İnsanlar hayat mücadelesinde kiminle beraber olmalıdır? Fikrinde, dininde, ilminde ahlak ve fazileti ziyade olanlarla birlikte olmalıdır. Riyakâr, münafık ve nadan olan insanlardan uzak durmalıdır. Ayrıca her konuda doğruları dillendirenlerin halkasına dâhil olmalı, içi ile dışı bir olanlara yaklaşılmalı, dalavereci, yalancı insanlardan mutlaka uzak durulmalıdır.
Bu gibiler, ister siyasetçi, ister bürokrat ve isterse de meslektaş olsun fark etmez. Çünkü kötü ruhlu insan, panzehiri bulunmayan zehirli yılan gibidir. Nerede, ne zaman sokacağını kestirmek mümkün değildir. Bu nevi insanlar ya korktuklarından yahut bir menfaat umduklarından dolayı yakınlık gösterir, bu gibilerden uzakta olmak en isabetli yoldur.
Hemen belirtelim ki, insanlarla arkadaşlık kurmadan önce, insan arkadaş edindiği, edineceği şahsın ahvalini araştırmalıdır. İnsanın öfkelendiği bir zamanda takındığı tavra bakmak gerekir. Öfkesini yenemeyenlerden daima uzak durulmalıdır.
Malum, Lokman Hekim, oğluna yaptığı nasihatte; “Ey oğul! Arkadaş yaptığın insana bir bak. Öfkelendiğinde insaflı davranıyorsa onunla arkadaşlık kur, insaflı davranmıyorsa ondan uzak dur” buyurmuştur. Edepsizliği, hayâsızlığı meslek edinen, riyakârlığı tavan yapmış insanlardan uzak durmak, selamet ve saadet için şarttır.
Onun için, menfaat beklemeyen ve küçük sebeplerden dolayı aşırılık göstermeyenlerle beraber olmak gerekir. Zira dostluklar karşılık beklemeden kurulan münasebetlerdir. Onun için yıldızlar kadar arkadaşın olacağına, karanlıkta imdadına koşan, seninle hemdert olan bir dostun olması yeterlidir. Zira gerçek dost, amasız, sonrasız, davetsiz yardıma koşan insandır.
Arkadaş bilinenlerden bazıları, dünyevileşmeleri sebebi sonucu, kadr-ü kıymetten uzaktırlar. Ama gerçek dost her zaman amadedir. Arkadaşlığın kıymetini algılayamayanlardan uzaklaşılmalıdır, çünkü bu nevi insanların ihtirasları yıpratıcıdır. Ameli düzgün olmayan, bilgisi ve tecrübesi eksik olanlardan da uzak durulmalı, hele hele cahil-cühela olanları insan yakınına almamalıdır.
Ayrıca vefasız ve nankör insanlardan da uzak durulmalıdır. Çünkü onların samimiyetinde riya vardır. Düşünüyor gibi hareket ederler, ancak çözümde samimi değil, menfaatperesttirler. Bu tür insanlarla arkadaşlık kurmak, timsaha yaklaşmak gibi tehlikelidir.
Gerçek dost ve arkadaş, hiç kimseye ve bilhassa yakınlarına asla eza etmez, kolaylık için gayret gösterir, mütevazı davranır. Bu, insan olmanın gereğidir. Zaman zaman dost bilinenlerin yanlışlığı olsa da, en az zararlı olan onlardır.
Günümüzde ahlaksızlıklar zirve yapmış durumdadır. Onun için toplumumuz huzursuzdur. İyi insanı bulmak zorlaşmaktadır. Hasan-ı Basri insanları guruplara ayırmış ve onlar için değerlendirmeler yapmıştır. Şöyle ki:
· Âlimler: Bunlar peygamberlerin varisleridir. Âlim tamahkâr olur, mal toplamaya başlarsa, işin manevi yönü unutulursa, onların içtihadı ile amel olunmaz. Onlara iltifat da zulümdür.
· Zahidler: Bunlar yol göstericidirler. Bunlar da dünyevi nimetlerin peşinde koşarsa, başkalarına hidayet edemez olur. Böyleleriyle yola girilmez. Bu gibiler kendini göstermek için çarpışır, enaniyetini şımartırsa, o zaman bunlardan da istimdat edilmez.
· Tüccarlar: Bunlar Allah’ın emirlerine göre hareket ederse, haram, helalden ayrılır. Toplum da soluklanır. Stokçuluğun haram olduğu idraki içinde olursa, toplumda ticari ahlak gelişir, karaborsa önlenir.
· Padişahlar: Bunlar halkın çobanı olursa, her konuda adil davranırsa, ülkelerde huzur ziyadeleşir. Ama padişah/cumhurbaşkanı ‘kurt’ olursa, düzende adalet olmaz. Halkını korumakla mükellef olan padişah, emri altındakileri kontrol mecburiyetindedir.
Bu ölçülere riayet eden herkesle arkadaş ve dost olunur, kurtla kuzu yan yana yürür, yol alır.
Rahman ve Rahim,
Kadir ve Muktedir,
Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.
“Ya Rabbi bu haftayı bize hayırlı ve bereketli kıl. Hayırlara yakın, şerlere uzak eyle.”
Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). 29.07.2024