Hayatı

Hayatı hakkında çok az bilgi, kendi eserlerinden öğrenilir. Nisbesinden anlaşıldığı gibi Konyalı’dır. Babası devlet birimlerinde kâtiplik görevinde bulunduğu için Kâtip Sinan olarak anılmıştır. Babasının işi nedeniyle İstanbul’da bulunan Konevî, burada yetişmiştir. Kendi ifadesiyle zamanın bütün büyük astronomlarıyla tanışmış ve çalıştığı konuları ilgili alanın uzmanlarından öğrenir. Bu bağlamda yaşadığı dönem de dikkate alınarak Ali ve/veya öğrencilerinin elinde yetişmiş olabileceği yahut en azından Ali Kuşçu’yla Osmanlı’ya yerleşen Semerkand matematik-astronomi okulunun bilgi birikiminden ve aynı dönemde gerçekleştirilen istinsahlar sayesinde Memluk astronomlarının mîkât geleneğinden beslendiği söylenebilir. Muhammed Konevî, Edirne’de II. Bâyezîd tarafından yaptırılan camininki de dâhil çeşitli muvakkithânelerde muvakkitlik yapmıştır. Sultan II. Bâyezîd, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman devirlerine yetişen Konevî’nin tamamı mîkât ilmi alanında 13 eseri bulunur. Bu eserlerin dokuzu Türkçe, diğer dördü Arapçadır. Eserlerin beşi astronomi aletlerinin kullanımına, dördü mîkât cetvellerine ve üçü astronomi aletlerinin yapımına dairdir. Tek nüsha halinde günümüze ulaşan Ecnâhu’n-necâh isimli esere erişim mümkün olmadığından eserin içeriği bilinmemektedir.

Öğretisi

Konevî, Osmanlıların İslâm coğrafyasında meydana getirilen bilimsel bilgiyle tanıştığı XV. yüzyılın sonlarında ve XVI. yüzyılın başlarında faaliyet göstermiştir. Çağının en ileri düzeydeki astronomi, zîc bilgisi ve mîkât ilmi birikiminin Anadolu ve İstanbul’a gelen bilginler ve istinsahlar vasıtasıyla öğrenildiği bu dönemde, Konevî’nin astronominin bütün dallarını öğrendiği ve fakat araştırma ve çalışmalarında mîkât ilmine yöneldiği anlaşılır. Fakat bilindiği gibi teorik astronominin aksine, Selçuklular ve beylikler dönemlerinde Anadolu’da mîkât ilmi alanında herhangi bir birikim ya da gelenek oluşmamıştır. Osmanlılar, XV. yüzyılın ikinci çeyreğinde hassaten Ömer ed-Dımeşkî isimli bir müstensihin ve astronomun bir mecmuada derlediği Memluk astronomlarının risaleleriyle bu ilimden haberdar olmuş ve günlük dini ihtiyaçlara cevap veren bu ilmi kısa sürede benimsemişlerdir. Konevî, yeni oluşan Osmanlı mîkât külliyatının önemli bir parçası olmuş; eserleri ve üslubuyla Memluk mîkât geleneğinin Osmanlılardaki temsilcisi haline gelmiştir.

Gelişmekte olan imparatorluğun temel dini ihtiyaçlarına çözüm üreten mîkât ilminin konularını tek tek ele alan Konevî, Osmanlıların kolay öğrenme ve öğretme karakterine uygun olarak eserlerini, mîkât ilminin eksiklerini kapatmak ve mevcut çözümleri basit ve anlaşılır hâle getirmek amacıyla telif eder. Bu bağlamda eğer herhangi bir konu, mevcut risalelerde yeterince açık işlenmişse ve daha faydalı bir bilgi ortaya koymak mümkün değilse, o konuda yeni bir risale yazmak yerine mevcut risaleleri kullanmayı tercih etmiştir. Aynı şekilde sayısal verileri geçerliliğini koruyan mîkât cetvellerini kullanmayı sürdürerek hem tekrardan hem de gereksiz vakit kaybından kaçınmıştır. Dolayısıyla kaleme aldığı eserler, genellikle Osmanlı mîkât külliyatında telif ya da istinsahlarda işlenmemiş konuları içerir. Böylece Konevî’nin, hem Memluk mîkât geleneğini sürdürdüğü hem de ele alınmayan konuları gündeme getirerek mîkât ilminin eksiklerini gidermeye çalıştığı ifade edilebilir.

Konevî’nin Osmanlı mîkât külliyatına en önemli katkılarından biri, eserlerinin çoğunu Türkçe telif ederek, mîkât ilmindeki Türkçeleştirme hareketini başlatmasıdır. Mîkât ilmiyle meşgul kimselerin Arapçasının yetersiz olabileceğini düşünerek bu ilmin daha geniş kitlelere ulaşabilmesi için eserlerini Türkçe kaleme alırken, aynı zamanda çok basit bir üslup kullanır ve ele aldığı her yeni meseleyi örneklerle açıklar.

Muhammed Konevî’nin eserlerinin tamamı, onun mîkât ilminde kolaylaştırıcı bir rol üstlenmeye çalıştığının örnekleriyle doludur. Mesela, Aslu’l-mu‘addil isimli eserinde rub‘u’l-müceyyeb denilen alet ile saat açısı hesaplamanın yeni ve çok kolay bir yolunu ilk kez tarif eder. Kendisinden önceki astronomların karmaşık işlemlerle meşgul olduğunu ve bunun hata riskini artırdığını düşünen Konevî, hem hassas hem de kolay çözümlemeler üretmek, mîkât ilmini olabilecek en basit ve anlaşılabilir düzeye kavuşturmak için çalışmıştır.

Muhammed Konevî’nin en önemli eseri, Mîzânu’l-kevâkib’tir. Yıldızların konumuna dayalı olarak namaz vakitlerini gösteren cetvellerden müteşekkil bu eser, telif edildiği tarihe kadar Güneş’i değil yıldızları esas alan ilk kapsamlı çalışma olması bakımından, Osmanlıların mîkât ilmine en özgün katkısı kabul edilir. Eser, 266 varakta yaklaşık 250.000 sayısal veri içerir. Konevî, giriş kısmında, bu eseri hiçbir gözlem aleti kullanmaksızın vakit tayini yapabilmek amacıyla telif ettiğini bildirir. Nitekim 41 derece İstanbul enlemine göre hazırlanan cetveller, yıl boyunca her gün 500’den fazla yıldızın güney 0 derecesine ulaştığı andaki dört vakti bildirir. Bunlar:

  1. Gün batımından itibaren geçen zaman
  2. Gün doğumuna kadar kalan zaman
  3. Sabah aydınlığına kadar kalan zaman
  4. Öğle ortasına kadar kalan zaman

Güney 0 derecesini bilen kimse, çıplak göz gözlemiyle bu açıya gelen yıldızları tespit edip, cetvellerden o ana ait zaman değerlerini okuyabilir. Böylece gece vakit tayini yaparken hiçbir alet kullanılmasına gerek olmaz. Konevî’nin tartışmasız başyapıtı sayılabilecek Mizânu’l-kevâkib’i, gözlem aleti ihtiyacını ortadan kaldıran niteliği ve zîclerdeki sayısal verilerden yararlanılarak hazırlanmış olması bakımından diğer mîkât cetvellerinden ayrılır.

Konevî, hemen bütün eserlerinde basitleştirmenin yol ve yöntemlerini sunmuş, sonraki nesillerin mîkât ilmini daha kolay öğrenmesine imkân sağlamıştır. Eserleri XIX. yüzyıla kadar birçok kez istinsah edilerek kullanılmış, alanında kaynak kitap olmuştur.

Öne Çıkan Eserleri

  • Ecnâhu’l-Cenâh: Bağdat Evkâtu’l-‘Amme, nr. 12294.
  • Aslu’l-Mu‘addil: Arkeoloji Müzesi, nr. 1255/4.
  • Fazlu’d-Dâir: Arkeoloji Müzesi, nr. 1255/5.
  • Hediyyetu’l-İhvân: Kahire Dâru’l-Kütüb, nr. 4485.
  • Hediiyetu’l-Mülûk: İstanbul Üniversitesi, nr. 1824/6.
  • Kitâbu fî Ma‘rifeti Vaz‘i’r-Rûhâmât li-‘Arzı 41:  Kahire Dâru’l-Kütüb, nr. 4059.
  • Mîzânu’l-Kevâkib: Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2710, Topkapı Sarayı Müzesi Ktp., III. Ahmed, nr. 3515.
  • Mûzihu’l-Evkât fî Ma‘rifeti’l-Mukantarât: Kadızâde Mehmed, nr. 336.
  • Risâle fî Ma‘rifeti Vaz‘i’r-Rub‘i’d-Dâiretü’l-Mevzû‘a Aleyhi’l-Mukantarât: Topkapı Sarayı Müzesi Ktp., III. Ahmed, nr. 3485.
  • Tebyînu’l-Evkât: Topkapı Sarayı Müzesi Ktp., III. Ahmed, nr. 3501.
  • Terceme-i Cedvel-i Âfâkî: Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2590; Topkapı Sarayı Müzesi Ktp., Hazine, nr. 1760.
  • Terceme-i Risâletu’l-Ceyb: Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2594.
  • Tuhfetu’l-Fukarâ: Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3731.

    Kaynak: İslam Düşünce Atlası
    Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu