Hayatı
400/1010 yılı civarında Nesef’e yakın bir kale şehir olan Pezde’de pek çok ilim adamı yetiştirmiş bir ailede doğdu. Babası ve dedesi dönemin tanınmış alimleri olup, dedesinin Maturîdî’nin hocası olduğu belirtilmektedir. Kardeşi Ebû’l-Yüsr el-Pezdevî kelâm çalışmaları ile meşhurdur. Kendisine üslûbunun zorluğundan dolayı Ebû’l-Usr, kardeşine ise üslûbunun nisbeten kolay oluşundan dolayı Ebû’l-Yüsr ünvanı verilmiştir. Her ikisinin de oğulları Buhara ve Semerkand kadılığı yapmışlardır. Ebû’l-Usr el-Pezdevî’nin ilk eğitimini ailesinden aldığı tahmin edilmektedir. Asıl hocası ise Buhara’da dönemin en etkili fıkıh alimi olan Şemsüleimme el-Halvânî’dir. Pezdevî, çağdaşı Serahsî’nin de hocası olan Halvânî’den fıkıh, usûl-i fıkıh ve hadis okumuştur. Ayrıca kelam ve tefsirle ilgili eserleri bulunduğuna göre bu alanlarda da derslere katılmış olmalıdır. Pek çok öğrenci yetiştiren Pezdevî, Buhara kadılığı yapmıştır.
Pezdevî 482/1089 yılında Semerkand yakınlarındaki Kiş şehrinde vefat etti ve Semerkand’da defnedildi.
Öğretisi
Pezdevî, Hanefî fakih tabakaları içinde üçüncü tabakada (meselede müctehid) değerlendirilir. Farklı sahalarda eserleri bulunmakla birlikte en etkili yapıtı, fukahâ metodu fıkıh usûlü eserlerinin en mükemmel örneklerinden biri olan Kenzü’l-vusûl ilâ ma‘rifeti’l-usûl adlı kitabıdır. Pezdevî bu eseri, kendisinden önce Cessâs ve Debûsî’nin yazdığı usûl eserlerini Halvânî’nin temsil ettiği Mâverâünnehir Hanefî hukuk anlayışı içerisinde yorumlayarak ortaya koymuştur. Eserin ana iskeleti, çağdaşı Serahsî’nin Usûl’ü ile; her iki eser de Debûsî’nin Takvîmü’l-edille’si ile büyük benzerlik gösterir. Ancak Pezdevî’nin Usûl’ünün özelliği usûl konularının tasnifine getirdiği yeniliklerle, Hanefî usûl anlayışının oldukça sistematik bir özetini sunmasıdır. Eser, Kitap-sünnet(haber)-icma-kıyas şeklinde dört ana bölümden oluşur. Pezdevî’ye göre asıllar Kitap, sünnet ve icma olmak üzere üçtür; kıyas da bu üç asıldan istinbât anlamında dördüncü asıl sayılır. Dil bahisleri Kitap başlığının altında ele alınır; bu bahislerin tasnifi son haline bu eserde kavuşmuştur. Kıyas bölümünden sonra ictihad, münâzara kuralları, vaz’î hükümler ve ehliyet bahisleri ele alınır. Taksimatta Debûsî’de olduğu gibi dört sayısının esas alınmış olması dikkat çeker. Kitabın sonunda aklın teşrî’deki rolü ile ilgili müstakil bir bölüm de vardır.
Pezdevî’nin Usûl’ünde dikkat çeken başka bir husus, eserin girişinde Ebû Hanîfe ve ashâbının Mu‘tezileden olmadığını ispatlamayı hedefleyen ifadelerdir. Pezdevî’nin bu vurgusu, Mâverâünnehir Hanefîlerinin mezhebin Irak dönemindeki Mutezilî eğilimden sıyrılmaya ve hicrî beşinci asırda yerleşik hale gelmeye başlayan Ehl-i Sünnet fikrinin içerisinde mezhebin meşru konumunu sağlamlaştırmaya çalıştıkları şeklinde anlaşılabilir. Nitekim kitabının sonundaki aklın teşrîdeki rolü ile ilgili bölümde Pezdevî, akıl ve naklin birlikte bilgi kaynağı olduğu, ikisinin de birbirinden müstağnî düşünülemeyeceği şeklindeki görüşünü, “Mu‘tezile ile Eş‘ariyye arasında orta yol” olarak konumlandırır. Onun bu tavsifi, Hanefîlerin Mâturîdîliği benimsemeden hemen önceki kelam anlayışının bir tezahürü olarak görülebilir.
Onlarca kez şerh edilen Pezdevî’nin Usûl’ü, sonraki fukahâ metodu eserlerine model teşkil ettiği gibi; fukahâ ve mütekellimîn metodlarının birleştirilmesi suretiyle yazılan usûl eserlerinde de hemen her zaman fukahâ metodunu temsil eden metin olarak başvuru kaynağı olmuştur. Ahsikesî’nin el-Müntehâb’ı, Ebû’l-Berekât en-Nesefî’nin Menâr’ı, Sadruşşerîa’nın Tenkîh’i ve İbnü’l-Hümâm’ın et-Tahrîr’i, Pezdevî’nin usûlünü esas alan eserler arasındadır.
Pezdevî’nin Takvîmü’l-edille’ye yazdığı şerh de literatürde çokça zikredilmesine rağmen -muhtemelen müellifin kendi usûl eserinin daha fazla revaç bulmasının etkisiyle- günümüze ulaşmamıştır.
Öne Çıkan Eserleri
- Usûlü’l-Pezdevî (Kenzü’l-Vusûl ilâ Mârifeti’l-Usûl): thk. Said Bekdaş, Dâru’l-Beşâiri’l-İslâmiyye, Beyrut 2014.
- Takvîmü’l-Edille Şerhi.
- Şerhu Câmi‘i’s-Sağîr: Süleymaniye Ktp., Carullah Efendi, nr. 605, 662; Karaçelebizâde Hüsameddin, nr. 115.
- Şerhu Ziyâdâtü’z-Ziyâdât: Süleymaniye Ktp., Fatih, nr. 1665.
- Şerhu Fıkhi’l-Ekber: Manisa İl Halk Ktp., nr. 963.
Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu