İsmail Müftüoğlu "Yine bizler yandık..." başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Mevcut iktidar, 2025 yılı için asgari ücreti % 30 artırarak, 22.104 TL yaptı. Bunu da başarı olarak milletimize takdim etti. Eğer itibardan taviz verilmez diyerek Göcek’te yaptırdığı külliye (Cumhurbaşkanlığı Devlet Konukevi) için bir milyar, Ahlat’ta yaptırdığı saray (Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesi) için bir milyar iki yüz on dokuz milyon masraf yapmayıp, bu paraları asgari ücrete yatırsaydı, o zaman % 30 Değil, belki de % 80 ilave ile fakir fukarayı sevindirecekti.

Ayrıca belirtelim ki, iktidarın 2025 yılı için asgari ücrete yaptığı % 30 ilave son derece azdır. Zira merhum Erbakan 1996’da;

·       Asgari ücrete % 102 zam yaptı.

·       Memura % 130 zam yaptı.

·       İşçi emeklisine % 121 zam yaptı.

·       Bağ-kur emeklisine % 221 zam yaptı.

·       Tarımsal desteklemeye ayrılan fon % 150 artırıldı. Buğday, fındık, pancar, tütün taban fiyatlarına da % 312’ye varan artışlar yaptı.

·       Döviz rezervlerini bir milyar dolar artırdı.

·       Sanayi üretimi % 30’dan % 90’a çıkarıldı.

Bütün bu gelişmeler bir yıl içinde realize edildi. Böylece millet rahat bir nefes aldı. Çünkü oğlunu, kızını evlendirebildi. Araba aldı, daire sahibi oldu.

Diğer taraftan iç ve dış borç azaldı. Çünkü havuz sistemi oluşturuldu. Böylece hırsızların, soysuzların, sömürücülerin önü kesildi, millet kazandı.

 Platon der ki; “Devlet işleri içten gelen bir sevgi, edep ve kâmil akıl ile yürütülmezse sonu çöküş olur.” Demek ki ülkenin mukadderatına yön verecek olanlar mutlaka bilgili ve becerikli olmalıdır. Yani dünyanın gidişatından haberdar bir şekilde ülkeyi yönetmeye çalışmalıdır, yoksa ben ekonomistim demek yetmez. Nitekim: “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.”

Bugün ülkemiz siyasi, ekonomik ve sosyal meselelerde buhran yaşamaktadır. Ancak yandaş, karındaş, partidaş bu azap verici çıkmazda değildir. Onların kahır ekseriyeti, mevcut haksız kazançlarına fetva almış durumdadır. Ama unutmamak gerekir ki, ahiret gününde iltimasa yer yoktur.

Bugün külliyelerde yapılan masraflar israf boyutunu aşmış, bütçemiz bu masrafları kaldırabilecek durumda değil, onun için her yıl açık vermektedir. Asgari ücret alanlar yerlerde sürüklenmekte, ağızlarına bir parmak bal sürmekle şimdilik susturulmaktadır. Oysa ben Müslüman yöneticisiyim demek kurtuluş için yeterli değildir. Çünkü: “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.”

Lider olmak kolay iş değildir. Lafla peynir gemisi yürümez. Lider olanın, ülkenin kaderini değiştirebilecek icraatlarda bulunması, insanlara karşı eşit davranması, hakça bir düzeni savunması, bunun için de samimi olması gerekir. Fakir fukaranın karnını doyurmadan sofrasına oturmaması, külliyelerde, köşklerde yaşamaması gerekir.

Malum, ağaçtan maşa, beceriksiz, bilgisizden lider olmaz. Her konuda ehliyet aranmalı, ehliyetsizlerin ardında koşulmamalı, lider demek için merhum N. Erbakan gibi olmalıdır.

Liderler, emredenler fazilet sahibi olmalıdır, çünkü fazilet her türlü fenalığı def eden paratonerdir. En büyük servet fazilettir. Fazilet sayesinde kişi tarik-i müstakime ulaşır. Ama günümüzde aranmayan da fazilettir. Onun için de ülkelerde her türlü haksızlıklar ortam bulmaktadır.

 Unutmamak gerekir ki, utanma duygusu fazilet sonucu ziyadeleşir. Faziletten yoksun idarecilerden her türlü yanlış beklenebilir. Ülkemizin perişanlığı, fazilet yokluğundandır. Onun için helal-haram birbirine karışmış, yalan da payidar olmuştur.

Fazilet kisvesinden öyle üryan oldu ki bu halk

Ölenler görse bu ahvali, ağlardı mezarında

(A. Hamdi Efendi)

Hal-i pür melalimiz budur. Maalesef her türlü yalan, her türlü suiistimal ülkemizde yaşanmaktadır. Çare aramak için kapılar kapalı. Onun için Ziya Paşa der ki;

Eyvah bu bâzîçede bizler yine yandık

Zira ki ziyan ortada bilmem ne kazandık.

N. Fazıl’ın dediği gibi:

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar

Zulmetin ardında yine zulmet var                        

Rahman ve Rahim,

Kadir ve Muktedir,

Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.

“Ya Rabbi bu haftayı bize hayırlı ve bereketli kıl. Hayırlara yakın, şerlere uzak eyle.”        

Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). 30.12.2024