POLİTİKA

Erdoğan: Vatandaşına adalet dağıtamayan devlet, çürük bina gibi yıkılıp gider

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaletin, "devlet mimarisini bir arada tutan kilit taşı" olduğunu söyleyerek "Vatandaşına adalet dağıtamayan bir devlet, çürük bina gibi yıkılıp gitmeye mahkumdur. Yasama, yürütme ve yargıya olan güvenin zayıflaması devletin işleyişinde telafisi zor hasarlar açar" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da İslam Dünyası Anayasa Yargısı Konferansı Açılış Kongresi'nde konuştu. Cumhurbaşkanı, konferansın, hukukun üstünlüğü ve demokrasi tartışmaları konusundaki önemine işaret ederek adalet vurgusu yaptı. Adaleti sağlamanın, devletin en temel görevi olduğunu belirten Erdoğan; yasama, yürütme ve yargıya güvenin de, devlet işleyişinde hayati olduğunun altını çizdi.

'DEVLETİN GÖREVİ VATANDAŞINA BİRİNCİ SINIF HİZMET VERMEK'

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Konferansımız bugün başladı ve iki gün boyunca devam edecek. Burada hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı ve demokrasi konusunda önemli tartışmalar yapılacağına inanıyorum. Aynı şekilde anayasal davalar ve içtihatların ele alınması konusunda bilgi paylaşımları da olacak. Kıymetli fikirleriyle konferansa katkı sağlayacak hukuk insanlarına şimdiden teşekkür ediyorum.

Bizim devlet geleneğimizin esasını 'insanı yaşat ki, devlet yaşasın' anlayışından alır. Amacımız insana hizmettir. Devletin görevi, vatandaşına birinci sınıf hizmet vermektir. Bunu belirleyen kıstas da devleti yönetenlerin bilgisi, becerisi, vizyonudur. Devlet dediğimiz mekanizmanın varoluş gayesini yerine getirmesi buna bağlıdır. Devlet de kendi içinde bir güçler dengesine bağlıdır. Erkler arasında çatışma veya yıkıcı rekabet olması halinde ise bunun zararını toplum görür.

'ADALET DEVLET MİMARİSİNİ BİR ARADA TUTAN KİLİT TAŞIDIR'

Yasama yürütme ve yargı arasındaki denge kadar bunların uyumu da önemlidir. Yürütmenin krize girmesi toplumu etkiler. Yargıdaki aksaklık da sistemi komple etkiler. Türkiye tüm bunların bedelini geçmişte ödemiştir. Darbe girişimleri gibi yaşanan olaylar, bizi ekonomik hedeflerimizden uzaklaştırmıştır. Bürokratik oligarşiye asla yer olmamalıdır. Çünkü adalet, devlet mimarisini bir arada tutan kilit taşıdır. Vatandaşına adalet dağıtamayan bir devlet, çürük bina gibi yıkılıp gitmeye mahkumdur. Yasama, yürütme ve yargıya olan güvenin zayıflaması devletin işleyişinde telafisi zor hasarlar açar.

Adalet hizmetlerinde yapılanlar ne olursa olsun yeterli değildir. Devletin değişim süreçlerinde buna adapte olması önemlidir. Biz de meseleye böyle bakarak mevzuatımızı sürekli geliştiriyoruz. Her meselede tavrımızı insan odaklı olarak belirliyoruz. Bu süreçte hizmet standardını yükselten her eleştiriye de kulak veriyoruz. Milletimizi hizmet ederken asla komplekse kapılmadık. Bunca yıldır bize rehberlik eden, reformcu ruhu sürekli geliştirdik.

'İSLAM ALEMİNDEKİ BİRÇOK UYGULAMA BATI'DAN ÖNDE'

Ziyaret ettiğimiz pek çok ülkede hayata geçirilen reformlara şahitlik ediyoruz. Hatta İslam alemindeki pek çok uygulamanın Batı'dan önde olduğunu görüyoruz. İslam dünyası hukuk konusunda çoğu haksız eleştirilere maruz kalıyor. Uluslararası hukuk camiasında da yerini koruyor. Kendi sömürgeci geçmişiyle yüzleşemeyenler bizlere laf atıyor. Eli kanlı terör örgütlerini destekleyenler bize insan hakkı nutuku çekiyor. Doğrudan insanı, insan onurunu etkileyen olaylarda çifte standart yanlıştır. Bunların ceremesini mazlumlar çeker.

Şimdiye kadar milyonlarca Suriyelinin canına mal olan acı olaylara ses çıkarmadılar. Tüm bu yaşananlar vicdanlarını harekete geçirmedi. Suriye'de yaşananlara Batı devletleri sadece göçmenler kapılarına geldiğinde tepki göstermiştir. İnsan hakkı diyenlerin konu kendine geldiklerinde en faşist tavrı takınmalarını ibretle izliyoruz. Yunanistan'ın göçmenlere tavrı, botlarının batırılması kabul edilemez. Üstelik Yunanistan'ın bu şımarıklığı ve zalimliğine Batı'dan tepki gelmiyor. Sınır hattından, Nazi kamplarını andıran mülteci kamplarındaki görüntüler içimi sızlatıyor.

'ER GEÇ BU ADALETSİZ SİSTEM ÇATIRDAYACAK'

15 Temmuz gecesi birçok vatandaşımızı şehit edenler, bugün Batı ülkelerinde özgürce gezebiliyor. Bunlara destek veriyorlar. Tanımı, sınırı, çerçevesi belli olmadan 'sığınmacı' diye korunanlar var. Adları, suçları belli olmasına rağmen Batı ülkeleri adım atmadı. Verdiğimiz klasörler, yerleri belliyken harekete geçmiyorlar. Elbette ülkemizi hedef alan terör ve darbe suçlarını yürütenler destelenirken biz mücadeleye devam ediyoruz. Er ya da geç bu adaletsiz sistem çatırdayacak ve yerine tüm insanları kuşatacak bir sistem oluşacaktı. Halkımız, insanımız için tek yürek tek bilek olarak çalışmaya devam etmeliyiz."