KÜLTÜR - SANAT

"Gazze-Şehadete Tanıklık" kitabı Filistin'de yaşananları gözler önüne seriyor

İnsan hakları raporları, ulusal ve uluslararası hukuki ihlallere dayanarak Filistin'de yaşananları anlatan "Gazze-Şehadete Tanıklık" kitabı, ilk kez Türkçeye çevrilerek okurlarla buluştu.

Abone Ol

Siyonizm, Filistin problemi ve Yahudi soykırımı konularındaki çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Norman Finkelstein'in kaleme aldığı eserin, söyleşisi ve imza günü, Taksim Camii Kültür ve Sanat Merkezinin ev sahipliği yaptığı "2. Filistin Kitap ve Kültür Günleri" kapsamında düzenlendi.

Taksim Kitabevi'nde gerçekleştirilen söyleşide, İz Yayınları'ndan Türkçe'ye tercüme edilen kitabın tercümanları Eyüp Togan, Hakan Aydın ve İz Yayınları Yayın Koordinatörü Murat Ayar, kitabın içeriği, yazarın hayatı ve Gazze'de yaşananlara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Hakan Aydın, kitabın 2005'te Hamas'ın Gazze'deki seçimleri kazanması ve iktidara gelmesini müteakiben İsrail'in başlattığı insanlık dışı ablukayı başlangıç noktası kabul eden bir anlatıya sahip olduğunu söyledi.

Çalışmada yazarın Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi tarafsız organizasyonların yayınladığı raporları ele aldığına işaret eden Aydın, "Bu raporlar temel olarak, İsrail'in operasyon adını verdiği üç katliamı ele alıyor. Aynı zamanda İsrailli askerlerin ve devlet adamlarının tanıklık ifadeleriyle konuyu net bir şekilde gündemimize getiriyor. Aslında bir kanıt niteliği de taşıyor. Olayın bütün belgelerini ele alıp kanıtlarıyla beraber gözlerimizin önüne süren bir kitap." dedi.

"Bu bilgilerin toplumda yayılması istikbalimiz için gerekli"

Aydın, kitabın kanıtlar ve belgeleri ayrıştırarak okunması gerektiği için sıkıcı gelebileceğini belirterek, şöyle devam etti:

"Kitap, üç temel amaca hizmet ediyor. Birincisi yazar, kendi kariyeri hilafına Gazze'nin haklarını savunduğu için milyonlara ilham kaynağı olmuş bir insan ve Türkiye'de tanınması çok önemli. İkincisi, birçok kimsenin bilmediği, aslında araştırarak ulaşabileceği ama ulaşamadığı bilgileri büyük bir titizlikle gözler önüne sürüyor. Üçüncüsü kitap, birçok kapının önünü açmış vaziyette ve gelecek nesiller, yazarın açtığı araştırma alanlarından yürüyerek bu meseleyi daha büyük, geniş imkanlarla insanlara tanıtacak."

Kültür, sanat ve edebiyatın kamuoyunu gerçeklere uyandırmak adına önem arz ettiğinin altını çizen Hakan Aydın, "Kamuoyunda konuşulan konular ne olduğuna göre insanların davranışları, politik eğilimleri, sosyal bakış açısı ve sosyal organizasyonumuz da buna göre şekillenecek. O yüzden yazar, çizer zümresinin gerçekten dünyamızın, kültür camiamızın, medeni çevremizin hakikatlerini gerçekleriyle, olaya aydınlık getirmek, bize farkındalık kazandırmak suretiyle yazması, çizmesi gerekiyor. Bu bilgilerin toplumda yayılması istikbalimiz için gerekli. Aksi takdirde insanımız Batı'nın propaganda vasıtaları, özellikle İsrail hasbarasının yani propagandasının hedefi olacak." görüşünü paylaştı.

"Bu kitap bir haysiyet mücadelesi"

Eyüp Togan da Prof. Dr. Norman Finkelstein'ın aleyhine propagandalar yapıldığı ve kitaplarının basılmasına engel olunmaya çalışıldığını aktararak, "Bu meseleyi panoramik olarak görmek gerekiyor. Siyonistlerin kitap yayınlanmadan engel olma tarzı, bugün Gazze'de süren katliamı nasıl sürdürdüklerinin bir çıktısı. Yazarın bu süreçlerde işinden olması, yolunu Türkiye'ye de düşürdü. Bir yıl kadar Sakarya Üniversitesi'nde hocalık yaptı." ifadelerini kullandı.

Bu tür kitapların Yahudi geçmişi olan insanlar tarafından yazılmasının önemli olduğunu vurgulayan Togan, "Bu davanın kılcal damarlarına belki bizden daha vakıflar. Finkelstein, 'kimse benim Yahudi olduğuma bakmıyor' diyor. Tam da bu noktada İsrail'i haklı olarak ırkçı bir devlet olarak görüyor. Aslında bu temelde asimetrik bir durumla karşı karşıyayız. Yazarın hayatının içindeki bu durum, kitaba da yansıyor." diye konuştu.

Togan, kitabın geçmişte yazılmış olmasına karşın canlılığının devam ettiğini söyleyerek, şunları kaydetti:

"Kitabı okuyan Prof. Dr. Halid Beydun '7 Ekim'den sonra yaşananları daha iyi anlamlandırabilmek için bu kitaba müracaat ettim' diyor. Bu kitap bir haysiyet mücadelesi. Yazar bunun bir coğrafi veya etnik değil, haksız anlamda ölen insanların mücadelesi olduğunu öne çıkarıyor. Soykırım düzeyinde insanların şiddetle bastırıldığına dikkat çekiyor."

Rachel Corrie'nin günlükleri Türkçeye kazandırılacak

İz Yayınları Yayın Koordinatörü Murat Ayar ise Finkelstein'ın bir Yahudi olarak kitaptaki "Şehadete Tanıklık" ifadesine dikkat çekerek, "Bu ifade bizim eklememiz değil. Yazar hakikaten orada olanları şehit olarak tanımlıyor. Hatta bu meseleyi çevirmenlerle de konuştuk. Yazarın bu noktada gerçeğe olan sadakati, bağlılığı hatta taraftarlığı ön plana çıkıyor." dedi.

Ayar, Filistin meselesinin bir parçası olduklarının altını çizerek, "Bunu misyoner bir tarzda, bize ait bir mesele olarak görüyoruz. Bunun entelektüel bir zemini olması da gerekiyor. Orada olanları anlayabilmek için Yahya Sinvar'ın kitabına da bakmak gerekiyor. Gazze ile alakalı biz de iz bırakmaya devam edeceğiz. Şuan Rachel Corrie'nin günlüklerini çeviriyoruz. Türkçeye ilk kez kazandırılacak. Ayçin Kantoğlu çeviriyor. Onun da Ocak 2025'te çıkması planlanıyor." ifadelerini sözlerine ekledi.