Dünya üzerinde insan hak ve hürriyetlerinin ihlal edildiği bölgelerin başında Ortadoğu coğrafyası geliyor.

Milyonlarca insanın en doğal hakkı olan yaşama hakkına kastedilmesi yanı sıra yüz binlerce insan da haksız ve hukuksuz bir şekilde hapishanelerde özgürce yaşam hakkından mahrum ediliyor. Kaosa sürüklenen Suriye ve Irak’ta olduğu gibi Filistin’de yarım asırdır devam eden hak ihlallerine de bütün dünya gözünü yummuş durumda.

İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim 2023 sabahı saat 06.30 itibarıyla İsrail'in güneyindeki yerleşim yerlerine geniş çaplı saldırı başlattı. İzzeddin el-Kassam Tugayları isimli silahlı grubun komutanı Muhammed ed-Dayf, saldırının nedenini Mescid-i Aksa'ya İşgalci İsraillilerin girmesi şeklinde açıkladı, icra edilen "operasyonun" isminin "Aksa Tufanı" olduğunu ifade etti.

Başlatılan operasyon sonrası, Mavi Marmara olayı yeniden gündeme geldi. Peki Mavi Marmara olayı nedir?tasarımsuu.JPG (11)-28

İsrail'in, Gazze'ye insani yardım götüren ve "Rotamız Filistin, Yükümüz Özgürlük" sloganıyla yola çıkan Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010'da düzenlediği ve 10 Türk vatandaşının hayatını kaybettiği saldırının üzerinden 13 yıl geçti…

İsrail'in uzun süredir ambargo uygulayıp ablukaya aldığı Gazze halkına yardım götürmek ve bölgede yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek için İHH İnsani Yardım Vakfı ile Free Gaza Movement ve Viva Palestina'nın aralarında bulunduğu uluslararası insani yardım kuruluşları tarafından 2010'da yardım kampanyası başlatıldı.

"Rotamız Filistin, Yükümüz Özgürlük" sloganıyla düzenlenen yardım kampanyasına dünyanın birçok bölgesinden binlerce sivil toplum kuruluşu ve aktivist destek verdi.

Düzenlenen kampanya kapsamında alınan ilaç, tıbbi malzeme, çimento, demir, oyuncak, çocuk oyun parkı ve okul gereçlerinin bulunduğu malzemeler Defne Y, Gazze 1 ve Mavi Marmara gemilerine yüklenerek 22 Mayıs 2010'da İstanbul'dan yola çıktı.

Sarayburnu Limanı'ndan Gazze'ye sevgi gösterileriyle uğurlanan Mavi Marmara gemisi, 28 Mayıs 2010'da saat 00.30'da Antalya Limanı'ndan 34'ü yabancı 50 gazetecinin de aralarında bulunduğu 32 ülke ve çeşitli inançlardan 560 yolcusunu alarak Akdeniz'e açıldı.

Mavi Marmara gemisi, Kıbrıs'ın 30 mil güneyinde uluslararası sularda farklı ülkelerden yola çıkan 5 gemiyle buluştu. Gazze'ye insani yardım malzemesi taşıyan gemiler, 30 Mayıs 2010'da hep birlikte Gazze'ye doğru hareket etti. 30 Mayıs gecesi ve 31 Mayıs gece yarısından sonra Mavi Marmara gemisine telsiz üzerinden tehdit mesajları gönderen İsrail ordusu, filoda bulunan gemilere havadan ve denizden tacizde bulundu.

İsrail ordusuna bağlı komandolar helikopterler ve zodyak botlarla sabaha karşı filoya saldırı başlatırken, Mavi Marmara gemisindeki sivillere önce sis ve ses bombaları attı, ardından hedef gözetmeksizin ateş açtı.

Düzenlenen silahlı saldırıda 9 Türk yardım gönüllüsü hayatını kaybetti, 50'den fazla gönüllü ise yaralandı. Başından vurulan yardım gönüllüsü Uğur Süleyman Söylemez'in 4 yıl bitkisel hayatta kaldıktan sonra vefat etmesiyle de saldırı sonucu yaşamını yitirenlerin sayısı 10'a yükseldi.

İHH İnsani Yardım Vakfında basın danışmanı olarak çalışan Cevdet Kılıçlar saldırı anını fotoğraflarken 19 yaşındaki aktivist Furkan Doğan ise kamerayla kayıt alırken helikopterden açılan ateşle başlarından ve göğüslerinden vurularak hayatını kaybetti.

Yaralılar saatlerce bekletildi

İsrail donanmasına ait birçok helikopter, hücumbot, fırkateyn ve bir denizaltının da destek verdiği yoğun saldırı sonucu Mavi Marmara ile filoda bulunan gemiler, İsrail donanması tarafından ele geçirildi. Gemideki herkes kelepçe takılarak güvertede toplandı.

İsrail askerleri, yaralılara yardım etmek isteyen yolcuları engelledi, yaralılar ancak birkaç saat sonra helikopterlerle götürüldü.

Saldırı sonrası Aşdod Limanı'na doğru yola çıkan gemi seyir halindeyken gazetecilere ve tüm yolculara İsrail askerlerince saatlerce kötü muamelede bulunuldu. Gemidekilerin cüzdan, bilgisayar, kamera, fotoğraf makinesi ile cep telefonu gibi eşyalarına ve gazetecilerin görevlerini yaparlarken kullandıkları teknik malzemelere el konuldu.

Mavi Marmara, Aşdod Limanı'na ulaştıktan sonra yine saatlerce bekletilirken, gemide bulunanlara sadece su verildi. İsrail devlet görevlilerinin eşliğinde gemiden çıkarılan yolcular liman içerisine alındı.

Liman içerisindeki özel odalarda tek tek fotoğrafları çekilen, tam araması yapılan gazeteci ve aktivistler, İsrail istihbarat görevlileri tarafından saatlerce sorgulandı. Daha sonra elleri kelepçeli yolcular, 4'er ve 5'erli gruplar halinde cezaevi araçlarına bindirilerek Ber Şeva Cezaevi'ne götürüldü. Cezaevinde 4'er kişilik hücrelere konulan aktivist ve gazeteciler, burada da 2 gün geçirdi.

Gazze'ye insani yardım götürmek için yola çıkan ancak İsrail'in saldırısı nedeniyle amaçlarına ulaşamayan aktivistler, 2 Haziran sabah saatlerinde Tel Aviv'deki Ben Gurion Havalimanı'na getirildi. Burada da tüm gün sınır dışı işlemleri devam ederken 16'sı Türk 50 gazeteci ve aktivist, THY'ye ait uçaklarla 3 Haziran Perşembe sabahı Atatürk Havalimanı'na geldi.

Hayatını kaybedenler unutulmadı

İsrail'in saldırı sonucu hayatını kaybeden Ali Haydar Bengi, Cengiz Songür, Çetin Topçuoğlu, Necdet Yıldırım, Cevdet Kılıçlar, İbrahim Bilgen, Fahri Yaldız, Furkan Doğan, Cengiz Akyüz ve Uğur Süleyman Söylemez'in isimleri Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde ve Gazze'de yaptırılan birçok kalıcı eserlerle yaşatılıyor.