Saadet Partisi GM Başkanlık Divanı Üyesi Üyesi Fesih Bozan "Çelişkilerin ve gerginliklerin iktidarı!" başlıklı bir yazı kaleme aldı...
İşte yazının tamamı...
AKP, AYM'nin iki kararınıdikkate almadı ve "Can Atalay hakkındaki Yargıtay kararını TBMM'de okuttu ve vekilliği düştü"
Sen kalk, anayasaya yemin et ama yemin ettiğin anayasaya uyma,
Sen kalk, AYM ve AİHM'e bireysel başvuru hakkını ver ama aldıkları kararları uygulama,
Ama muhalif siyasi görüşlere veya partilere gelince, uymadığın anayasanın maddelerini hatırla, kendine göre yorumla ve vekillikler düşür!
Eğer anayasaya uymayacaksak, Türkiye’de 84 hukuk fakültesinde, bir o kadar siyasal, iktisadi ve idari bilimler fakültelerinde anayasa dersi vermeye ne gerek var?!
Eğer bazı kişi veya yargıçların talimatlarına göre kararlar alınacak ve uygulanacaksa, o zaman seçimlere ve TBMM'ne ne gerek var?!
Eğer bazı kişi ve yargıçların kararlarına göre insanlar yargılanacak ve cezalandırılacaksa bu kadar savcı, hakim ve mahkemelere ne gerek var?!
Eğer, Anayasayı şiddet ve silah zoruyla değiştirmek suç ise, takım elbisesi, makamıyla, söz ve kalemiyle anayasaya uymamak ve uygulatmamak neden suç olmuyor?
Anayasaya, ettikleri yemine, halkın iradesine, sadakat göstermeyenlerin, kişi ve kişilere güçlü bir sadakat gösterdiklerini görüyoruz.
Halbuki, severiz sevmeyiz, siyasi görüşüne katılırız katılmayız, ırkımız, rengimiz, dinimiz, dilimiz veya mezhebimiz bir olur veya olmaz, insani ve İslam'i olarak, herkese karşı adil olmalıyız.
Devlet; devlet olmanın gereği olarak, bütün vatandaşlarına karşı, hukuka uyma ve kanunları uygulamada, eşit davranmak zorundadır.
Yazılı belgelerde, ders kitaplarında ve farklı platformlarda "Yasama, Yürütme ve Yargının" görev ve yetkileri, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu yazılıp anlatılsa da, uygulamada buna uyulmadığını görüyoruz.
Elbette mevcut anayasanın mükemmel olduğunu söylemiyoruz. Kur'an ve Sünnet ölçü alınarak, insan haklarını önceleyen, herkese hitap eden, kapsayıcı ve toplumsal uzlaşıyla değiştirilmesi gerektiğini biz de söylüyoruz.
Ancak bütün eksikliklerine rahmen, mevcut anayasaya herkesin uymak zorunda olduğunu da söylüyoruz.
Özelikle devlet organları, anayasaya uymadığı zaman toplum içinde, ciddi hukuksuzluk, güvensizlik ve kaosa sebep olacak ve güçlünün hukuku geçerli hale gelecektir. Ki bana bağlı olarak, ülkeye yabancı sermaye gelmeyecek, yolunu bulan vatandaş kaçacak ve ülkemiz açıkhava hapishanesine dönecektir.
Bundan dolayı bir devlet veya iktidar, toplumda, güven, barış ve huzuru sağlamak istiyorsa "adil olmak ve hukuku üstün tutmak" zorundadır.
Peki tam da seçim ağzı, biz neden bunları konuşuyoruz? Tahmin edelim mi?Millet çay/simit konuşmasın,
Emekli maaşının açlık sınırının altında kaldığı söylenmesin,
İşsizlik, açlık, borç ve faiz konuşulmasını,
Mazotun 44, doların 31 liraya çıktığı, hayat pahalılığının vatandaşı silindir gibi ezdiği , çocukların bile simit fiyatlarından isyan ettiği haberleri yapılmasın,
Tarım ve hayvancılığın bitirildiği, esnafın perişan olduğu dillendirilmesin,
İktidarın başarısızlığı, dış politikada ki U dönüşleri ve zikzakları, yolsuzluk, rüşvet, torpil, İsrail'e giden gemiler... konuşulmasın. Ama bunların yerine;
Anayasa Mahkemesi mi haklı, Yargıtay mı haklı?
Can Atalay, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, terörist mi değil mi?
Meclis Anayasa’yı çiğnedi mi çiğnemedi mi?
Muhalefetin tüm araştırma önergelerini red eden, ortak akıl ve istişarede uzak bir Meclis, bağımsız mı değil mi?
Bugün Meclis, sadece iktidarın isteklerinin kabul edildiği ve muhalefetin hiç bir sözünün geçmediği, işlevsiz bir hale getiriliyor!
Oligarşi olarak modern demokrasi tartışmaları arasında, Robert Michels, "herhangi bir politik sistemin, sonunda oligarşiye dönüşeceğini söylemiş ve bu konudaki tartışmalardan "Tek bir politik parti vardır, o da hükûmet partisidir." Gibi bir sonuç çıkmıştır.
Soru: Ülkemiz hızla anayasasızlaştırılmaya, hukuksuzlaştırılmaya, monarşik ve oligarşik bir yönetime doğru mu götürülüyor?
Ülkemizde, huzur ve barışın sağlanması, gerginlik ve tartışmalardan kurtulması için, yasama, yürütme ve yargının görevini yapabileceği, hukuk kurallarına uygun hareket edecek, gerginliklerden nemalanmayacak, siyasi normalleşmeyi sağlayacak, devleti, parti devleti olmaktan kurtaracak, ülke ve milletimizin çıkarını öncelleyecek, adil ve dürüst bir yönetime acilen ihtiyaç vardır.
Vesselam.