Filistin resmi ajansı WAFA’nın haberinde, İsrail’in 35 gündür yoğun saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi’nde uluslararası uyarılara rağmen hastaneleri hedef aldığı belirtildi.
Gazze'de binlerce yaralı ile yerinden edilmiş sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi Şifa Hastanesine yönelik saldırıyla ilgili haberde, "İşgal güçleri, Şifa Hastanesi Yerleşkesi’ndeki bir poliklinik binasını roket ve top atışlarıyla bombaladı. Yerinden edilmiş kişilerin hedef alınması sonucu aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu onlarca kişinin ölümüne ve yaralanmasına yol açtı." ifadelerine yer verildi.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin güneyindeki Huza beldesinin girişinde de bir grup Filistinliyi hedef aldığı ve çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği aktarıldı.
İsrail ordusu Şifa Hastanesinin çevresini sabaha karşı da topçu ateşiyle yoğun şekilde bombalamıştı. Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, saldırıda 6 kişinin öldüğünü bildirmişti.
Ayrıca sabah saatlerinde Gazze kentinin batısındaki En-Nasr Çocuk Hastanesinin kapısının İsrail ordusunca bombalaması sonucu hastanenin hizmet dışı kaldığı duyurulmuştu.
İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yer alan El-Avde Hastanesi çevresi ile Hasta Dostları Hastanesinin çevresini de hedef almış ve bir ambulansı vurmuştu.
İsrail savaş uçaklarının Er-Rantisi Çocuk Hastanesine düzenlediği saldırılar da hastanede büyük yangına neden olmuştu.
Saldırılarda ölenlerin sayısı 11 bin 78'e yükseldi
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in saldırılarında ölenlerin sayısının son 24 saatte 266 artarak 11 bin 78'e yükseldiğini, ölenlerin 4 bin 506'sı çocuk, 3 bin 27si kadın olduğunu açıkladı.
HRW: Hamas'ın Şifa Hastanesini askeri amaçla kullandığına dair kanıt bulamadık
New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün sosyal medya platformu X hesabından yapılan açıklamada, İsrail Kara Kuvvetlerinin, Gazze'deki binlerce yaralı ile yerinden edilmiş sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi Şifa Hastanesini kuşattığı bildirildi.
Açıklamada, "Yakınlarda devam eden saldırılar ve çatışmalar nedeniyle yaşam destek ünitesine bağlı olanlar, hava saldırılarında uzuvlarını kaybedenler ve yanık mağdurları da dahil tıbbi bakım ve barınak arayan aralarında çok sayıda çocuğun da bulunduğu binlerce sivilin sağlığından endişe duyuyoruz." ifadesine yer verildi.
Şifa Hastanesi yerleşkesinin içerisinde çekilen videolara dikkatin çekildiği açıklamada, acil servisin yanındaki avluda barınan sivillerinin, cesetleri toplayan acil durum çalışanlarının ve gazeteciler de dahil yüzlerce insanın görüldüğü ifade edildi.
Açıklamada, son günlerde çekilen video ile fotoğrafların, siviller ve acil yardım çalışanlarının gece gündüz ambulansla, arabayla, yaya olarak, eşek arabasıyla yüzlerce yaralı ve ölüyü hastaneye getirdiğinin kaydedildiği aktarıldı.
İsrail'in 3 Kasım'da Şifa Hastanesinin ana girişindeki bir ambulansı hava saldırısıyla hedef aldığı anımsatılan açıklamada, bu saldırıda HRW'nin, 5'i çocuk en az 21 kişinin öldüğü ya da yaralandığını doğruladığı bildirildi.
Açıklamada, saldırıya gerekçe olarak İsrail'in "ambulansın Filistinli savaşçıları taşıdığı" iddiasını destekleyen herhangi bir kanıtın bulunmadığının altı çizildi.
Şifa Hastanesi ve çevresi "ateş altında"
Şifa Hastanesi ve çevresinin "ateş altında" kalmaya devam ettiği belirtilen açıklamada, İsrail'in 3 Kasım'daki ambulansa yönelik saldırısından bu yana hastane yakınlarını hedef almayı sürdürdüğü kaydedildi.
Açıklamada, "İsrail ordusu Hamas'ın karargahının Şifa Hastanesinin altında olduğunu ve Hamas askeri yetkililerinin hastanenin içinde bulunduğunu iddia ediyor. HRW bu iddiayı doğrulayamıyor." değerlendirmesinde bulunuldu.
Hastanelerin savaş hukuku kapsamında özel bir korumaya sahip olduğu hatırlatılan açıklamada, İsrail'in Şifa Hastanesinin tahliye edilmesi için "zamanın daraldığı" emirlerinin ciddi endişelere yol açtığı vurgulandı.
Açıklamada, NASA verilerinin tahliye için gösterilen güzergahta çok sayıda yangın olduğunu gösterdiği belirtilerek, "tüm sivil yapıların hedef olduğu" yönündeki çağrıların ve geçiş güvenliği sağlanmadan hastanenin tahliye edilmesi yönündeki uyarıların yetersiz olduğu ifade edildi.
Tahliye çağrısından sonra yerlerinden ayrılmayanlar, taşınmaktan korkanlar veya yerlerinden edilmek istemeyenler de dahil savaş kuralları kapsamında sivil olarak korunma haklarını kaybetmedikleri hatırlatılan açıklamada, hiçbir bölgenin "serbest atış bölgesi" olmadığına işaret edildi.
Açıklamada, "Dünya liderleri İsrail'i sivilleri ve sivil altyapıyı korumaya ve hukuk dışı saldırılar gerçekleştirmemeye çağırmalıdır. Daha fazla kitlesel zulmü önlemek için acilen harekete geçmelidirler." ifadeleri kullanıldı.
İsrail ordusu, Gazze'deki iki çocuk hastanesini kuşattı
Gazze'deki Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki hastaneleri kuşattığı belirtildi.
Açıklamada, "İsrail işgali Rantisi ve Nasr Çocuk Hastanelerini kuşatıyor ve oksijen tanklarını durduruyor. Hasta çocuklar ölüm tehlikesi altında. Kuşatılan hastanelerdeki yerinden edilmiş kişiler ve sağlık çalışanlarının yiyeceği ve suyu yok." ifadesi kullanıldı.
Bakanlıktan yapılan diğer bir açıklamada da Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki hastanelerin hizmetlerini durdurmak zorunda kalacağı bildirildi.
Açıklamada, "Sağlık hizmetlerinin devam edebilmesi için tüm çabaları tükettik. Gazze kenti ve Gazze'nin kuzeyindeki hastanelerin hizmet dışı kalmasına sadece birkaç saat kaldı." ifadesine yer verildi.
Başta İslam ve Arap dünyası olmak üzere dünyaya seslenilen açıklamada, "büyük bir felaket yaşanmadan önce hastanelere tıbbi malzeme ve yakıt getirilmesi için acilen harekete geçilmesi" çağrısında bulunuldu.
Hastanelerde yakıt sıkıntısı nedeniyle ameliyatlar el feneri ışığında yapılıyor
Gazze'deki Filistin Kızılayına bağlı Kudüs Hastanesi'nde sağlık ekipleri, yakıtın tükenmesinden kaynaklanan elektrik kesintileri nedeniyle minimum kaynaklarla çalışıyor.
Karanlığa gömülen ameliyathanelerde doktorlar, ameliyatları el fenerlerinin ışığında yapıyor.
Hastanedeki son duruma ilişkin Filistin Kızılayının aktardığı bilgilere göre, "yakıtın tükenmesi nedeniyle hastanenin saatler içinde tüm faaliyetlerini durdurması yönünde giderek artan bir tehdit" bulunuyor.
Hastane personeli, üç gündür devam eden iletişim ve internet kesintilerine rağmen hastanenin hizmet vermeyi sürdürmesi için yoğun çaba harcıyor.
Çevredeki bombardıman nedeniyle hastaneye giden tüm yollar kapatıldığı için hastane beşinci gününde de tecrit altında tutuluyor.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail saldırıları sonucu 18 hastane ve 46 sağlık merkezi hizmet dışı kaldı.
Yetkililer, diğer birimlerdeki kesintilerin yanı sıra, 3 binden fazla çocuğun onkoloji ve diyaliz hizmetlerinden mahrum kalacağı uyarısında bulunuyor.
İsrail saldırıları nedeniyle 50 bin hamile kadın da bir ayı aşkın süredir bakım ve doğum süreci takibinden mahrum kaldı.
İsrail ordusu, Gazze'de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi Şifa Hastanesini, Nasr Çocuk Hastanesini, El-Ehli Baptist ve Türk-Filistin Dostluk hastanelerini, tahliyeye zorladığı Filistin Kızılayına bağlı Kudüs ve Endonezya hastanelerinin çevresini vurdu. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.
İsrail'in saldırılarında Gazze Şeridi'nde 238 okul zarar gördü, 60'ı tamamen hizmet dışı kaldı
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Başkanı Selame Maruf, düzenlediği basın toplantısında, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına ilişkin bilgi verdi.
İsrail'in bölgedeki sivil yerleşim alanlarını, okulları, hastaneleri hedef almaya devam ettiğini belirten Maruf, saldırılarda 238 okulun zarar gördüğünü, bunlardan 60'ının hizmet dışı kaldığını söyledi.
İsrail'in ibadethaneleri de vurduğunu hatırlatan Maruf, 67 caminin tamamen yıkıldığını, 145 cami ve 3 kilisenin de zarar gördüğünü aktardı. Maruf ayrıca İsrail saldırılarında 88 hükümet tesisinin yıkıldığını ifade etti.
Saldırılar nedeniyle Gazze Şeridi'nde tarım sektörünün doğrudan kaybının 170 milyon doları bulduğunu söyleyen Maruf, İsrail'in bölgedeki 45 bin dönümlük tarım alanının yüzde 25'ini buldozerlerle yok ettiği bilgisini verdi.
"3 binden fazla çocuk onkoloji ve diyaliz hizmetlerinden mahrum kalacak"
Filistinli yetkili, İsrail ordusunun sağlık kuruluşlarını hedef alması sonucu bölgede çok sayıda hastanenin hizmet dışı kaldığını vurguladı.
Maruf, "Önceki saatlerde psikiyatri hastaneleri, Nasr Çocuk Hastanesi ve Rantisi İhtisas Çocuk Hastanesi de hizmet dışı kaldı. Bu da on binlercesi çocuk olmak üzere yüz binlerce kişinin doğrudan zarar görmesine yol açtı." dedi.
İsrail saldırıları sonucu 18 hastane ve 46 sağlık merkezinin hizmet dışı kaldığını aktaran Maruf, "3 binden fazla çocuk sadece onkoloji ve diyaliz hizmetlerinden mahrum kalacak." ifadelerini kullandı.
Maruf, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki saldırıları nedeniyle 50 bin hamile kadının bir ayı aşkın süredir bakım ve takipten mahrum kaldığını aktardı.
Filistin halkının, yardımlardan daha çok "soykırımla insani bir şekilde baş edebilecek küresel vicdanın hakim olmasına" ihtiyacı olduğunu vurgulayan Maruf, "Olağanüstü Arap Zirvesi öncesi şunu gündeme getiriyoruz. Arapların bir araya gelerek Refah Sınır Kapısı'nı kalıcı olarak açmasını umuyoruz. Bu, işgalcilerin iznini bekleyen yardım konvoylarını bölgeye ulaştırılması konusunda Filistin halkının asgari talebidir." Dedi.
Gazze Şeridi'nde 40 bin konut tamamen yıkıldı
Ayrıca Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim'den bu yana aralıksız sürdürdüğü bombardıman sonucunda konutların yüzde 50'sinden fazlasının hasar görürken, 40 bin konut da tamamen yıkıldı.
İsrail, saldırıların başından bu yana Gazze Şeridi'nde kilometrekare başına yaklaşık 87 ton olmak üzere 32 bin tondan fazla patlayıcı ve 13 binden fazla bomba kullandı.
Gazze Şeridi'ndeki binalara verilen hasarın 2 milyar dolar, altyapı hasarının ise yaklaşık 1 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
Netanyahu, takvim vermeyeceklerini açıkladı
Fox New's konuşan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, "Gazze'yi fethetme peşinde değiliz. İşgal etme peşinde değiliz. Yönetme peşinde değiliz." iddiasında bulanarak, Gazze için sivil bir hükümet bulacaklarını söyledi.
Netanyahu, Gazze'deki İsrail ordusu işgali için "Bir takvim belirlemedim. Daha çok zaman alabilir." ifadesini kullanarak, can kayıplarını azaltmak için adım adım ilerlediklerini öne sürdü.
Binyamin Netanyahu, ateşkes yapmaları durumunda bunun Hamas ve İran'a teslim olmak anlamına geleceğini savundu.
Sivil ölümlerini minimuma indirmek için İsrail tarafının elinden geleni yaptığını öne süren Netanyahu, tahliye için güvenli bölge ve koridor oluşturulduğunu iddia etti.
İsrail ordusunun zorla insanları Gazze'nin kuzeyinden güneyine sürmesi konusunda ise Netanyahu, açtıkları "koridordan" son üç günde 120 bin kişinin geçtiğini söyledi.
Batı'daki protestolara eleştiri
İsrail ordusunun, Hamas'ı yok edene kadar durmayacağını ifade eden Netanyahu, Batı ülkelerinde Filistinlilere destek için düzenlenen gösterilere de değinerek, protestocuların Hamas ile yan yana geldiğini savundu.
Netanyahu, pek çok yükseköğrenim görmüş Batılının bu protestolara katıldığını ifade ederek, "Sözde eğitimli insanlar, doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırt edemiyor." iddiasında bulundu.
İsrail Başbakanı, "İnsanlar bu kadar ahlaki karmaşa içine girerse dünyamız ayakta kalabilir mi?" ifadelerini kullandı.
İsrail ordusundan Gazze’deki askerlerine "bombalanmamış bölgelerde savaşmama" talimatı
İsrail Ordu Radyosuna konuşan, İsrail ordusunun Gazze Tümeni'nde operasyon kanat subayı olarak görev yapan bir yarbay, Gazze’deki kara harekatının seyrine ilişkin bilgi verdi.
Askeri yetkili, askerlerin sadece daha önce yoğun bombardımana tutularak "insansızlaştırılan" yerlerde savaşmalarını, yıkılmamış evler arasında çatışmaya girmekten kaçınmaları talimatını aldığını aktardı.
“Yüz yüze savaşma şansları neredeyse yok"
Radyonun tam ismini paylaşmadan "Yarbay Yaron" tanıttığı askeri yetkili, "İsrail ordusu, askerlerimizin, daha önce tam isabet ve güçlü ateşle müdahale edilmeyen alanlara hareket etmemesi yönünde bir talimat yayımladı.” dedi.
İsrailli Yarbay, "Askerler evler arasında değil, harabeler arasında savaşıyor. Yüz yüze savaşma şansları neredeyse yok." ifadelerini kullandı.
İsrail ordusu Gazze’nin kuzeyindeki nüfusu zorla tehcir ediyor
İsrailli yetkililer ve İsrail ordusu, 7 Ekim’de Gazze’ye başlatılan saldırıların ardından, Gazze’nin kuzeyinde yaşayan yaklaşık 1,1 milyon Filistinliye bölgeyi tahliye etmeleri için sık sık çağrı yapıyor.
Havadan atılan broşürlerle duyurulan bu çağrılarda, Filistinlilerden Gazze’nin güneyine, Mısır sınırına doğru gitmeleri isteniyor.
Ayrıca Gazze’nin kuzeyindeki hastanelerin çevresi de vurularak, burayı güvenli liman görerek sığınan binlerce Gazzeliyi zorla göç ettirme yolu açıldı.
Ateşkes veya çatışmalara insani ara verilmesi yönünde yapılan tüm uluslararası çağrıları reddeden İsrail yönetimi, saldırıların sürdürüleceğini ve yalnızca sivillerin Gazze Şeridi'nin kuzeyinden çıkması için açtığı koridorun işlemesine izin verildiğini duyurdu.
İsrail ordusu işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilere ait 2 evi patlayıcılarla yıktı
İsrail ordusu sabah erken saatlerde Batı Şeria'nın El Halil kentine bağlı Dura beldesine çok sayıda askerle baskın düzenleyerek bazı evleri kuşatma altına aldı.
İsrail güçlerinden teknik bir grup da Filistinli tutuklular Muhammed eş-Şentir ve Sakr eş-Şentir'in Dura'daki evlerine patlayıcı yerleştirdi.
Aynı binanın birinci ve ikinci katlarında yer alan dairelerin duvarları patlayıcılarla yıkıldı.
Buna tepki gösteren belde sakini Filistinliler ile İsrail askerleri arasında arbede çıktı. İsrail askerleri gaz bombasının yanı sıra gerçek ve plastik mermi kullanırken Filistinli gençler taş atarak karşılık verdi.
Muhammed eş-Şentir ve Sakr eş-Şentir, İsrailli bir kadının öldüğü, birinin de yaralandığı silahlı saldırıdan sorumlu oldukları iddiasıyla Ağustos 2023'te tutuklanmıştı.
İsrail güçleri, saldırı düzenlemekle suçladığı Filistinlileri, gözaltı ve hapsin yanı sıra evlerini yıkarak da cezalandırılıyor.
BM: Şu anda dünyada bir cehennem varsa, Gazze'nin kuzeyidir
Laerke, BM Cenevre Ofisinin haftalık basın toplantısında, İsrail'in ablukası ve saldırıları altındaki Gazze'deki duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
BM'nin yardım tırlarının, nüfusun daha yoğun olduğu Gazze'nin güneyine ulaştırıldığını belirten Laerke, "Yardım tırlarımızı Gazze'nin kuzeyine ulaştıramıyoruz. Eğer şu anda dünyada bir cehennem varsa, Gazze'nin kuzeyidir." diye konuştu.
Gazze'nin kuzeyinde yüz binlerce kişinin bulunduğunu hatırlatan Laerke, bu durumun "çok moral bozucu" olduğunu söyledi.
1 ayda 100'den fazla BM çalışanı öldürüldü
UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini, X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, UNRWA çalışanlarının öldürülmesinden duyduğu üzüntüyü ifade etti.
BM yetkilisi, "(Gazze Şeridi'nde) 1 ayda 100'den fazla UNRWA çalışanının öldürüldüğü doğrulandı. Ebeveynler, öğretmenler, hemşireler, doktorlar, destek personeli." ifadesini kullandı.
UNRWA'nın ve Filistinlilerin yasta olduğunu belirten Lazzarini, "bu felaketin sona ermesi için artık çatışmalara insani ara verilmesi" gerektiğini vurguladı.
DSÖ'den İsrail'in ablukası altındaki Gazze için "büyük salgın hastalıklar görülebilir" uyarısı
DSÖ Sözcüsü Margaret Harris, İsrail'in ablukası altındaki Gazze'nin sağlık durumuna ilişkin AA muhabirine çevrim içi değerlendirmelerde bulundu.
Harris, DSÖ'nün tıbbi yardım malzemelerini taşıyan konvoyun 8 Kasım'da Gazze'deki Şifa Hastanesine ulaştırıldığını hatırlatarak "Her zaman tüm hastanelere yardım malzemelerini ulaştırmayı istedik ancak Şifa Hastanesinin özellikle acil ihtiyaçları vardı. Orası şu anda Gazze'deki en büyük ve en önemli sağlık tesislerden biri. Şifa Hastanesi çok aktif bir çatışma bölgesinde olduğundan ulaşılması çok zor. Yardım malzemelerini ulaştırdığımız için çok memnunuz. Bu yeterli değil ve hastanede neredeyse hiç tıbbi malzeme kalmamış." dedi.
Malzemelerin ulaştırılmasının olumlu bir gelişme olduğuna işaret eden Harris, kritik olanın, durumun sürdürülebilir olarak, daha fazla yardım malzemesinin tüm hastanelere ulaştırılması olduğunu belirtti.
Harris, "Gazze'deki tüm hastanelere malzemelerimizi ulaştırabilmemiz için ateşkese ihtiyacımız var. Hiçbir güvenlik garantimiz yok. İhtiyacımız olan şey çatışmaların durdurulmasıdır. Hiçbir zaman bu kadar kısa sürede bu sayıda insani yardım çalışanını kaybetmedik. Bu, çok korkunç." ifadelerini kullandı.
Gazze'deki sağlık durumunun iyice kötüye gittiğinin altını çizen Harris, büyük salgınlara yol açacak etkenlerin yaşandığına işaret etti.
"Bu tür faktörlerin büyük salgınlara yol açtığını biliyoruz"
Gazze'de atık yönetiminin olmadığını, yakıt eksikliği nedeniyle kanalizasyon yönetiminin bulunmadığını belirten Harris, şunları kaydetti:
"Burada küçücük alanlara toplanmış çok sayıda insan var. Gıda stokları çok azaldığı için beslenme sıkıntısı çeken insanlar var, özellikle de çocuklar... Gazze'ye gıda girişi olmuyor. İnsanlar kirli su içiyor çünkü su gelmiyor ya da sınırlı geliyor. Yakıt tedarikine izin verilmediği için (desalinasyon tesislerinde suyu) tuzdan arındırmayı yönetmenin de hiçbir yolu yok. Halk sağlığı uzmanları olarak bu tür faktörlerin büyük salgınlara yol açtığını biliyoruz."
Gazze'de, çatışmaların başladığı 7 Ekim'den bu yana 33 bin 551 ishal vakasının tespit edildiğini kaydeden Harris, bunların yarısının 5 yaş altındaki çocuklarda görüldüğünü vurguladı.
Harris, "İshal, yeterince gıda ve su alamayan bir çocuğu kısa sürede öldürebilir. Yeni doğan çocuğu bir günde öldürebilir çünkü anneler aç olduğu için rahat emziremiyor. Durum kesinlikle çok kritik. Buna sebep olan koşullar durdurulmalı. (Gazze'ye) Su, yakıt ve gıda girişinin durdurulması büyük salgınlara neden oluyor." diye konuştu.
Gazze'deki koşullar nedeniyle çocuklarda büyük bir su çiçeği salgınının yanı sıra deri döküntüsü, uyuz ve bit vakalarının görüldüğünü kaydeden Harris, bunun sebebinin aşırı kalabalık ortam ve hijyen eksikliğinden kaynaklandığını belirtti.
"İnsanların bu koşullar altında kendilerini sağlıklı tutmaları mümkün değil"
Harris, "Barınaklarda yaşayan 600'den fazla kişi aynı tuvaleti kullanıyor. İnsanların bu koşullar altında kendilerini sağlıklı tutmaları mümkün değil." dedi.
Gazze'de 54 bin 866 üst solunum yolu enfeksiyonu vakasının görüldüğünü kaydeden Harris, bunun sebebinin grip, farklı soğuk algınlıkları ve Kovid-19 olabileceğini, bunun, bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde daha ağır sonuçlara yol açabileceğini belirtti.
Gazze'deki hastanelerin kapasitesinin üstünde hastaya hizmet verdiğini kaydeden Harris, hastanelerin yüzde 44'ünün işler durumda olmadığını ve çalışanların da tam olarak hizmet veremediğini söyledi.
Harris, Gazze'deki 36 hastaneden 16'sının ve 72 temel sağlık hizmeti merkezinin 52'sinin kapandığını da kaydetti.
Gazze Şeridi'nde kanser hastalarının tedavi gördüğü tek merkez olan Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesinin yakıt yetersizliği ve son günlerde çevresine düzenlenen hava saldırılarının neden olduğu hasarlar nedeniyle kullanılamaz hale geldiğini belirten Harris, 70 kanser hastasının da ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.
Harris, Gazze'ye yönelik bombardımanlar nedeniyle yaralanan çok sayıda kişi olduğunu da anımsatarak hastanelerin solunum yolu hastalığı ve ishali bulunanlarla ilgilenecek yeri olmadığını ve dolayısıyla bu insanların ölebileceğini söyledi.
"Türkiye'nin Gazze'deki kanser hastası çocukları en kısa zamanda ülkeye getirmeyi planladığı ve bu konuda temaslarını sürdürmesiyle" ilgili soruyu yanıtlayan Harris, "Gazze'deki yaralı, hasta ve sağlık hizmet alamayan çocuklar için yapılan herhangi bir çalışma elbette iyi bir şey. Bu olumlu bir gelişme ancak düşmanlığın sona ermesi çok önemli ki çocuklar ihtiyaç duydukları tedaviyi alabilsinler." dedi.
Harris, Gazze için bugün önemli olanın, sağlık sistemine sahadaki insanları yönetebilecek destek, malzeme ve güvenliğin sağlanması olduğunun da altını çizdi.
Gazzeli kanser hastası çocuklar Mısır'daki iki hastaneye nakledilecek
Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Mısır Sağlık Bakanı Khaled Abdel Ghaffar ile Gazze’deki kanser hastası çocukların tedavisine yönelik dün önemli bir görüşme gerçekleştirdiğini belirtti.
Türk-Filistin Dostluk Hastanesi'nde tedavi gören başta çocuklar olmak üzere kanser hastalarının Refah Sınır Kapısı'ndan ilk etapta Mısır'daki Şeyh Zuvaid ve El-Ariş hastanelerine nakledileceğini bildiren Koca, kanser hastası çocukları Mısırlı mevkidaşı ile ziyaret edeceklerini de ifade etti.
Gazze'den gelecek hastaların tedavilerini Türkiye'den gönderilecek sağlık personeli ve Mısırlı meslektaşlarının gerçekleştireceğini bildiren Koca, "İkinci etapta ise durumu uygun hastaların uçak ambulanslarla Türkiye'ye getirilmesi planlanacak. Gazzeli hastaların Refah Sınır Kapısı'ndan nakli için yürütülen diplomasi faaliyetlerinde ayrıca İsrail Sağlık Bakanı ile temas kurularak Türkiye, Mısır ve İsrail'den irtibat kişilerinin görevlendirildiği Sağlık Koordinasyon Ekibi oluşturulmuştur." açıklamasında bulundu.
İsrailli komutan: "Burası (Gazze) bizim toprağımız"
İsrail basınında, Gazze’nin kuzeyindeki sahil bölgesinde çekildiği iddia edilen bir görüntü yayımlandı.
Söz konusu görüntüde, İsrail askerlerinin sahile İsrail bayrağı çekerek ulusal marşlarını okuduğu görülüyor.
Görüntüdeki birliğin komutanı, İbranice yaptığı konuşmada, Filistin toprağı Gazze’nin İsrail’e ait olduğunu öne sürerek şunları söyledi:
"2 bin yıllık sürgünün ardından Gazze'nin limanlarına sahillerine geri döndük. Buradan 20 yıl önce kovulmuştuk. Bu görevi bitirmenin başka yolu yok. İsrail'in hedefi hiç bitmez. Bizim hedefimiz. İsrail'in hedefi, 2 bin yıllık kaybı, bu durduğumuz yerde. Bu savaşa ayrı girdik, bir bitiyoruz. Başımız yukarıda, artık oyalanmak yok. Bizler İsrail halkı, İsrail toprağı için savaşıyoruz. Burası bizim toprağımız."
İsrail, 1967’deki Altı Gün Savaşı’nda işgal ettiği Gazze Şeridi’nden 2005’te çekilmişti. Hamas'ın Filistin seçimlerini kazanması ve Gazze'de iktidara gelmesinin ardından İsrail, 2006'da Gazze Şeridi'ni abluka altına almıştı.
BM, Gazze için "insani ateşkes" formülüne desteğini yineledi
Birleşmiş Milletler (BM) BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke, BM Cenevre Ofisinin haftalık basın toplantısında, "ABD ve Batı ülkeleri Gazze'de çatışmalara 'insani ara' verilmesini destekliyor. Beyaz Saray, İsrail'in günlük 4 saat çatışmalara ara vermeyi kabul ettiğini dün açıkladı. Gazze'de 7 Ekim'den bu yana 11 bine yakın sivil öldürüldü. Sizce de çatışmalara insani ara verilmesi geçici bir çözüm değil mi? Bu, Gazze'deki ölümleri engelleyebilir mi?" sorusunu yanıtladı.
Laerke, "Bu durumda ancak insani ateşkesin işe yarayacağı yönündeki çok açık ve tutarlı çağrımızı tekrarlayabilirim. Bugün bu pozisyonumuzu değiştirmiyoruz." dedi.
Kassam Tugayları: Gazze'nin kuzeybatısında bir İsrail tankını imha ettik
Kassam Tugayları'nın Telegram hesabından konuya ilişkin açıklama yapıldı.
Açıklamada, "Kassam Tugayları, Gazze kentinin kuzeybatısındaki eksende bir zırhlı bölük komutanına ait (İsrail) tankı Yasin 105 roketi ile imha etti." ifadelerine yer verildi.
Kassam Tugayları'ndan yapılan başka bir açıklamada ise Gazze Şeridi sınırına yakın Yahudi yerleşim birimleri arasında yer alan Raim Askeri Üssü'ne bir dizi roket fırlattıkları aktarıldı.
Öte yandan İslami Cihad'ın askeri kanadı Kudüs Seriyyeleri de Gazze Şeridi sınırındaki iki Yahudi yerleşim birimine roket attıklarını duyurdu.
İsrail ordusu Gazze'deki çatışmalarda bir askerinin daha öldüğünü duyurdu
Ordudan yapılan yazılı açıklamada, 52. Tabur'da görevli çavuş rütbesinde bir sağlık görevlisinin dün gece Gazze Şeridi'nin kuzeyinde düzenlenen askeri operasyon sırasında öldürüldüğü ifade edildi.
Açıklamada, savaşın başladığı 7 Ekim'den bu yana ölen asker sayısının 354'e yükseldiği kaydedildi.
İsrail devlet televizyonu KAN da 31 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi içindeki çatışmalarda öldürülen İsrail askerlerinin sayısının 38'e çıktığını aktardı.
İsrail'in attığı top mermisi Lübnan'da bir hastaneye isabet etti
Lübnan resmi haber ajansı NNA'ya göre, İsrail'den Lübnan'ın güneyine topçu saldırı düzenlendi.
İsrail tarafından fırlatılan bir top mermisi, Lübnan'ın Meys el-Cebel beldesindeki bir devlet hastanesine isabet etti.
Söz konusu top mermisinin infilak etmemesi sayesinde olayda can kaybı yaşanmadığı aktarıldı.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana yaşanan çatışmalarda 70 Hizbullah mensubu ile 4 İsrail askeri öldü.
İsrail'in Gazze'ye saldırılarında son durum
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme” gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı.
İsrail, 7 Ekim’den bu yana 38'i Gazze Şeridi içindeki çatışmalarda olmak üzere 354’ü asker 1400'den fazla İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu.
İsrail’e göre, Kassam Tugayları'nın elinde 239 İsrailli bulunuyor.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığına göre, İsrail'in saldırılarında 4 bin 412'si çocuk, 2 bin 918'i kadın olmak üzere 10 bin 812 Filistinli öldürüldü, 26 bin 905 kişi yaralandı.
Batı Şeria ve Kudüs’te de İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimciler, 182 Filistinliyi öldürdü.
İsrail ordusu, Gazze'de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi Şifa Hastanesini, Nasr Çocuk Hastanesini, El-Ehli Baptist ve Türk-Filistin Dostluk hastanelerini, tahliyeye zorladığı Filistin Kızılayına bağlı Kudüs ve Endonezya hastanelerinin çevresini vurdu. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana yaşanan çatışmalarda ise 63 Hizbullah mensubu ile 4 İsrail askeri öldü. (AA)