Saadet Partisi Hukuk İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda yapılan tespitler şu şekilde: 

Ülkemizde AK Parti döneminde, önce hukukun üstünlüğü yerine üstünün hukuku geçerli olmuş sonrasında ise kuralsız bir düzene geçilmiştir. Hukuk iktidarın menfaatlerini gerçekleştirmekiçin bir araç olarak kullanılmaktadır.

AK Parti iktidara geldiği andan itibaren özelleştirme adı altında ülkemizin tüm stratejik varlıklarını yabancılara satmaya başlamıştır. Ne yazık ki toprağımızı yani vatanımızı yabancılara vermek için de yasa adı altında düzenlemeler yapmış, Şehit kanlarıyla sulanmış toprağımızı gözden çıkarmakta bir beis görmemiştir.

ANAYASA MAHKEMESİ YABANCILARIN ARAZİ VE EMLAK EDİNMESİNE KARŞI ÇIKMIŞ ALDIĞI KARARLARDA ŞÖYLE DEMİŞTİR:

“Ülkede yabancıların arazi ve emlak edinmesi salt bir mülkiyet sorunu olarak değerlendirilemez. Toprak devletin vazgeçilmesi olanaksız temel unsuru, egemenlik ve bağımsızlığın simgesidir.”

‘’Yabancıya satılmış toprakların yasal yollardan yerine göre geri alınabilmesi olanağının varlığına güvenilemez. Yabancının her an kendi devletinin himayesinde olduğu dikkate alındığında böyle bir yola başvurmanın devletlerarası çetin sorunları davet etmesi kaçınılmazdır.’’

TARIM VE HAYVANCILIKLA UĞRAŞAN KÖYLÜ TOPRAĞINI EKEMEZ, HAYVANCILIK YAPAMAZ HALE GETİRİLEREK KÖYÜNÜ TERK ETMESİNE ZEMİN HAZIRLANMIŞTIR.

KÖYLERİ BOŞALTMAK ve SATMAKLA İŞE BAŞLADILAR

Bir insanın hücreleri ne ise bir ülke için de köyler odur. Köylerimiz bilinçli olarak boşaltılmıştır. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylü toprağını ekemez, hayvancılık yapamaz hale getirilerek köyünü terk emesine zemin hazırlanmıştır.

- 2022 verilerine göre AK Parti iktidarında 2002-2022 döneminde 19 bin 708 köy okulunun kapısına kilit vuruldu. AK Partinin iktidara geldiği 2002 yılında 3 milyon 275 bin 458 olan köy okullarına kayıtlı öğrenci sayısı, 2022 itibarıyla 609 bin 137’ye kadar geriledi.

- 2003 yılında Köy Kanununun 87. maddesi iptal edilerek ‘’YABANCILARIN KÖYLERDE TAŞINMAZ EDİNME YASAĞI KALDIRILDI’’

Kaldırılan 87. madde metni şöyle idi: “Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunmayan gerçek şahıslar, gerek şahıs hükmünde olan cemiyet ve şirketlerin (eşhası hususiye ve hükmiye) köylerde arazi ve emlak almaları memnudur.”

KÖYLERİ MAHALLE YAPIP KÖY TÜZEL KİŞİLİĞİNİN MALLARINA EL KOYDULAR

12 Kasım 2012’de çıkartılan 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi Ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Türkiye’deki büyükşehirlerin sınırları içindeki köylerin statüsü mahalleye dönüştürülmüştür.

16 binden fazla köyü etkileyen bu düzenleme seçim hesapları ile 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra yürürlüğe girmiştir. Aynı düzenlemeyle köylerin yanı sıra 1053 belde de mahalleye dönüştürülmüştür.

Köylerin mahalleye dönüştürülmesiyle birlikte köy tüzel kişiliğinin ortak mallarının, meralarının mülkiyeti bağlandıkları belediyelere geçti. Bazı belediyeler bu taşınmazları sattı. Kimi yerlerde belediyelerin yaptığı imar değişikliğiyle tarım alanları imara açıldı. Mahalleye dönüştürülen köylerde Büyükşehir Yasası geçerli hale gelince ahır yapmak zorlaştı. Şikâyet olması durumunda hayvancılık yapanlar köy dışına çıkmaya zorlandı. Köyde yaşayan vatandaşlar su faturalarını merkez mahalle bazında ödemek zorunda kaldı. Emlak vergisi muafiyeti kaldırıldı. Çevre temizlik vergisi köylüleri de kapsar hale geldi.

KÖYÜN ORTAK MALLARINA BİR STATÜ DEĞİŞİKLİĞİ İLE EL KONULUP KÖYLÜYÜ DESTEKLEYEN TÜM DÜZENLEMELER KALDIRILDI.

KÖYLÜYÜ KÖYDEN ÇIKARMA ÇALIŞMALARINA SON HIZ DEVAM EDİYORLAR

23 Mart 2023’te Orman Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kabul edildi ve 05.04.2023 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Bu Kanun uyarınca değiştirilen kanunların içinde Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu da bulunuyor.

TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNUNU DEĞİŞTİRDİLER

İki yıl süreyle işlenmeyen tarım arazilerinin rayiç bedel üzerinden Tarım ve Orman Bakanlığınca kiraya verileceği hükmü getirildi. Tarlasını ekemez hale getirilen, girdi maliyetlerini bile kazancı ile karşılayamadığı için çiftçiliği bırakan köylünün tarlasını Devlet “mademekmedin ben burayı kiraya veriyorum” deyip elkoymaktadır.

Bu araziler kimlere kiralanacak? Zaten iflas etmiş ve kendi tarlasını bile ekemeyen diğer köylülere mi, yoksa yabancılara, yabancı şirketlere ve hatta yabancı devletlere mi?

Peki, bir adım sonrasında ne olacak? Düşük olduğu bilinen rayiç bedel ile kiralanan toprağı için köylüye teklif edilecek cüzi miktarlar kabul ettirilerek toprağının satın alınması kuvvetle muhtemeldir. 

TABİRİ CAİZ İSE PES ETMEYEN KÖYLÜ, TOPRAĞINI SATMASI VE KÖYÜNÜ TERK ETMESİ İÇİN ZORLANIYOR

PLANLAMA ADI ALTINDA TARIM ve HAYVANCILIĞA BİR SEKTE DAHA VURULDU

14 EYLÜL 2023’DE TARIMSAL ÜRETİMİN PLANLANMASI HAKKINDA YÖNETMELİK RESMİ GAZETEDE YAYINLANIP YÜRÜRLÜĞE GİRDİ 

Bu yönetmeliğe göre bitkisel üretim (tarım), hayvansal üretim (hayvancılık) ve su ürünleri üretiminin türü ve miktarı izne bağlandı.

Artık kimse “ben istediğimi istediğim kadar ekerim”, “ben istediğim tür hayvandan istediğim sayıda yetiştiririm” diyemeyecek. Bunu yapan kişi idari yaptırımlarla karşılaşacak. Hatta uzaktan algılama sistemi de dahi olmak üzere sıkı denetimlere tabi tutulacak.
Şimdiden çiftçilerimize izinsiz ekim yapmayacaklarına dair belge imzalatılmaktadır.

Tabiri caiz ise pes etmeyen köylü, toprağını satması ve köyünü terk etmesi için zorlanıyor.

TAPU KANUNUNU DEĞİŞTİRDİLER

2012 yılında Tapu Kanunu değiştirilmiş yabancılara toprak satışında:

  • MÜTEKABİLİYET (KARŞILIKLILIK) ESASI KALDIRILMIŞTIR.
  • YABANCILARIN ÜLKE GENELİNDE ALABİLECEĞİ TAŞINMAZLARIN TOPLAM YÜZÖLÇÜMÜ 2,5 HEKTARDAN 30 HEKTARA ÇIKARILMIŞTIR.
  • İLÇE YÜZÖLÇÜMÜNÜN YÜZDE 5’İ YABANCILAR TARAFINDAN ALINABİLİYORKEN BU ORAN YÜZDE 10’A ÇIKARILMIŞTIR.
  • CUMHURBAŞKANINA SINIRSIZ YETKİ VERİLEREK YABANCILARIN EDİNEBİLECEĞİ TAŞINMAZLAR İLE İLGİLİ ÜLKE, KİŞİ, COĞRAFİ BÖLGE, SÜRE, SAYI, ORAN, TÜR, NİTELİK, YÜZÖLÇÜM VE MİKTAR OLARAK BELİRLEME HAKKI GETİRİLMİŞTİR.
  • ASKERİ YASAK BÖLGELER, ASKERİ GÜVENLİK BÖLGELERİ VE ÖZEL GÜVENLİK BÖLGELERİNDE DAHİ YABANCI ŞİRKETLERİN TAŞINMAZ EDİNMELERİNİN ÖNÜ AÇILMIŞTIR. 

YABANCILAR TAŞINMAZ MAL EDİNEMEZ DENİLEN İLLERİMİZDE TEHDİT BÜYÜK

Ülkemizdeki taşınmazların el değiştirmesi milletimizi rahatsız etmektedir. Zaman zaman dile getirilen bu duruma karşı Bakanlar çıkıp Hatay, Kilis, Mardin illerinde yabancıların taşınmaz ediniminin Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklanmış olduklarını belirtmektedirler. Ancak yabancılara verilen vatandaşlıklar ile bu yasağınkolaylıkla delinebildiği muhakkaktır.

Birleşmiş Milletler verilerine göre en fazla Suriyelinin yaşadığı 5 ilin 3’ü Hatay, Gaziantep ve Şanlıurfa, ikinci 5 ilin 3’ü ise Mersin, Adana ve Kilis’tir.

Yenidoğan Çetesi davasında 7. gün | Hemşirelerden itiraflar Yenidoğan Çetesi davasında 7. gün | Hemşirelerden itiraflar

Vatandaşlık alınarak veya emanetçi alıcılar ile toprakların ele geçirilmesi ile karşı karşıyayız.

MERA KANUNUNU DEĞİŞİTİRDİLER

AK Parti döneminde Mera Kanununun “Tahsis Amacının Değiştirilmesi”ni düzenleyen 14. maddesi 2004-2018 arası tam 6 kez değiştirilmiştir.
Mera, yaylak, kışlak, harman yeri, panayır, sıvat ve eyrek yerleri gibi kamu orta mallarının
tahsis amacı değişikliği imkânı her değişiklikte daha da arttırılmış, bu yerlerin asıl amacının dışında kullanılmasının önü sonuna kadar açılmıştır.

İMAR KANUNUNU DEĞİŞTİRDİLER

17 Ağustos 2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname ile İmar Kanununun 27. maddesi değiştirilerek “Köy yerleşik alan sınırı içerisinde 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümleri uygulanmaz” hükmü getirilmiştir. Bu değişiklikle köy sınırları içerisindeki alanlara konut ve turistik tesislerin kurulmasına izin verilmiştir.

Aynı Kararname ile İmar Kanununa şöyle bir “Ek Madde” de eklenerek: “Mera, yaylak ve kışlakların geleneksel kullanım amacıyla geçici yerleşme yeri olarak uygun görülen kısımlarından kamu hizmetleri için gerekli olanların dışındakiler, talep sahiplerine bedeli karşılığında 29 yıla kadar tahsis edilebilecektir. Mera, yaylak ve kışlakların turizm merkezleri ile kültür ve turizm gelişim bölgeleri kapsamında kalan kısımları, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu çerçevesinde kullanılmak ve değerlendirilmek üzere Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edilebilecektir.” hükmü getirilmiştir.

Bu alanların şahıslara 29 sene gibi uzun bir süre tahsis edilmesinin tve turizm adı altında yapılaşmasının önü açılmıştır.

YERİN ÜSTÜ GİBİ BİR DE YERİN ALTI VAR MADEN KANUNUNU DEĞİŞTİRDİLER

2004’te yürürlüğe giren Maden Kanununa göre maden şirketlerine kolaylıklar tanındı. 2005’ten itibaren Türkiye’de maden aramak için ruhsat isteyen yabancı şirketlerin sayısında büyük artış oldu. Sadece 2006-2008 yıllarında verilen ruhsat miktarı 40 bin 193’tür.
Yasa ile yer altı zenginlikleri sadece yüzde 2 vergi karşılığında yabancı sermayeli şirketlere açılırken, zenginleştirme işleminin ülkede yapılması halinde devlet payı yüzde 1’e çekildi.

2009’daki bir incelemeye göre yabancıların ülkemizde sahip olduğu maden alanı 150 bin kilometrekareye ulaşmıştı. Türkiye’nin yüzölçümünün 783.562 km² olduğunu hesaba katarsak ülkenin yüzde 19’u yabancı kontrolünde idi. Aradan geçen 14 yılda bunun hangi boyutlara ulaştığını tahmin bile edemiyoruz. Bu ve benzeri konularda resmi kaynaklardan sağlıklı bir veriye ulaşılamıyor.

YERLİ OLDUĞU DÜŞÜNÜLEN DİĞER MADEN ŞİRKETLERİNİN NEREDEYSE TAMAMI DA YABANCI ORTAKLI! 

MADEN ARAMA ve İŞLETİLMESİ İÇİN ORMAN KANUNU DEĞİŞTİRDİLER

23 Mart 2023’te Orman Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kabul edildi ve 05.04.2023 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Bu Kanun uyarınca değiştirilen kanunların içinde Orman Kanunu da bulunuyor.Devlet ormanları sınırları içindeki tohum meşcereleri, gen koruma alanları, muhafaza ormanları, verimli orman alanları, orman parkları, endemik ve korunması gereken nadir ekosistemlerin bulunduğu alanlarda maden aranması ve işletilmesi, Tarım ve Orman Bakanlığının muvafakatine bağlandı.

GÖZÜMÜZ GİBİ BAKMAMIZ VE AYAK DAHİ BASMAMAMIZ GEREKEN ALANLARIMIZ DAHİ MADEN ŞİRKETLERİNE AÇILDI.

MİLLİ PARKLAR KANUNUNU DEĞİŞTİRDİLER

2018 yılında getirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrasında Milli Parklar Kanununun 3. maddesine göre milli parkları belirlemede TEK YETKİLİ CUMHURBAŞKANI OLDU.

2023 yılında Cumhurbaşkanının imzasıyla Resmi Gazetede yayımlanan karara göre, Uludağ Milli Parkının yaklaşık ikin bin hektarlık bölümü “milli park” statüsünden çıkarıldı.

MİLLİ PARK STATÜSÜNDEN ÇIKARILAN ALANLARIN TURİZM ADI ALTINDA YERLEŞİME AÇILACAĞI AŞİKÂRDIR.

ŞAHISLARIN MÜLKÜNE EL KOYMAK ve ORTAK OLMAK İÇİN KANUNU DEĞİŞTİRDİLER

7471 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 7 Kasım 2023 tarihinde kabul edilip 9 Kasım 2023 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Bu Kanun ile 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunda önemli değişiklikler yapıldı. Değişikliklere dair uygulamalar vakit kaybetmeden başlatıldı, her gün yeni rezerv alanları ilan ediliyor. 

"Rezerv yapı alanı" tanımında değişiklik yapıldı. Rezerv yapı alanı tanımında yer alan "yeni yerleşim alanı olarak" ibaresi metinden çıkarıldı. Herhangi bir taşınmazın rezerv yapı alanı olarak belirlenebilmesi için meskûn alanlar dışında olması gerekiyordu, değişiklikle YERLEŞİM YERLERİNDE YER ALAN PARSELLERİN DE REZERV YAPI ALANI OLARAK BELİRLENMESİ MÜMKÜN HALE GELDİ.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı artık bina bulunan alanları da rezerv alan ilan edebilecek. Önceden yalnızca boş alanlar rezerv alan ilan edilebiliyordu. Yeni düzenlemede artık mevcut binalar maliklere sorulmadan rezerv alan kapsamına alınabilecek. Bakanlık istediği her yeri rezerv alan ilan edebilecek.

Rezerv alan ilan edilen yerdeki konutlar mahkeme süreci dâhil 90 gün içinde boşaltılacak.

Rezerv alanlardaki imar planı, parselasyon, ruhsat ve iskân aşamalarında Bakanlık yetkili olacak, belediyeler devre dışı bırakıldı.
Riskli yapı tespitinde, ev sahibi konutunda olmasa da kolluk gücüyle tespit yaptırılabilecek.

Taşınmazlarını rezerv yapı alanı şeklinde kentsel dönüşüme sokmak isteyenler, ARSALARININ YÜZDE 30'UNU DEVLETE HİBE EDECEK YA DA YÜZDE 30'UNUN PARASAL DEĞERİNİ DEVLETİN HESABINA YATIRACAK. YANİ DEVLET TAPUYA ORTAK OLACAK. MALİKLERİN SAYISI DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDE DEVLET EN BÜYÜK HİSSEDAR HALİNE GELECEK.

Depremde riskli olmayan yapıların da yıkılmasının, riskli olmayan rantı yüksek yapılara dönüşüm adı altında el konulmasının önü açıldı.
Dönüşüm adı altında yapılan konut projelerinden maalesef ekonomik durumu bozuk olan vatandaşımız değil yabancılar konut almaktadır.

Hatta kimi yabancı bir projeden bile çok sayıda daire satın almaktadır.

Antalya’da satılan her üç konuttan birini yabancılar almaktadır. Bu satışların durdurulması için imza kampanyası dahi başlatılmıştır.

YAVRU VATAN KKTC’DE DE YABANCILARA TAŞINMAZ ve TOPRAK SATILIYOR

KKTC Meclisi yabancıların taşınmaz mal alımlarındaki artış sebebiyle olağanüstü toplandı ve durumun incelemesi için “Toprak Satışlarını İnceleme Komisyonu”nu kurdu.

TÜRKİYE’YE SAHİP ÇIKAMAZSAK KKTC’YE HİÇ SAHİP ÇIKAMAYIZ

2005 yılında dönemin Maliye Bakanı yabancılara toprak satışı ile ilgili “KİMSENİN TOPRAĞI SIRTINA ALIP GÖTÜRECEĞİ YOK” demişti.
Evet, doğru kimse toprağı sırtına alıp götürmüyor ancak bizi artık o topraklara sokmuyor! KANLA ALINAN TOPRAKLARIMIZ PARAYLA VERİLİYOR!