GÜNDEM

Kılıçdaroğlu: Sırtımdaki hançerlerle seçime girdim

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 38. Olağan Kurultay'ın açılışında konuma gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu, aday olduğu CHP 38. Olağan Kurultayı'nda "Cumhurbaşkanlığı adaylığının seçilmesine gelince masadan kalkmalar ve masaya geri dönmeler geldi. Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım" dedi.

Abone Ol

CHP 38. Olağan Kurultayı “İkinci Yüzyılda Demokrasi ve Birlik Kurultayı” sloganıyla bugün Ankara’da başladı. Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'nun divan başkanı olması için delegeler aracılığı ile oylama yaptı. Yapılan oylamanın ardından İmamoğlu oyçokluğuyla divan başkanı seçildi.

CHP Genel Başkanlığı için yeniden aday olan Kemal Kılıçdaroğlu kürsüde açıklamalarda bulundu.

"Bu yıl, CHP'nin 100. yılı. Yani 2. yüzyılın başlangıcındayız. 100 yıllık bir tarih, bugüne kadar pek çok kişinin, tarihçinin, sosyoloğun ortaya koyduğu gerçeklerle bize şunu gösterdi, 100 yıllık tarih her siyasi partiye nasip olmaz. Kapatıldık, arşivlerimize el konuldu, genel başkanlarımız tutuklandı, yılmadık, direndik ve 100. yılımızı şimdi kutluyoruz.

Üç temel noktayı ifade edeyim:

1- Partinin yükünü taşıyan, örgütlerdir.

2- Kimse, örgütün otoritesini, gücünü, dayanışma ruhunu sarsamaz.

3- Ben dahil hiç kimse kendisini partinin üstünde asla göremez.

Sizleri utandıracak hiçbir şey yapmadım

Sevgili örgütüm, biliyorum sizleri zaman zaman üzdüm. Ama asla sizleri özellikle üzecek, utandıracak hiçbir şey yapmadım. Hep sizlerle beraber ve sizler için, Türkiye için mücadele ettim. Bu parti, bütün kurultaylarında tartışarak ve güçlenerek çıkmıştır. Yine güçlenerek çıkacaktır.

Bir de Türkiye'nin içinde bulunduğu tabloyu 7 madde halinde bilginize sunacağım, örgütümün bu 7 maddeyi Türkiye coğrafyasının her yerinde seslendirmesini istiyorum.

1- Anayasa fiilen askıya alınmıştır. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti yoktur.

2- Saray devleti, çoklu organ yetmezliği ile karşı karşıya, güçler ayrılığı ilkesi bitmiştir.

3- Yoksulluğu yaymak, milyonları yardıma muhtaç hale getirmek saray devletinin politikasına dönüşmüştür. Yoksulluk, kabullenilen bir kültüre dönüşmek üzeredir.

4- Türkiye fiilen yarı açık cezaevine döndü. Gazeteciler görevini yapamaz halde. Tolga Şardan'a, Can Atalay'a, Osman Kavala'ya, Selahattin Demirtaş'a, Tayfun Kahraman'a, Çiğdem Mater'e, Emine Özerden'e, Yiğit Ali Ekmekçi'ye ve Barış Pehlivan'a selam gönderiyoruz. Selam olsun size demokrasi kahramanları!

5- İktidarda kalmak için her türlü hile ve sahtekarlığı yapma adeta sarayın meşhur politikası haline gelmiştir.

6- Ülkenin dış politikası fiilen iflas etmiştir. Bir kan denizine dönüşen Filistin'de bile Türkiye'nin sözü geçmiyor.

7- Yanlış dış politikanın bedeli olarak Türkiye bir sığınmacı deposu haline dönüşmüştür, para karşılığı dönüşmüştür! 85 milyonun iradesi, sığınmacı deposu olsun diye Avrupa'ya satılmıştır!

Bu 7 madde, tablonun bir yüzüdür. Acıdır ama gerçektir. Sarayın ahlaki ve siyasi meşruiyetinin sorgulanması gerekir sarayın.

Var olan sorunları çözmek durumundayız

Bu tablonun diğer yüzü, biz CHP'lilere verilen görevi göstermektir. Tablonun diğer yüzünde biz, bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek ve var olan sorunları çözmek durumundayız. Tarihin diğer yüzü bize sorumluluk yüklüyor.

Asla ve asla umutsuzluğa kapılmayacağız. Biz, umudumuzla, bilgimizle, birikimimizle tarihe yön vereceğiz. Atatürk'ün bir sözü vardır: 'Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır' Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim, bu salondakilerin umudunu yitirmeye hakkı yoktur.

6 lider oturduk. İlk toplantı. Bu tabloyu kısmen anlattım. Kendilerine, ülkede demokrasi yok, bir sorunlar yumağı haline geldi dedim. 6 lider demokrasiyi, insan haklarını getirmek zorundayız dedim. İnsanlar düşüncelerini ifade edebilsinler, yargıdaki kara lekeyi kaldıralım diye anlattım.

Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım

Uzun uzun anlattım. 6 parti bir araya geldik. Ülkeyi nasıl yöneteceğimiz için oturduk çalıştık. Ortak mutabakat metni hazırladık ve halkımızla paylaştık. Güçlendirilmiş parlamenter sistem için çalışmalar yaptık. İş, cumhurbaşkanlığı adaylığının seçilmesine gelince masadan kalkmalar ve masaya geri dönmeler geldi. Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım.

Usta Nazım'ın dediği gibi ateşi ve ihaneti gördük ama yılmadık, yıkılmadık. Yapılan bütün kumpaslara, yalana dolana rağmen, çalıştık, yılmadık, yıkılmadık asla ve asla boyun eğmedik. Yolu doğru olanın yükü ağır olur, hançerle beraber yükümüz ağırdı. Beni asıl üzen sırtımdaki yük değil sırtımdaki hançerlerdi. Seçim bitti, kazanamadık.

Değişim söylemleri başladı

Daha nefes alamadan değişim söylemleri başladı. Değişim söylemlerini dillendirenler uzun süredir değişmeyenlerdi. Ama seçimden sonra ilk işim onları değiştirmek oldu. Hayatın kendisi değişir zaten. İlk değişimi, 2019, en büyük değişimi yaşayan parti CHP'dir. En büyük değişimi yaşayan parti CHP'dir. Örneğin ne diyorlardı? Bu CHP var ya, Sivas'ın ötesine gidemiyordu diyorlardı. Peki bugün, bugün oralardan milletvekili çıkardık. Hangi değişimden söz ediyorsunuz? Girilemeyen yerlere girdik. CHP Türkiye coğrafyasının her yerinde konuştu, tartıştı. Değişimin içinde olanlar değişimi fark edemezler. Asla yan yana gelemez dedikleri insanlarla yan yana geldim, kucaklaştım. Dilimizi değiştirmek zorundaydım. Biz sadece muhalefet eden bir parti görünümündeydik. Ama öyle köklü bir değişim yaptık ki Türkiye'nin en temel sorunlarına çözüm üreten bir parti olduk. Biz hangi sorun varsa Türkiye coğrafyasında o sorunlara akılcı çözümler üreten tek partiyiz."

Değişimin içinde olanlar değişimi fark edemezler. Asla yan yana gelemez dedikleri insanlarla yan yana geldim, kucaklaştım. Dilimizi değiştirmek zorundaydım. Biz sadece muhalefet eden bir parti görünümündeydik. Ama öyle köklü bir değişim yaptık ki Türkiye'nin en temel sorunlarına çözüm üreten bir parti olduk. Biz hangi sorun varsa Türkiye coğrafyasında o sorunlara akılcı çözümler üreten tek partiyiz.

'CHP sağa kaydı' diyorlar

Efendim, 'CHP sağa kaydı' diyorlar! Bunlar, sağın da solun da ne olduğunu bilmiyorlar. Çok açık ve net söylüyorum: CHP, halkın partisidir, 6 okumuzdan birisi halkçılıktır. Avrupa'nın en güçlü sosyal demokrat partisi, CHP'dir.

Değişimin içinde olanlar değişimi fark edemezler. Muhalefet politikamızı da değiştirdik. Her önüne gelene muhalefet değil, sosyal kimlikler üzerinden muhalefet üretmeye başladık. Taksici, apartman görevlileri, sanayiciler, muhtarlar bir sosyal kimliktir. Her bir sosyal kimliğin sorunlarını masaya yatırıp, akılcı politikalarla çözmek için seferber olduk.

Bizim sağa kaydığımızı söyleyenlere soruyorum; çöpten kağıt toplayanların hakkını kim savundu? Bu kardeşiniz. Taşeron işçiler, sendikaların bile doğru düzgün sahip çıkmadığı taşeron işçileri örgütledik, dernek kurdurduk. En son iktidar taşeron işçilere kadro vermek zorunda kaldı. Bu sağcılık mıdır, solculuk mudur!

Bay Kemal’in yol arkadaşı olmak zor

Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak zor demiştim. Vefalı olacaksın, sırtından hançerlemeyeceksin! -

Gemiyi limana sağlam götürmek, kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin. Benim CHP kültüründen aldığım derslerden biri budur. Kurultaydan 20-25 gün sonra tüzük kurultayı yapacağız. Değişim, yenilenme nasıl olur, sadece Türkiye değil, bütün dünya bunu öğrenecek. Cinsiyet kotası getireceğiz, yüzde 50! Varsanız, getireceğiz! Yığılma üyeliklere son vereceğiz. Milletvekilliği 3 dönemde sınırlanacak. Belediye meclis üyeliklerine ve ilk meclis üyeliklerine kontenjan getireceğiz. Aktif-pasif üye uygulamasını getireceğiz. Her yerde ön seçim olacak.

Genel sekreterlik makamını güçlendireceğiz. Bilim yönetim kültür platformunu yeniden inşa edeceğiz. Buraya bilgisi, birikimi ile gelen önce kendisini ispat edecek.

Seçimlerde en başarılı olan, oyunu en çok artıran 5 ilin başkan, parti meclisi üyesi olacak.

İnşallah bir sonraki kurultayda sizlerin arasında oturup, seçilen yeni genel başkanımı alkışlayacağım. "