Hayatı

Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Doğum yeri olarak Amasya sancağına bağlı Lâdik, Humus civarındaki Lazkiye ve Denizli gösterilmiş olsa da bunlar arasından doğruluk payı en yüksek ihtimal bugün Samsun iline bağlı Lâdik bölgesidir. Eserlerinde baba adı Abdülhamid olarak geçmektedir. Flugel'in Keşfü'z-zunûn neşrinde ve sonrasında farklı kaynaklarda baba adının Abdülmecid şeklinde verilmesi hatalıdır. Bursalı Mehmed Tahir bu yanlış bilgiden yola çıkarak Lâdikli'nin Keşfü'z-zunûn'da zikredilen Abdülmecid b. İsrafil'in oğlu olduğunu iddia etmiş, Rauf Yekta da İsrafilzâdeler ailesinden olduğunu belirterek hatayı sürdürmüştür.

Eserlerinden hareketle Mehmed Çelebi'nin iyi bir eğitim aldığı, Arapça ve Farsça bildiği söylenebilir. II. Bâyezîd'in Amasya valiliği döneminde şehzadenin çevresinde bulunmuştur. Mehmed Çelebi'yle sultanın ilişkileri ilerleyen dönemlerde de devam etmiş, kaleme aldığı üç eserini de II. Bâyezîd'e sunmuştur. 886/1481'de vefat eden babası Fatih'in yerine tahta çıkan II. Bâyezîd'le İstanbul'a gelen Mehmed Çelebi burada müderrislik yapmıştır. Eserlerinde padişah mührünün yer almasından dolayı Lâdikli'nin eserlerini İstanbul'da yazdığı düşünülmektedir.

Vefat tarihiyle ilgili kesin bir bilgi yoktur. Son eseri el-Fethiyye 890/1485 tarihlidir. Kâtip Çelebi herhangi bir ölüm tarihi vermezken, Farmer ve Abbas el-Azzavî gibi araştırmacılar tahminen 900/1494-1495 senesinde vefat ettiğini kaydetmişlerdir.

Öğretisi

Lâdikli Mehmed Çelebi nazarî mûsikî çalışmaları açısından zengin bir dönem olan XV. yüzyılda yaşamış olup, Abdülkâdir Merâgî (ö. 1435), Ahmedoğlu Şükrullah, Fethullah Şirvânî (ö. 1486), Alişah b. Büke (ö. 1500) ve Hızır b. Abdullah gibi önemli nazariyâtçılarla çağdaştır. Bu çağda kaleme alınan edvârların çoğu Safiyyüddin el-Urmevî'nin (ö. 1294) çalışmalarına ve günümüzde Sistemci okul olarak isimlendirilen ekolüne dayanmaktadır. Mehmed Çelebi de Urmevî'nin 17'li ses sistemini kullanıp zenginleştirenler arasındadır. Mûsikî nazariyâtıyla ilgili eserleri Zeynü’l-elhân fi ilmi’t-te’lîf ve’l-evzân ve er-Risâletü’l-fethiyye içerik olarak Safiyyüddin'in edvâr yazım geleneğine uygun şekilde tanzim edilmiş olup, mûsikînin tanımı ve gayesi, telin bölümlenmesiyle perdelerin elde edilişi, aralıklar, aralık oranları ve birbirlerine bağlanışı, makamların tesirleri ve îkâʽlar gibi konulara yer verilmiştir. Lâdikli 7 adet dörtlü ve 13 adet beşlinin birbirine eklenmesi sonucu ortaya 91 dâire çıktığı kaydedip bunlardan on ikisinin uyumlu birleşimler (makam) olduğunu belirtmiştir. On iki makam, yirmi dört şube ve yedi avâzeyle birlikte muhtelif terkiblere değinerek yaygın edvâr anlayışına sadık kalmıştır. Mehmed Çelebi eserlerinde ayrıca Urmevî'de bulunmayan ve kendi devrinde kullanılmakta olan yeni terkib ve îkâʽlara yer vermiştir. Lâdikli'nin çalışmalarında Fârâbî, Urmevî ve Merâgî'den istifade ettiği anlaşılmaktadır. Son dönem müzikologlarından Rauf Yekta (ö. 1935) ve Suphi Ezgi (ö. 1962) ise Mehmed Çelebi'yi kaynak olarak kullanmışlardır. Mehmed Çelebi'nin iki mûsikî kitabının yanı sıra Zübdetüʼl-beyân adında Türkçe bir mantık kitabı vardır. Devrinde Türkçe bir mantık kitabı olmadığından hareketle kaleme alınan eser içerik olarak mantık terimleri sözlüğü şeklindedir.

Öne Çıkan Eserleri

  • Zübdetüʼl-Beyân: Havva Kızılçardak, "Lâdikli Mehmet Çelebi'nin Türkçe "Zübdetü'l-Beyân" Adlı Mantık Eseri Üzerine Bir İnceleme", Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul 2010.

  • Zeynü’l-Elhân fi İlmi’t-Te’lîf ve’l-Evzân: Ruhi Kalender, "XV. Yüzyılda Musiki Kuramı ve Zeynü’l-Elhân fi İlmi’t-Te’lîf ve’l-Evzân," Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara 1982; Ahmet Pekşen, "Zeynü'l-Elhân İsimli Eserin Metin ve Sözlük Çalışması: Lâdikli Mehmed Çelebi", Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul 2002.

  • er-Risâletü’l-Fethiyye: Hâşim Muhammed Receb, Kuveyt 1406/1986; Hakkı Tekin, “Ladikli Mehmed Çelebi ve er-Risâletü’l-Fethiyye’si”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Niğde Üniversitesi, Niğde 1999.

Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu