Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle;

"Japon için kader olmayan niçin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için kader olsun?"

Millet vicdanı harekete geçti. Hatay'da, Adıyaman'da, Kahramanmaraş'ta, Gaziantep'te, İslahiye'de, Kırıkhan'da, İskenderun'da, Samandağı'nda her yerde... Ama millet vicdanı yaralayan da; Bahçeli'nin milleti azarlamasından tutun da depremzedeye sırtını dönen bakandan...En yakınındaki Adıyaman Sokağı'nı merkezini göremeyen validen, çadır satan Kızılay Başkanı'na kadar millet vicdanında derin yaralar açan manzaralara da şahit olduk.
Bu iktidar sahipleri arkadaşlar kendi güçleri kalıcı, milletin vicdanını geçici zannederler. Devleti yönetenler eğer üç gün vatandaşını yalnız bırakmışsa, yönetici kadronun meşruiyeti artık geçersiz demektir. Daha bundan on yıl önce, on bir yıl önce deniz aşırı bir operasyonu başarıyla yapan bir devlet kapasitesi, bir taraftan Hatay'ı günlerce sahipsiz bırakan, Adıyaman'ın neredeyse haberini alamayan bir devlet anlayışı.
Cumhurbaşkanı dünya lideri ilan edilen bir yerde devlet sele sürüklenip giden vatandaşlarını seyretmek durumda kaldı. Bunlar devletin kurumlarının içini boşalttı. Devleti kendi çiftlikleri zannederek her bir kuruma yakınlarını doldurmayı, kadrolaşmayı marifet bildi. Nereden nereye geldiğimizin tablosu bu. Bu yüz kızartıcı tablonun da sorumluları belli.
Kimse kaçamaz. Kimse asla dini değerlerimizi istismar ederek 'bu bir kaderdir' diyemez arkadaşlar. Japon için kader olmayan niçin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için kader olsun Allah aşkına.