. Kuntay’ın dediği gibi:

                                   Ağyâr için midir bu edâ, bunca işveler

                                   Artık şu (çıplaklar) gibi süslendiğin yeter.  

                                   Rahman ve Rahim,         

                                   Kadir ve Muktedir,

                                   Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.

                                   “Ya Rabbi bu haftayı bize hayırlı ve bereketli kıl. Hayırlara yakın, şerlere uzak eyle.”                                  

                                   Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). 02.09.2024