Fesih Bozan "Bir İlim, Fikir, Devlet ve Dava Adamı Olarak Erbakan" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Bir İlim, Fikir, Devlet ve Dava Adamı Olarak Erbakan
1926 yılında başlayıp, 2011’de son bulmuş inanç, azim, kararlık, mücadele ve cihatla dolu 84 yıllık bereketli bir ömür…
Türk siyasetinin hocası kabul edilen Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatının üzerinden tam 14 yıl geçti.
“Yaşanabilir bir Türkiye”, “Yeniden büyük Türkiye” ve “Yeni bir dünya” idealleriyle Türk siyasetine yeni bir anlayış getiren Erbakan Hocamız, siyasi hayatı boyunca Türkiye öncülüğünde adil bir dünyanın kurulacağına inanarak çalıştı.
Dünya gündemi ile Türk siyasal hayatına, sağ ve sol çizginin dışında “Milli Görüş” kavramını taşıyarak, Türkiye ve İslam dünyasında siyasi bir uyanışa vesile olan Erbakan hocamız, hak ve adalete inanan tüm Müslümanların “İslam Birliği” adı altında birleşmesi gerektiğini savundu. Ve 54. Hükümetin Başbakanı olarak ilk fırsatta İslam Birliğinin temelini oluşturan D-8’i kurmuştur.
Türk siyasetine ideolojisi ve üslubuyla yeni bir heyecan getiren Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız 1926’da başlayan dünya hayatını 27.02.2011 yılında tamamlamış ebedi dünyaya irtihal etmiştir.
Erbakan Hocamızın mücadeleci, inançlı, azimli, kararlı, çalışkan, teşkilatçı ve renkli kişiliği, Türkçe’ye hâkimiyeti, güçlü hitabet yeteneği, nazik , latif ve mizahî üslûbu, yumuşak ama ısrarcı tavrı, uzlaşmacılığı, güçlü ikna kabiliyeti, Müslüman ülkelerle ilişkilere önem vermesi, Batı ve Siyonizmi çok iyi tanıması gibi özellikleriyle son devir Türk siyasî hayatının ve İslam ülkelerindeki en etkili ve üzerinde en çok tartışılan isimlerinden biri olmuştur. Bununla beraber Batı ve Siyonizmin de korkusu ve istenmeyen lideri olmuştur.
Siyasî hayatı boyunca dört partisi laikliğe aykırılık gerekçesiyle kapatılmış, iki defa siyasî yasaklı hale gelmiş, hapis yatmış, bütün baskı ve engellemelere rağmen pes etmemiş vefat edinceye kadar aktif siyasete ve mücadeleye devam etmiştir.
Erbakan Hocamızın hayatını koronojik sıraya göre tanımak yerine, önemli olan savunduğu dava, sahip olduğu ilke ve prensipleri, ortaya koyduğu hedef ve vizyonu tanımaktır.
Erbakan Hoca, ülkemizde en çok anılan ve tanınan ancak en az anlaşılan liderdir diyebiliriz. Hayatta iken her türlü baskı, engel ve ihanetlere maruz kalan Erbakan Hocamızın vefatı sonrası onu terk edenler tarafında kıymete bindiğini görüyoruz. Eğer sağ iken gereği gibi anlaşılmış, önü kesilmemiş, ihanete uğramamış, partisi bölünmemiş olsaydı, ülkemiz bu halde mi olurdu? Ama yine de iktidarın, brokrasinin ve gelecek nesillerimizin Erbakan Hocamızı doğru anlamaya ihtiyacı vardır. Ancak;
Erbakan Hocayı anmak ve anlamak, onun söz ve videolarını paylaşmak değil, onun çizdiği ufku takip etmek, onun ideallerine yürümek ve yol alabilmektir.
Erbakan Hocayı anmak ve anlamak, onun sahip olduğu vizyona sahip olmak, ortaya koyduğu inovasyona ve inoaktif anlayışa sahip olmaktır.
Erbakan Hocayı anmak ve anlamak, bugün Kuran ve Sünnet nasıl yaşanır, karşımızdaki yeni nesille nasıl iletişim kurulur, muhatabımız olan kişi ve toplumla hangi metot ve yöntemle çalışılır onu bilmektir.
Erbakan Hoca, siyasi hayatı başta olmak üzere, tüm hayatı boyunca İslam’ı merkeze koymuş ve referansı hep İslam olmuştur.
Erbaka Hoca,
“İslamsız Saadet olmaz, Şuursuz Müslüman olmaz, Cihatsız İslam olmaz” sözleriyle üç çivi'yi kafamıza çakmamız gerektiğini ve yine
“Şu dünyaya gönderiliş gayemiz olan kulluk imtihanını başarabilmek için üç tane temel ve birbirini tamamlayan esas vardır:
1- Herşeyden önce İslâm’ı temel kaynaklarından, doğru ve doyurucu biçimde öğrenmek, İslâm’ın her konudaki emrini bilmek,
2- Öğrendiğimiz İslâm’i esaslara göre yaşamak, Kur'an’ın hükmünü hayatımıza tatbik etmek,
3- Her yerde, her halde ve her meselede mutlaka İslâm’a göre yani İslâmca düşünmek." gerektiğini savunarak İslam’a olan bağlılığını ortaya koymuştur.
Erbakan Hoca, İslam’i ilimlere hakim olduğu gibi aynı zamanda beşeri ve fen ilimlerine sahip bir bilim adamı ve akademisyenidi.
Erbakan Hoca, bir aksiyon adamıydı. Sadece konuşan değil, aynı zamanda yaşayan, yaşatan, kitleri harekete geçiren, heyecanlandıran ve bütün engellere rağmen pes etmeyen bir liderdi. Dört partisi, Milli Nizam, Milli Selamet, Rafah ve Fazilet Partileri kapatılmış ama o beşincisi olan Saadet Partisini kurmuştur.
Erbakan Hocamız, çok okuyan ve araştıran bir lideri. Güçlü hafızası ve her konuda bilgi sahibi olması onun ne kadar çok okuduğunu bize göstermiştir.
Erbakan hoca çok güçlü bir mantığa sahipti. Akıl, kıyas, mantık, tümden gelme, tüme varım, hazır cevap, sözlerindeki güç, ikna kabiliyetiyle bunu her ortamda ortaya koymuştur.
Erbakan Hoca, inanç, azim ve kültürü baskı altına alınmış, inanç değerlerini kaybetmiş olan bir toplumu, tekrar uyandırmış, şuurlandırmış kendilerine öz güven vermiş ve her kademede söz sahibi yapmış bir liderdi.
Bazılarının “ben Anayasa kararına uymuyorum ve saygı da duymuyorum” dediği günümüzde, Erbakan Hoca, mevcut yasalara hep saygı duymuş, kurduğu Parti ve Milkolarla, bütün çalışmalarını kanunlara uygun ve şeffaf bir şekilde yapmıştır.
Erbakan Hoca ömrü boyunca hep üretimi savunmuştur. Bu anlamda Ağır Sanayi hamlesi, teknoloji, tarım ve hayvancılık başta olmak üzer her alanda kendi kendimize yetecek üretimin gerekliliğini savunmuş ve Başbakan ve Başbakan Yardımcısı olduğu dönemlerde bunu icraata koymuştur.
Maddi kalkınmanın önce ahlak ve maneviyatla beraber olacağını hep söylemiştir.
Yaşanabı̇lı̇r Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye hedefinin Ekonomi ve savunmadaki bağımsızlıkla beraber, “önce ahlak ve maneviyata” sahip olmamız gerektiğini ve Yaşanabilir Adil Bir Dünya için İslam Birliğinin şart olduğunu hep savunmuş ve 54. Hükümette Başbakan olduğu ilk fırsatta D-8’i kurmuştur. Bununla beraber; İslam NATO’su, İslam Dinarı, İslam Ekonomik İşbirliği, İslam Ülkeleri Kültürel İşbirliği gibi İslam ülkeleri arasında siyasi, askeri, ekonomik, kültürel ve Ar-Ge gibi her alanda işbirliğini savunmuştur.
Erbakan Hoca 54.Hükümetin Başbakanlığında yine Havuz Sistemi dediğimiz sistemle devletin tüm parasının tek hesapta toplanmasını sağlamış ve milletin parasını bir avuç rantiyeciye değil millete dağıtılmasını sağlamıştır.
Erbakan’ı anlamak veya Erbakan’ın yolundayız demek, lafla olmaz bu hedefleri gerçekleştirmek ve “bana ne Amerikan” diyebilmekle olur.
Vefatının sene-i devriyesi vesilesiyle, Erbakan Hocamızı bir kez daha saygı ve özlemle yad ediyor, Allah (cc)’dan rahmet diliyorum.
Vesselam.