14 Mayısta 2023 Pazar günü sandık başına gittik ve oylarımızı kullandık. Seçimlerin bütün ülkemizde genel olarak sükûnet içinde geçmesi hepimizi memnun etmiştir. Sonucun ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini dilerim.

2023 seçimlerine giderken,

* 11 ilimizin depremle günlerce enkaz altında kaldığı gibi, ülke ve millet olarak ekonomik enkazın altında da kalmışlıkla,

* Sedat Peker, Muhammet Yakut ve Ali Yeşildağ’ın iddia ve ifşalarıyla AKP'li ve bazı iktidar mensuplarının mafya babaları, çetelerle olan bağlantıları, ihale yolsuzluk ve usulsüzlükları dinlemekle,

* AK Parti iktidarının israf, savurganlığını, ehliyet ve liyakat yerine, adamcılık, rüşvet ve torpil haberleriyle,

*  Siyasallaşmış bir yargı mekanizmasıyla hukuksuzluğun ve adaletsizliğin tavan yaptığı bir dönemde ve diğer olumsuzluklarla beraber seçime gittik. Seçimler TBMM’sinde Cumhur İttifakının çoğunluğu aldığı ve Cumhurbaşkanlığının ise ikinci tura kalmasıyla sonuçlandı.

Siyaset, insanları idare etme sanatı olduğu gibi, insanları ikna edebilme sanatıdır da.

Bu sonuç bize gösterdi ki, 21 Yıllık Erdoğan iktidarının en başarılı olduğu alan, algılar üzerinde vatandaşı ikna etme alan ve kabiliyetidir. Yani “Seni susuz çeşmeye götürür su içirtmeden geri getirir” hikayesi.

Algı için kullandığı malzemenin, “yalan, iftira veya hayallere” dayanması fark etmez. Onlar için her şey ve her yol mubah!

Ülkenin içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında, aslında Erdoğan ve Partisin baraj altında kalması lazım idi. Ancak Erdoğan’ın ilk turu 5 puan farkla önde kapaması ve meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı’nın kazanmış olması, Erdoğan’ın algı oluşturmasındaki kabiliyet ve başarısını göstermektedir.

Birileri tarafında Erdoğan başarılı gibi gösterse de, aslında 21 yıllık iktidar ve devletin bütün gücü ve imkanlarını kullanmasına rağmen yüzde 50’nin altında kalarak vatandaştan onay alamamıştır. Ve bütün iftira, yalan, olumsuzluk ve imkansızlıklara rağmen Millet İttifakı adayının aldığı yüzde 45’lik oyu başarılı görmek lazımdır. Elbette Millet İttifakının da hataları vardır o başka bir yazının konusudur.

Biz daha çok Millet İttifakının TBMM'de çoğunluğu ve Başkanlığı neden alamadığını değerlendireceğiz.

AK Parti, Cumhur İttifakı Erdoğan, Bakanları ve yandaş Medyasıyla;

•             Terör, Güvenlik endişesi ve Korku iklimi oluşturdu: Buda Milliyetçi ve güvenlik duygularının daha çok öne çıkmasına sebep oldu. PKK ve Apo ile en çok kendileri görüştüğü halde, Millet İttifakı ve Kılıçdaroğlu’nu  “PKK bunları destekliyor, ülkeyi bölecekler, Apo’yu serbest bırakacaklar” “15 Temmuz darbecilerini serbest bırakacaklar işe yerleştirecekler”  “terör örgütleriyle beraber yürüyorlar” gibi iddialarla Millet İttifakını ve Kılıçdaroğlu’nu suçlaması ve bu yalanlara milleti inandırması. Bu söylemler vatandaşta milliyetçi duyguları kabarttığı gibi bir korkuda oluşturdu.

•             Dış Güçler ve Emperyalist Devletlerin Destek iddiaları: Bu da vatandaşta Milliyetçi duyguları öne çıkartı. ABD, AB ve diğer çevrelerle en çok ilişki içinde olan kendileri olduğu halde, Millet İttifakı ve Kılıçdaroğlu’nu dış güçler ve devletler tarafından desteklendiği ve hepsinin tek gayesinin “kendilerine karşı dik duran!” Erdoğan’ı devirmek olduğu” gibi iddialarla Millet İttifakını ve Kılıçdaroğlu’nu suçlaması, bu yalanlara milleti inandırması,

•             Din-İman-Kuran-Ezanı gibi Manevi değerlerimizi istismar etmek: Gereğini yaşamasa da ülkemizin yüzde 99’u Müslüman ve yüzde 75’i muhafazakardır. Din, İman ve Kuran-ı Kerim’in yasaklarını en çok çiğneyen, en çok istismar eden ve İslam’ın içini boşaltan kendileri olduğu halde, “Ya içki içenler ya alnı secdeye gidenler kazanacak” “Mükerrer cami açılışları cami avlularında miting yapmak” “bunlar diyaneti kaldıracaklar” “ezan dinmeyecek” bunlar “erkeği erkekle evlendirecek” “LGBT fırsat vererek aile yuvamızı tehlikeye atacaklar” gibi iddialarla Millet İttifakını ve Kılıçdaroğlu’nu suçlaması, bu yalanlara milleti inandırması,

•             Kılıçdaroğlu’nun helallik dilemesi, başörtülüleri aday yapması, başörtüsünü yasa güvencesine almak istemesi ve İslami değer ve simgelere saygısını ısrarla belirttiği halde, “CHP'nin  din düşmanı parti olduğu iddiasının ısrarla gündeme tutulması ve yine sehven “seccadeye basma” olayını ısrarla miting alanlarına bilinçli bir şekilde taşınması  muhafazakar seçmen üzerinde kırılmaz bir algının oluşturdu ve milletin buna inandırılması

•             Vatan, Bayrak, Yerli ve Millilik: Ülkemizde tarım ve hayvancılığı bitiren, tekel tütün, iplik, şeker, kağıt ve diğer üreten tüm fabrikaları satarak veya özelleştirerek her alanda ülkemizi dışa bağımlı hale getiren, 450 Milyar Dolara dış borç yapan, kapı kapı dolaşarak, uluslararası kredi kuruluşlarında dolar cinsinden, yüzde 9 -10larda faizle kredi bulmaya çalışan kendileri olduğu ve Kılıçdaroğlu hukuk ve adaletin sağlanmasıyla 5 yılda 300 milyar dolar yatırım gelecek demesine rağmen “bunlar İngiltere’den 300 Milyar dolar kirli para” getirecek gibi iddialarla Millet İttifakını ve Kılıçdaroğlu’nu suçlaması, bu yalanlara milleti inandırması,

Bu örnekleri artırmak mümkün. Yani seçim meydanlarında duyduğumuz yalan, iftira ve iddiaların çoğu "imamın keçisi çalınmış imam keçi çaldı" şeklinde haber yapılması gibi iddialarla Millet İttifakını ve Kılıçdaroğlu’nu suçlaması ve bu yalanlara milleti inandırması sonucu seçimde böyle bir sonuç ile karşı karşıya kaldık.

Bir sonraki yazımızda, “AKP ve Cumhur İttifakı Sandığına oy taşıyanları işleyeceğiz”

Vesselam