Hayatı
Babası Destban Ağazâde Mustafa Ağa’dır. Kâdirî tarikatı pîr-i sânîsi İsmail Rûmî’nin soyundandır ve seyyiddir. Babasının vefatından sonra annesi tarafından tahsil için Kastamonu’dan İstanbul’a gönderildi. Arapça ve dinî ilimlerden medrese tahsilini gördü. Sesinin güzelliği ve merakı dolayısıyla, devrinin büyük üstâdı Kömürcüzâde Hâfız’dan mûsikî meşk etti. Okuduğu bir na’tı dinleyen II. Mahmud’dan himâye gördü. Eğitimi ile memur Ali Paşa tarafından Galata Sarayı’na alındı. Üç sene ilim ve sanat tahsili için bulundu, hüsn-i hat ve mûsikîdeki ustalığı şöhret bulunca da Saray-ı Hümâyûn’a alındı. Devrinin birçok ünlü sanatkârları ile bulundu, padişah huzurunda yapılan fasıllara sazı ve sesiyle katıldı. Sonrasında Hac vazifesi için izin alıp saraydan uzaklaştı. Müntesib olduğu Nakşî şeyhi Ali Efendi ve Medine’de mukim Şeyh Mehmed Can Efendi’den seyrüsülûkunu tamamladı. Oradan Mısır’a geçti bir süre kaldıktan sonra İstanbul’a avdet etti ve dervişâne hayatını devam ettirdi. Akıbet bir Ramazan günü Bayezid Camii’nde okuduğu bir kametten sesini tanıyan II. Mahmud, yanına çağırttığı, Özbek dervişi kisvesindeki İzzet Efendi’nin cezalandırılmasını istedi ise de müteessir olup affetti. Tekrar Saray’a girdi. Sultân Abdulmecid’in tahta çıkışından sonra, önce Eyüp Sultân Câmii imamı ardından padişahın ikinci imamı oldu. Selânik, Mekke, İstanbul ve Anadolu kadıaskerliği pâyelerini aldı, şehzadelerin yazı hocalığı ve nakîbüleşrâflık vazifeleri ile devam etti. Rumeli kadıaskerliğini de fiilen ifa ettikten sonra reisülülemâ oldu. Hüsn-i hat ve mûsikîdeki erişilmez sanatkârlığından başka bestekâr ve şâir olarak da kıymeti ölçüsüz eserlerin sahibi oldu. Farklı beste türlerinde yirmi civarında eser besteledi. Birbirinden kıymetli sanatkârlar yetiştirdi. İstanbul’da vefat etti ve ceddi İsmail Rûmî’nin bulunduğu Tophane Kâdirihâne dergâhı haziresine defnoldu.
Hat Tarihindeki Yeri ve Özgün Katkıları
Mustafa İzzet Efendi Osmanlı hat sanatının en önemli temsilcileri arasında sayılır. Sülüs ve nesih yazılarda Şeyh Hamdullah ve Hafız Osman vadisinde, celîde Mustafa Râkım tavrını benimsemiş ve kendine mahsus güçlü bir tarz oluşturmuştur. Muhtemelen Sultan Abdülmecid’in tavsiyesi üzerine Mahmud Celâleddîn yolunda da eserler vermiş olmasına rağmen Râkım’ı tercih ettiği görülmektedir. Yetiştirdiği talebelerinin her biri hat sanatının büyük hattatlarındandır.
Mustafa İzzet Efendi hat sanatının neredeyse bütün eser türlerinde çok sayıda yazmış velûd bir sanatkârdır. Mushaf-ı şerif, En‘am, cüz, hadis ve dua mecmuası ile delâil-i hayrâtlardan başka, ikiyüz hilye-i nebî, sayısız kıt‘a ve murakka ve farklı tarzlarda levhalar vücuda getirmiştir. Celî sülüsde yazdığı Ayasofya Cami kubbesi ve esmaları ile Bursa Ulu Camii’nde bulunan levhaları ebatça en büyük celî hat örnekleridir.
Öne Çıkan Eserleri
-
Sülüs-Nesih Kıt´a: TSMK, GY, nr. 324/21.
-
Celî Sülüs Hadis-i Şerif: TSMK, GY, nr. 971.
-
Sülüs-Nesih Hilye-i Şerife: TSMK, GY, nr. 475.
-
Sülüs-Nesih Hilye-i Şerife: TSMK, GY, nr. 1243.
-
Sülüs-Nesih Kıt´a: TSMK, GY, nr. 1522.
-
Sülüs-Nesih Kıt´a: TSMK, HEA, nr. 112.
Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu