Hayatı
Levkerî on ikinci yüzyıl İbn Sînâcılığının kurucu isimlerinden biridir. Asıl adı Ebû’l-Abbas el-Fadl b. Muhammed el-Levkerî’dir. Kaleme aldığı eserleri ve yetiştirdiği öğrencileri vasıtasıyla İbn Sînâ Okulu’nun oluşumuna zemin hazırlamıştır. Levkerî, Behmenyâr b. Merzübân (ö. 458/1066)’ın, o da İbn Sînâ’nın öğrencisidir.
Levkerî; filozof, matematikçi ve edebiyatçı kimliğe ile öne çıkan bir düşünürdür. O, Horasan bölgesinde Merv nehrinin kıyısında yer alan Levker kasabasında dünyaya gelmiştir. Doğum tarihi hakkında kesin bilgi yoktur. İlk eğitimini Levker’de tamamlamıştır. Daha sonra ise Behmenyâr b. Merzübân’dan felsefe ve dönemin geleneğine uygun olarak diğer bazı ilimleri tahsil etmiştir. Levkerî, felsefî ilimlerin (ulûmu’l-hikme) Horasan bölgesinde yayılmasına katkı sağlamıştır. Ölüm tarihi kesin olarak bilinmemektedir. İbn Sînâ’nın et-Ta’lîkât adlı eserine fihrist eklediği ve bunu da 503/1109 yılında gerçekleştirdiği dikkate alındığında, Levkerî’nin bu tarihten sonra vefat etmiş olduğu söylenebilir. Ölüm tarihi bazı kaynaklarda 517/1123 olarak verilmektedir.
Öğretisi
Levkerî’nin en önemli ve hacimli eserlerinden birisi olan Beyânu’l-hakk bi-damâni’s-sıdk, yazım sırasında plan olarak İbn Sînâ’nın eş-Şifâ ve Behmenyâr b. Merzübân’ın da et-Tahsîl adlı kitapları örnek alınarak telif edilmiştir. Eserde eş-Şifâ ve et-Tahsîl’den bazı nakillerin yapıldığı açıkça görülmektedir. Bu eser, İbn Sînâ felsefesinin İslam coğrafyasındaki seyrini ortaya koyması bakımından önemli bir nitelik taşır. Zira söz konusu eser temelde İbn Sînâ’nın görüşlerine dayanmaktadır. Levkerî’nin entelektüel faaliyetinin bir göstergesi olan bu eser, Meşşâî felsefenin âdeta sistematik bir açıklamasıdır. Felsefenin Horasan bölgesinde geniş çapta yayılmasına katkı sağlayan Beyânu’l-Hakk bi-damâni’s-sıdk mantık, tabiîyât ve ilâhiyat bölümlerinden oluşmaktadır.
Mantık kitabında ilmin mahiyeti ve bölümleri; mantığın konusu ve faydası gibi hususlar yanında temel konuları arasında yer alan belli başlı meseleler ele alınmıştır. Tabiîyât bölümü de fizik, gökyüzü ve âlem, oluş ve bozuluş, madenler, meteorolojik olaylar, nefs, bitkiler ve hayvanlar hakkındadır. İlâhiyat bölümü ise iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda (el-ilmü’l-küllî) felsefenin konusu, faydası, mertebesi gibi konuların yanı sıra mevcûd, şey, hakk, sıdk gibi pek çok felsefî kavrama yer verilmiştir. Rubûbiyat kısmında ise illetler, Zorunlu Varlık’ın (Vâcibü’l-Vücûd) sıfatları, ibda’, hareket, unsurlar (ustukussât), sudûr, inayet ve tedbir, kötülük, insanî nefsin ölüm sonrası durumu, nübüvvet meselesi ve ibadetlerin faydası gibi konular ele alınmıştır.
Levkerî’nin öğretisi incelendiğinde başta İbn Sînâ olmak üzere Fârâbî (ö. 339/950) ve Behmenyâr b. Merzübân gibi Meşşâî felsefe geleneğine mensup düşünürlerin izlerini taşıdığı görülmektedir. Örneğin, onun metafizik alana ilişkin mahiyet, hakikat, hüviyet, vücûd, mevcûd, vâcib ve vâcibü'l-vücûd gibi kavramlara ilişkin düşüncelerinde bunu görmek mümkündür. Levkerî’ye göre Vâcibü’l-Vücûd, varlığı zorunlu ve bizâtihi var olup, diğer varlıkların sebebi olan varlıktır. Zâtı gereği Bir ve Mevcûd olan Allah’ın dışındaki bütün varlıklar malûldür. Allah Bir’dir, ilk sebeptir (el-illetü’l-ûla). O’nun varlığını gerektiren kendinden ayrı bir mahiyeti olmadığı gibi cinsi, faslı, tanımı, dengi ve zıttı yoktur. Cisim değildir. Mutlak anlamda yetkindir, sırf iyiliktir (el-hayru’l-mahz), mutlak gerçektir (hakk). Akıl, âkil ve ma’kûldür; aşk, âşık ve ma’şûktur; ilim, âlim ve ma’lûmdur. Levkerî, Allah’ın selbî ve icâbî sıfatlarının O’nun zatında herhangi bir çokluğa neden olmayacağını belirtir. Bu konudaki temel yaklaşımı ise sıfatların zattan ayrı birer nitelik olarak düşünülmemesidir. Allah’ın sıfatları zatından ayrı ya da zatına eklenmiş nitelikler değildir.
Öne Çıkan Eserleri
-
Beyânu’l-Hakk bi-Damâni’s-Sıdk: nşr. İbrahim Dîbâcî, Müessese-i İntişârât Emir Kebîr, Tahran 1364/1986 (el-Mantık kısmı), Tahran 1373/1995 (el-İlmu’l-İlâhî kısmı).
-
Divân-ı Şi’ir.
-
Fihristü li’t-Ta’likât.
-
Esrarü’l-Hikme ve Şerhuha.
Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu