İsrail soykırıma, liderler seyretmeye devam ediyor

Sadece zulüm yapan zalim değil, zulme direk veya dolaylı destek veren, hatta sesiz kalan da zalimdir.

Evet 76 yıldır, Filistin’de işgal, katliam, soykırım ve zulüm yapan bir İsrail var.

76 yıldır bu zulmü seyreden bir dünya ve bir İslam alemi var.

Erdoğan başta olmak üzere, bu zulmü sadece laf, kınama ve hamaset söylemleriyle geçiştiren liderler var,

Ve bu terör örgütünü devlet olarak tanıyan, ticaret yapan ve ticareti büyüten İslam ülkeleri var…

İsrail’e her konuda destek olmada, ABD ve batıyı anlamak mümkün, çünkü siyonist  terör örgütünü 1948 yılında devlet yapanlar onlar.

Peki şu Müslüman ülke ve liderlerine ne oluyor!

Hele son 22 yıldır iktidar olan AKP’nin İsrail’le olan ticaret hacmini 1.4 Milyondan yaklaşık 9 Milyara çıkarması, İsrail’e istihbarat sağlayan Kürecik’in faaliyete koyması ve Azerbaycan petrolünün Ceyhan üzerinden İsrail’e göndermesine ne demeli?

Hele hele 7 Ekim’den bu yana İsrail’in Gazze’de soykırıma devam etmesi ve Erdoğan’ın İsrail’e “terör devleti” demesine rağmen, İsrail’e giden petrol vanasını ve Kürecik’i kapatmaması, ticaretin ve diplomatik ilişkilerin halen devam etmesi,  yapılan katliamlara ortak olmak değil midir?

Evet 76 yıldır devam eden ve son bir yıldır soykırıma dönüşen ve tümüyle Filistin halkını yok etmeyi amaçlayan İsrail saldırılarına karşı başlatılan “Aksa Tufanını” tüm Müslüman ülkeler, başta askeri olmak üzere her yönüyle desteklemeli ve büyütmelidir.

Çünkü bu mücadele sadece Filistinlilerin ve Gazze’nin değil, Mescidi Aksa ve Kudüs’ün özgürlüğü ve İsrail’in Arz-ı Mevud hedefine karşı yapılan bir mücadeledir. Bundan dolayı bu mücadelenin bütün Müslümanlar adına yapıldığını kabul etmek gerekir.

Bu mücadeleye sessiz kalan ve destek vermeyen Müslüman ülke ve liderlerin hiç bir geçerli mazereti olamaz.

Her gün yüzlerce Müslüman katledilirken, Gazze kasaphane ve mezbahaya dönmüşken, terör örgütü İsrail’e ticareti kesmeyen, petrol vanalarını ve Küreciği halen kapatmayan AKP iktidar, Gazze’ye dua ederek ve İsraile meydan okuyarak ve hamasi sözler söylemekle, biraz gıda, biraz ilaç veya ölenler için kefen göndermekle günahlarını ve İsrail’le olan işbirlikçiliğini örtemez

Evet, Aksa Tufanı harekatı, bütün ümmetin harekatı olduğundan, zafere ulaşması için bütün ümmetin çaba göstermesi gerekir.

İslam ülkelerinin  İsrail’e yaptırım ve Hamas’a askeri yardım göndermede beraber hareket etme zamanı çoktan  geçmiştir. 50-60 bin kardeşimiz katledilmiş daha yetmiyor mu?

Bu birliktelik tümüyle olmasa bile, başta Türkiye, İran, Mısır ve diğer körfez ülkelerden ikna edilebilen  3-5  ülke bile olsa beraber haraket etmelidir.

Bu da olmazsa her bir ülke imkanı ne olursa olsun cesaretle ve tereddütsüz bir şekilde, Aksa Tufanına ve Gazze’ye başta askeri olmak üzere her türlü destek artık verilmelidir.

Batılı ülkelerden merhamet veya uluslararası kuruluşlardan müdahale beklemek boş bir hikaye olduğunu görüyoruz.

Müslüman ülkeler kendi sorunlarını ancak kendilerinin çözebileceğini bilmeliler.

Ve biliyoruz ki, İsrail ancak güçten anlar ve diğer yolların hepsi oyalama taktikleri ve boştur. Birlik ve askeri müdahelede geciken her bir gün, yüzlerce bebek, çocuk, kadın ve yaşlının şehit olması demektir.

Hele şu zillet halimize bakar mısınız? On binlerce kardeşimiz katlediliyor ve bizler sessiz sessiz seyrediyoruz.

İslam ülkelerinin sözde liderleri, nasıl bu kadar duyarsız, bu kadar vicdansız, bu kadar onursuz ve bu kadar zelil olabiliyor!

Hani nerede Beni Kaynuka Yahudilerinin bir Müslüman kadını taciz etmesine müdahele eden bir Müslümanın öldürülmesi üzerine yahudi mahalesini 15 gün kuşatan ve teslim alan Hz Muhammed (sav)’in ümmeti?

Hani nerede, Mekkelilerin Hz Osmanı şehit ettiğine dair bir söylentinin yayılması üzerine sahabeden ölümüne beyat alan ve bir ferdi için Mekkelilerle savaşmayı ölümüne göze alan Hz Muhammed (sav) ümmeti?

Hani nerede, Uhut savaş meydanında su su diye inleyen yaralı sahabenin, gelen suyu, su su diye inleyen diğer sahabeye göndermesindeki kardeşlik inancı?

Gazze’deki soykırım bir daha bize gösterdi ki, ABD ve Siyonizm her Müslüman ülkenin başına getirdikleri işbirlikçi ve kukla liderler sayesinde plan ve hedeflerini adım adım icra ediyor ve Gazze’de olduğu gibi işgal, katliam ve soykırım yapıyorlar. Gazze için her ülkede halklar ayakta oldukları halde ayak direten liderler ve iktidarlardır. Bu da onların işbirlikçi olduklarını göstermiyor mu?

Gazze’deki soykırıma tepki gösteren Müslümanlar, basın açıklamaları, gösteri ve oturma eylem ve muhataplarının doğrudan AKP iktidarı olması gerektiğini artık görür hale geldiler. Bu şekilde devam ederek karar vericileri İsraile karşı yaptırıma zorlamalılar.

Düşünebiliyor musunuz Müslüman oyları ile gelmiş bir iktidar, İsrail’e yaptırım yap diye vakıflar, dernekler, alimler ve vatandaşlar tarafından zorlasın! Ne kadar acı bir durum.

AKP’ye iktidar yolunu açanlar, İsrail’in güvenliği için kendilerinden daha önceden söz almış oldukları için mı, ticareti kesmede, petrol vanalarını ve Kürecik’i kapatmakta bu kadar ayak diretiyor?

Bütün ülkelerde vatandaşlar dünyaya değil, direk kendi iktidarlarına ve liderlerine seslenmeli ve baskı kurmalı ki, Gazze ve El- Kassam Tugaylarına askeri destek verilsin ve  “direniş” büyüsün, Gazze’deki soykırım dursun, Mescid-i Aksa ve Kudüs özgürlüğüne kavuşabilsin, yeni işgal ve katliamlar önlensin. Erbakan Hocamız D-8’i bunun için kurmuştu.

Çünkü İsrail ancak güçten anlar ve Müslümanlar bir araya gelmedikçe de bu güç oluşmayacaktır.

Herkes bilsin ki, İsrail İslam coğrafyasında sökülüp atılmadığı sürece işgal, vahşet, kan, acı ve gözyaşı bitmeyecektir.

Unutmayalım ki; “zalime merhamet mazlumlara zulüm olduğu gibi, Yahudilere merhamette, başta Müslümanlar olmak üzere tüm insanlara zulümdür.”

Ve bilelim ki, “Sadece zulüm yapan zalim değil, zulme direk veya dolaylı destek veren de zalimdir.

Ve yine bilelim ki, bu vahşete, bu katliamlara ve bu soykırıma sesiz ve tarafsız kalmak, zalime destektir ve zalimliktir.

“Zalimlerin yanında olmayın/onlara meyletmeyin; sonra ateş sizi de yakar.” (Hud 113)

Vesselam.