Hayatı

Klâsik ve modern kaynaklarda İbnü'l-Müneccim’in doğum yerinin Bağdat ve doğum tarihinin 241/855-6 senesi olduğuna dair ittifak vardır. Aynı kaynaklar onun 58 yaşındayken hicrî 300/912 senesinin Rebîülevvel ayının 13. gecesinde Bağdat’ta vefat ettiğini belirtmektedirler.

Eğitimini başta babası olmak üzere aile büyükleri ve aile çevresindeki âlimlerden aldığı anlaşılmaktadır. Zirâ kaynaklarda, önceden geçtiği gibi babası Ali b. Yahyâ’nın bütün ilmini oğulları arasında, bilhassa Arap-Acem ilimlerinde büyük bir kabiliyete sahip olan İbnü'l-Müneccim’e bıraktığı kayıtlıdır.

Öğretisi

İbnü'l-Müneccim öncelikle –aileden tevârüs eden- saray nedimliği yanında dönemin en iyi edebiyatçısı ve en güçlü şâirlerinden biriydi. Arap-Acem ilimlerindeki kabiliyeti yanı sıra fıkıhçı, mu‘tezilî bir kelâmcı, rivâyetçi [ihbârî] idi. En önemli özelliği ise İslâm dünyasında metafizik tahsil eden ilk müzik nazariyatçısı olmasıdır.

Kaynaklar, edebiyâtın bütün alanlarında üstün bir yeri bulunan İbnü’l-Müneccim’in, döneminin en meşhurları arasında yer aldığı hususunda ortak kanaat sahibidirler. Yâkût, Mu‘cem’inde ondan sitâyişle bahseder ve onu edebiyat sahasının parlak bir yıldızı olarak zikreder. Ayrıca divân sahibi bir şâir olduğunu belirtir. İbnü’l-Müneccim’in “recez”le yazan doğuştan kabiliyetli, üstün bir şâir olduğunu nakleden Merzubânî ise; onu zamanının en iyi ve en sağlam şâiri olarak niteler. Ebû Ahmed’in İbnü’l-Müneccim’i övmek için yazmış olduğu bir şiir nakleden Merzubânî, onun şiirlerinde dînî tutumunu anlatan veya kabiliyetini öven bir ifadeye rastlamadığını belirtir. Şiirlerinden bazılarını Mes‘ûdî’nin eserinde bulmak mümkündür. Bu eserde özellikle Mu‘tazıd ve Müktefî’nin huzûrunda inşad ettiği şiirlerin bir kısmı yer almaktadır. İbnü’l-Müneccim Arap şiirleri üzerine ilginç bir çalışma olan Kitâbü’l-Bâhir’i yazmaya başlamış, bu eser daha sonra oğlu tarafından tamamlanmıştır.

Mu‘tezile’ye bağlı bir kelâmcı olan İbnü’l-Müneccim’in, kelâmcılardan oluşan bir arkadaş meclisi bulunmaktaydı. Bu meclis toplantılarına Halife Müktefî de katılıyordu. Ez-Zehebî onun bid‘atçı ve faal bir Mu‘tezilî lider olduğunu bildirmektedir. Kaynaklar her ne kadar onun kelam sahasında eserler telif ettiğini bildirmekteyseler de bu eserlerin isimlerini zikretmemişlerdir. Kendisinin felsefeye karşı temâyülü, mu‘tezile mektebinin bir temsilcisi olmasından kaynaklanıyor olabilir. Müktefî’nin de katıldığı bu meclislerde Bağdat’ın en önemli alimleri ve ilâhiyatçıları yer alıyordu ve bu toplantılarda Müktefî ile İbnü’l-Müneccim arasında bazı olaylar, latîfeler ve espriler gerçekleşmiştir. Muhammed b. Cerir et-Taberî onun en önemli öğrencilerindendir.

İbnü’l-Müneccim’in çeşitli kültürlere vakıf ve geniş bir bilgi hazinesine sahip olduğunu belirten kaynaklar, ünlü gramerci Zeccâc ile aralarında geçen tartışmayı buna örnek gösterirler. Bilhassa Arap-Acem ilimlerindeki üstün bilgisi, Grek yazılarını okuyabilmesi, bu eserler hakkındaki derin bilgisi ve sahip olduğu metafizik kültürü onun öne çıkmasına ve birçok hal tercümesi müellifi tarafından övgüyle söz edilmesine sebep olmuştur.

İbnü’l-Müneccim Öne Çıkan Eserleri

  • Kitâbü’l-Bâhir fî Ahbâri’ş-Şu‘arâi’l-Muhadramiyyi’d-Devleteyn. 
  • Kitâbü’n-Neğam.
  • Risâle fi’l-Mûsîkâ: Muhammed Behçe el-Esrî, “Kitabü’n-Neğam li-Yahyâ b. Ali b. Yahyâ’l-Müneccim”, el-Mecma‘u’l-‘İlmiyyi’l-‘Irâkî, Bağdat 1950, s. 114-124; Zekeriya Yusuf, Risâletü’bni’l-Müneccim fi’l-Mûsîkâ, Kahire 1964; thk. Yusuf Şevki, Kahire 1976; trc. Ruhi Kalender, Necati Avcı, “Kitabü’n-Neğam”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sy. 25 (1981).

Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu