Fesih Bozan bugünkü yazısında "Bir Ekonomistin Çöküşü" başlıklı yazı kaleme aldı. İşte yazının tamamı...
Bilindiği gibi Merkez Bankası faizi yüzde 8.50'den yüzde 15'e yükselti ve bu yükseltme kademeli olarak devam edecek. Bu da bize Erdoğan’ın hem ekonomide iddia ettiği modelin hem de, ekonomistliğinin çöktüğünü gösteriyor.
Kendisinin ekonomist olduğunu sık sık ifade ederek “Düşük faiz düşük enflasyon” iddiasını, tekrarlayan Erdoğan’ın bu konuda ne dediğini kısaca hatırlayalım:
“Ben ekonomistim”
“Ekonominin sorumlusu benim ben”
“Faiz sebep enflasyon sonuçtur”
“Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselemez, faiz devamlı düşecektir”
“Göreceksiniz enflasyon da faizle beraber düşecektir”
“Faizi savunan arkadaşımla beraber olmam, olamam.” demişti ama gel gör ki, Mehmet Şimşek Beyi ikna etmek için aylarca görüştü.
Ne “bu trenden inen bir daha binemez” demesi kaldı,
Ne “faizi yükseltenlerle beraber olamam” demesi kaldı,
Ne de “bunlar Halk Bankasını dolandırmaya çalıştı” iddiası kaldı!
Erdoğan, ekonomiyi ne kadar zor bir duruma soktuğunu gördü ki, bütün bu söylediklerini yutmak zorunda kaldı.
Elbette faize karşıyız ve ekonomide faizin sıfırlanması gerekir. Bu hem inancımızın ve hem de ekonominin gereği. Ama “faize karşıyım, nas var” derken samimi, dürüst ve bir bütün olarak gereğini yapmak gerekir.
Her şeyden önce, bu konuda samimi olsaydı, iktidarın ilk yılında hasap uzmanlarını, ekonomistleri, iktisatçıları ve fakihleri çağırıp, “faizsiz ve İslama uygun bir bankacılık sistemi nasıl olmalı” diye yeni bir sistem arayışında olması, gerekmez miydi?
Kaldı ki, “nass var” diye Merkez Bankasının Bankalara verdiği faizi yüzde 8,5’a indireceksin ama bankaların vatandaşa verdiği faiz, yüzde 40’larda olacak ve vatandaş, daha yüksek faiz ödemeye devam edecek! Böylece Bankalar daha fazla kar etmiş olacak! Bu faize karşı olmak mıdır?
Merkez Bankasının Bankalara verdiği kredi için nass var da, bankaların vatandaşa verdiği yüksek faizli krediler için “nass” yok mu?
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, bankacılık sektöründe faaliyet gösteren bankaların 2022 yılında toplam net kârı, tam yüzde 366 artışla, 433,5 milyar TL olmuş. Bunu bankalara kazandıran Erdoğan’ın ekonomik politikaları, hazırladığı destek! paketleriyle, vatandaşı bankalara yönlendirmesi ve mahkum etmesidir. Bu mudur faize karşı olmak? Aksine, bu politikalarıyla vatandaşı, bankalara sömürtmektir.
Ama öyle bir söylem ve dille, oyunu oynuyorlar ki, bırakın vatandaşın kendisini sömüreni/soyanı fark etmesi, onu alkışlamaya ve ısrarla yönetimde tutmaya devam ettiriyor!
Eğer Erdoğan, faize karşı olmakta samimi ise devletin tüm alacaklarından, geciken ceza ve vergilerden niye faiz alıyor?
Vatandaşa destek amaçlı hazırladığı bütün ekonomik paketler, neden faizli kredilerden oluşuyor?
Bu örneklerde de görüldüğü gibi “Nass var nass” değişinde samimi olmadığı ve algı oluşturmaya yönelik olduğu, çok rahat anlaşılabiliyor.
Yine, İlim Yayma Ödüllerinde konuşan Erdoğan, “Neymiş efendim? Faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak nasslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu" demişti ve her zamanki gibi alkış tufanı! Gerçi dinleyenlerden farklı bir davranış beklemiyoruz, tersini de söylese, yanlışlıkla hakarette etse, yine alkış, hep alkış, her zaman alkış!
Soruyorum, Sn. Erdoğan çok mu nasslara bağlı!
Erdoğan: “Bir Müslüman olarak nasslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim” demesini ölçü alarak, kendisine birkaç nassı da ben hatırlatayım, bakalım bu nasslara ne kadar uyuyormuş?
Allah’ın hükümleriyle hükmetmeyi emreden Hadid:5, Yusuf:40, Araf:54, Enam:62 gibi bir çok nass var, bunları uyguluyor mu?
Adalet ve emaneti ehline vermeyi emreden Nisa:58-135, Ali-İmran 18, gibi bir çok nass var iken Erdoğanın yönettiği Türkiyede adaletten memnun olan var mı?
İçki, kumar ve zinayı yasaklayan Maide:90, İsra:32, Nur:2 gibi bir çok nass varken niye buralara ruhsat veriliyor?
İsraf ve savurganlığı yasaklayan, Araf:31, En’am:141 gibi bir çok nass varken, günlük, yazlık ve kışlık saraylar, lüks makam araçları ve uçaklar neyin nesi? “itibardan tasarruf olmaz” anlayışı nassa uygun mudur?
Rüşvet, torpil, mülakat ve yolsuzluklarla kul hakkı yemeyi yasaklayan, Nisa:29, Bakar:188 gibi bir çok nass varken, devlet kurumlarında bunlar ayuka çıkmış değil mi?
Her türlü milliyetçilik, ırkçılık ve inkarı yasaklayan, Rum:22, Hucurat:13 nassları varken, Kürt halkının ayrılma, bölünme ve şiddet içermeyen insani ve islam’i haklarından olan, “kimlik ve anadilde eğitim” gibi hakları, kabul ediliyor mu?
Yalan ve iftirayı yasaklayan Hac:30, Ankebut:68, Bakara:30, Saf:2, Araf:37-89, Yusuf:59 gibi bir çok nass var iken, Millet İttifakının “haydi haydi” seçim videosuna, PKK liderlerinin görüntülerinin montaj edilmesi ve mitinglerde gösterilmesiyle nassların nasıl çiğnendiğini hepimiz görmedik mi?
Erdoğanın: “Faiz hakkında nass var nass” demesi ve yine "Onların dolarları varsa bizim de Allah'ımız var" demisiyle, Allah’ı ve nassı yanlış politikalarına alet etmiş olmuyor mu?
Siyasetçilerin, milli ve manevi değerlerimizi, politikalarına alet etmesi, ne kadar kötü bir şey değil mi?
Dün 1,5 TL’den devr aldığı dolar, bugün 26 TL’ye çıkmış, bu durumda, Allah dolara ve ABD’ye karşı mağlup mu oldu? Haşa! Elbette her daim galip olan Allah’tır.
Faizi yasaklayan nass, yanlış mıdır? Haşa! Elbette nass doğrudur. Yanlış olan Erdoğan’ın ekonomik politikalarıdır.
Erdoğan’ın bu söylemlerinden yola çıkarak, bugünkü ekonomik neticeyi kıyaslayacak olan, bazı vatandaşlarımızın, İslam’ı yanlış anlamasına sebep olmasına, hakkınız var mı?
Toplum olarak, İslam’ı doğru anlamamız gerekir. Şöyle ki, insanlığın tek kurtuluş reçetesi, İslamdır ve İslam da bir bütündür. Bütün olarak veya birbiriyle bağlantılı olan nasslar beraber uygulandığı zaman istenen neticeyi verir.
Erdoğan’ın, “nass var” demesiyle, devleti nassa göre yönetmiş olmuyor. Bunu sadece, “algı” oluşturmaya yönelik, bir söylem olarak görebiliriz.
Sayın Erdoğan! Nass yerinde dururken Merkez Bankasının faizi yükseltmesine neden izin verdiniz?
Şunu açıkça tekrar ifade edelim ki, Erdoğan’ın ekonomideki başarısızlığına, “Allah’ı ve nassı” karıştırması yanlıştır ve bunu sadece oy kaygısıyla yaptığını yorumlayabiliriz.
Çünkü biz, Erdoğan’ın “nass var” sözüne benzer, “algı oluşturma gayretini” farklı olaylarda da gördük.
ABD’li Rahipte, İsrail, BAE, S.Arabistan, Sisi, Esed, Bahçeli, Mehmet Şimşek… hakkında söylediklerinde de gördük.
Maalesef Sayın Erdoğan, algı oluşturma, U dönüşleri ve söylediğinin tersini yapmakla meşhur olmuş bir liderdir.
Bugün yaşadığımız sonuç nass ekonomisi ve nassın başarısızlığı değil, Erdoğan’ın kendi başarısızlığıdır. Çünkü 21 yıldır tek başına ülkeyi yönetiyor ve nasslara göre yönetmiyor.
Bu konuda söylenecek en doğru söz; Erdoğan ve AKP sebep, enflasyon, hayat pahalılığı, işsizlik, israf, savurganlık, yolsuzluk, kul hakkı yeme, adaletsizlik ve din istismarı sonuçtur.
Sonuç olarak, Erdoğan ve iktidarları hakkında kısaca şunu söyleyebiliriz; İslam’i söylemlerde gösterdikleri bütün çaba, ülkeyi nassa göre yönetmek değil, nassın yani vatandaşın “algısını” yönetmektir.
Artık, ya bu “algı” politikalarını göreceğiz, ya da neticesi olan sıkıntıların bedelini, hep beraber ödemeye devam edeceğiz.
Vesselam.