Günlerden beri millet, bazı gerçekleri kulak ardı etsin diye çalışılmaktadır. Oysa millet, gözü önünde sergilenen acayiplikleri dehşetle seyretmektedir. Önce bir diploma skandalıyla başlayan siyasi huzursuzluk, daha sonra mal suiistimalleri dolayısıyla ortamın daha da gerilmesiyle ziyadeleşti. Bu hal ve görüntüler, siyasetin ne kadar kirlendiğini göstermektedir.

                                   Ancak provoke edilen millet, kabına sığmaz hale geldi. Taşkınlıklar ziyadeleşti. Sükûnet telkin etmesi gereken parti başkanları, birbirine hakaret etmek için, ağızlarının fermuarını çözmüş gibi işleri daha da kızıştırmakta, ağza alınması ayıp olan her türlü cümleyi kurmaktadırlar.

                                   Bu hal ise; ‘cambaza bak cambaza’ haline dönüştü. Böylece bir gecede vurguncular vurgunlarını realize ederek, milletin kesesini soydular, dolar, euro tavan, Türk Lirası da taban yaptı, değersiz hale geldi. Sosyal ortam gerildi, devletle millet karşı karşıya getirildi. Bazı tutuklamalar olduysa da asabiyet elan devam etmektedir.

                                   Kuklalar oynuyor ama kuklacı görünmüyor. Çünkü program ona göre hazırlanmıştır. Milletimiz, siyasi gerilmeler sebebiyle, kamplaşmış durumdadır. İktidar ile muhalefet farklı türküleri dillendiriyor. Böylece milletin heyecanlarını tahrik ediyor, millet sokağa dökmeye çalışılıyor. Biz bunu 28-29 Nisan 1960 tarihinde aynıyla gördük. Talebe hareketleriyle başlayan olaylarda, sonradan işçi sendikaları, basın devreye girerek hiç de hoş olmayan sonuçların doğmasına sebebiyet verdiler. Şimdi de aynı oyunun tezgâhlanmakta olduğunu görüyoruz. Aman dikkat edin diyoruz. 

                                   Nitekim geçmişten ibret alınmazsa tarih tekerrür ediverir maazallah. Çünkü ülkemizin düşmanları böyle bir durumun olması için elbirliği ile çalışmakta, milleti manipüle etmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bunlar kendilerine verilen görevi yapmaya çalışırken, bizim siyasetçilerimiz de onlara maalesef aval aval bakmaktadırlar.

                                   Hemen belirtelim ki, suç işleyenleri millet eninde sonunda daha iyi görecek ve oyunu ona göre kullanacaktır. Bu konuda cambazlığa ihtiyaç yoktur. Zira artık her şey bütün çıplaklığı ile seyredilmekte, okunup, yazılmaktadır. Hatta sütre gerisine çekilenler de bilinmektedir.

                                   Birilerinin keyfi için milletimiz kendini germemeli, aklıselim davranmalıdır. Siyasi kanaatler insanlarımızın gözünü kör etmemelidir. Çalan da çalmayan da bellidir. Bunların yorumlanmasına, kamufle edilmesine gerek yoktur. Aksak da yürüse, adalet gereğini yerine getirecektir. O da görevini ihlal ederse, Allah’ın adaleti herkese yetecektir.

                                   Onun için siyaseten de olsa, milleti germemek gerekir. Zira bizler kardeşiz, aynı tarihe, aynı bayrağa sahibiz, aynı Allah’a inanıyoruz. Hesabı olanlar, bu birliğimizi bozabilmek için zaten ellerinden geleni yapmaktadır. Bunlara fırsat verecek her türlü davranıştan uzak durmalıyız, sonra hep beraber ağlar duruma düşmeyelim.

                                   O halde kimden ve nereden gelirse gelsin, sicili bozuğa, zulme ve zalime karşı olmak, erdemli her insanın vazgeçilmez görevidir. Namık Kemal merhum der ki:

                                   Muîn-i zâlimin, dünyada erbâbı denâettir

                                   Köpektir zevk alan sayyâd-ı bî insafa hizmetten

Yani, dünyada zalimin yardımcısı alçak ve rezil insanlardır. İnsafsız avcıya hizmetten zevk alanlar da köpektir. Zalimin karşısında yalakalık yapmak, doğrulara şaşı bakmak, çalmak, çırpmak, yalan konuşmak, onlara boyun eğmek kızgın demiri tutmaktan çok daha tehlikelidir.

                                   Sonuç olarak Mehmet Akif’in dediği gibi:

                                   Hayâ sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki her yerde

                                   Ne çirkin yüzler örtermiş, meğer bir incecik perde.

                                   Daha ne yazalım…                             

                                   Rahman ve Rahim,

                                   Kadir ve Muktedir,

                                   Gaffar ve Settar olan Allah’a emanet olunuz.              

                                   Selam doğru yola uyanlara olsun. (Taha/47). 03.04.2025