Gençler evlenemiyor, çünkü işsiz, Evlenmeye karar verse, hazırlık ve düğün yapacak paraları yok,

Aileler düğün yapamıyor, çünkü hazırlık ve düğün yapacak paraları yok.

Maalesef bu tür söylemleri her yerde duyar hale geldik. Çünkü öyle bir hayat pahalılığı yaşıyoruz ki, her şey ateş pahası. Mobilya, beyaz eşya, altın, perde, halı, çatal, kaşık, bıçak,

Düğün salonları, birkaç saatlik giyilen nişan, kına, gelinlik, fotoğraf çekimleri, ömrümüz boyunca hiç giymeyeceğimiz düğün kıyafetleri,

Ful döşenmiş ayrı daire talepleri,

Dünürlerin birbirlerine ve bazı davetlilere aldıkları düğün hediyeler,

O taksit bu taksit, şuraya borç buraya borç,

Ve daha nice masrafların yüzünden ertelenen düğünler ve yaşları 30-40’ı bulan bekar kalan gençlerimiz.

Mutluluk ve huzur getirmesi gereken evlilikler, ne yazık ki, ömür boyu taksit ve borç ödemeye, borç kaygısıyla huzursuz olmaya, aile içi tartışmalara, kavgalara ve  boşanmalara sebep olabiliyor!

Yazık günah değil mi? Neden gençlerimizi bekar bırakıyor veya onları ömür boyu borca, icra dairelerine ve buna bağlı olarak mutsuzluğa mahkum ediyoruz?  Değer mi? Bence değmez.

Elbette bunun baş sorumlusu gençlerimize iş imkanı hazırlamayan ve uyguladığı yanlış ekonomik kararlar sonucu oluşan hayat pahalılığına sebep olan iktidardır. Ama bununla beraber hepimizin takıldığı “O yaptı bizim de yapmamız lazım, yapmasak olur mu, ne derler, ömrümüzde bir kere evleniyoruz…” gibi var olan adet ve geleneklerimizdir.

Evlilikte esas olan, kadın ve erkeğin bir birine olan ihtiyacı, neslin devamı, çiftlerin ruhen ve ahlaken uyumu ve mutluluğudur.

Çiftlerin mutluluğu, sevgi, nezaket ve ahlaken uyumluluğa bağlıdır; altın, mobilya, lüks ve şatafata değildir.

Ey anneler babalar ve gençler, gelin şu evlilik hazırlık ve düğünleri imkanlarımıza göre  kolaylaştıralım. Sade ve mütevazı yapalım.

Gelin, bir kaç saatlik kullanım için şu nişan, kına, gelinlik ve damatlık kıyafetlerden vazgeçip, diğer günlerde de giydiğimiz/giyeceğimiz kıyafetleri seçelim,

Gelin, kız isterken yapılan listelerden vazgeçip, yalınız zaruri ihtiyaçların alınmasına razı olalım,

Gelin, ayrı ev ve ful döşeme taleplerinden vazgeçip, baba evindeki bir odaya razı olalım,

Gelin, artık büyük bir yük haline gelmiş olan yüklü altın talebinden vazgeçelim,

Gelin, yüksek maliyetli düğünlerden vazgeçip daha mütevazı düğünler yapalım,

Gelin, düğün dağılırken, düzenlenen araç konvoylarına ve havai fişeklere son verelim, çevreyi ve mahalleyi rahatsız etmeyelim ki, beddua yerine dualarını alalım,

Gelin, düğünlerimizi ve kıyafetlerimizi inanç değerlerimize göre yapalım,

Gelin, düğünlerimizde lüks ve şatafat peşinde olanları değil, Hz. Ali ve Hz. Fatımayı örnek alalım,

Gelin, Gazze’de kardeşlerimiz can ve malları yok edilirken, ülkemizde milyonlar açlık ve yoksulluk sınırları altında yaşarken, biz lüks ve şatafata girmeyelim ve “desinler’e” uymayalım,

Elbette imkanlar el verdikçe, ayrı eve de çıkılır, altın, mobilya, beyaz eşya ve diğer ihtiyaçlar da peyder pey alınır. Ama borca girmeden ve imkanlar dahilinde olmalı.

Bu yapılamaz demeyelim. Yapabiliriz. Anne, baba ve evlenecek gençler olarak birbirimize destek verirsek, çevremize anlatıp bir kamuoyu oluşturursak niye olmasın. 

Gelin hep beraber bu adımları atarak, gençlerimiz evlensin, sevenler birleşin ve aileler mutlu olsun. Bunlar her şeyden daha önemli değil midir?

Elbette bütün bu sıkıntıların baş sorumlusu bizi yöneten iktidarlardır, bunu tekrar hatırlatmış olayım. Çünkü ülkeyi kötü yönettikleri için gençlerimiz işsiz ve hayat pahalılığına maruz kalmışlardır. Bunu da görmek, farkında olmak ve gereğini yapmak gerek.

Sosyal sorun ve aileler için ağır bir yük haline gelen evlilik hazırlıkları ve düğünler, sosyal devletin gereği olarak, devlet ve yerel yönetimler evlenecek, gençlere ve ailelerine amansız fakatsız maddi katkı sağlamalıdır.

Anneler, babalar ve gençler, bu sorunu hep beraber çözebiliriz. Temel ölçümüz;

“Kolaylaştırın zorlaştırmayın”

“Kendimiz için istediğimizi başkası için de istemek, bize yapılmasını istemediğimizi başkasına yapmamak” olmalıdır.

Resulullah Efendimiz; “Evlenmenin en hayırlısı, en kolay ve külfetsiz olandır.” (Ebu Davud)

Elbette sevineceğiz, eğleneceğiz, ihtiyaçımız olan eşyaları alacağız ama hepsi helal dairesi içinde olmalı.

İslam helal dairesi içinde kaldıkça örf ve geleneklere karışmamıştır.

Abdullah b. Mesud, adet, gelenek, kültür ve örf ile ilgili olarak, “Müslümanların güzel gördüğü şey, Allah katında da güzeldir,” (Ahmed bin Hanbel, Müsned)

Peki bugün evlik hazırlıkları için oluşturulan listelerden, düğünün ortam ve maliyetinden hangi Müslüman rahatsız değil, bundan Allah (cc)’nun razı olması mümkün mü?

Aslında düğünlerimiz bir bakıma bizim dini kavrayış ve anlayışlarımızın bir aynasıdır.

Evlilikle ilgili hazırlık ve düğünlerimiz tüm israf ve haramlara kapalı ve tüm mübah tercihlere açık olmalı ki, mutlu aileler ve salih nesiller meydana gelsin.

Haydi siz de, değişime var mısınız?

Vesselam