Hayatı

538/1144 yılında Bağdat’ta doğdu. Fakat ailesi Ukberâ kasabasından olduğu için kendisi Ukberî nisbesiyle tanındı. Küçük yaşta iken geçirdiği çiçek hastalığı sebebiyle gözlerini kaybeden Ukberî Bağdat dışına çıkmadı ve ilim tahsilini burada sürdürdü. Kıraat ilmini Ebü’l-Hasan Ali b. Asakir’den (ö. 572/1177), nahiv ilmini Ebu Muhammed İbnü’l-Haşşâb (ö. 567/1172) ve Ebü’l-Berekât b. Necâh’tan (ö. 569/1174), hadis ilmini Ebü’l-Feth İbnü’l-Battî (ö. 564/1169), Ebû Zürʽa el-Makdisî (ö. 566/1170-1171) ve Ebü’l-Muzaffer İbn Hübeyre’den (ö. 560/1165), fıkıh ilmini ise Kadı Ebû Yaʽlâ es-Sağîr (ö. 560/1165) ile İbrahim b. Dinar en-Nehrevânî’den (ö. 556/1161) tahsil etti. Tedris faaliyetine ilk olarak hocası Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî’nin (ö. 597/1201) muîdi olarak başlayan Ukberî aralarında Mecdüddin İbn Teymiyye (ö. 652/1254), İbnü’d-Dübeysî (ö. 637/1239), tarihçiliği ile öne çıkan İbnü’n-Neccâr el-Bağdadî (ö. 643/1245) ve hadis hafız Ziyâeddin el-Makdisi’nin (ö. 643/1245) de bulunduğu birçok isme ders verdi. 8 Rebiülahir 616’da (23 Haziran 1219) Bağdat’ta vefat etti (Zehebi, 2003, c. 13, s. 473).

Ukberî fıkıh ve fıkıh usulü alanında yetkin bir şahsiyet olmakla beraber asıl şöhretini Arap dili ve belâgati alanındaki çalışmalarıyla kazanmıştır. Özellikle Kur’ân ve hadis metinleri ile Arap şiirine dair yaptığı gramer tahlillerinden dolayı kendisine “sâhibü’l-irab” denmiştir. Nahiv alanında ortaya çıkan ekoller arasından Basra ekolüne daha yakın durduğu ifade edilmektedir. Birçok alanda eser veren Ukberî, küçük yaşlarda görme yetisini kaybettiğinden dolayı bir konu hakkında kitap kaleme almak istediği zaman önce öğrencilerine bu konular hakkındaki kitapları kendisine okumalarını ister, konu zihninde olgunlaştıktan sonra kendi eserini öğrencilerine yazdırırdı.

Meşhur eserleri arasında sure ve ayet sırasına göre ayetlerin irabını ve kıraat farklılıklarını anlattığı İʽrâbü’l-Kur’ân, İbnü’l-Cevzî’nin Câmiü’l-mesânîd’ini esas alarak bazı hadislerin irabının yaptığı İʽrâbü’l-hadîsi’n-nebevî adlı eserleri mevcuttur. Arap dili ve belâgati alanında et-Tebyîn an mezâhibi’n-nahviyyine’l-Basriyyîn ve’l-Kûfiyyîn ve bu eserin ilk on beş bölümünü içeren el-Mesâilü’l-hilâfiyye fi’n-nahv adlı eserleri öne çıkmıştır. Ayrıca et-Ta’lîk fî mesâili’l-Hilâf ve Kelvezânî’nin eserini şerhettiği Şerhu’l-Hidâye adlı eserleri de kaynaklarda zikredilmektedir.

Öne Çıkan Eserleri

  • İʽrâbü’l-Kur’ân (İmlâü mâ Menne bihi’r-Rahmân min Vücûhi’l-İ’râb ve’l-Kirâ’ât fi Cem’i’l-Kur’ân): thk. Ali Muhammed el-Bicâvî, Dârü'l-Cil, Beyrut 1987/1407.

  • İʽrâbü’l-Hadîsi’n-Nebevî: thk. Abdülilah Nebhân, Mecmaü Lügati’l-Arabiyye, Dımaşk 1986.

  • et-Tebyîn an Mezâhibi’n-Nahviyyine’l-Basriyyîn ve’l-Kûfiyyîn: thk. Abdurrahman b. Süleyman el-Useymîn, Dârü'l-Garbi'l-İslâmî, Beyrut 1986.

  • el-Mesâilü’l-Hilâfiyye fi’n-Nahv: thk. Muhammed Hayr el-Hulvânî, Dârü'ş-Şarki'l-Arabi, Beyrut 1912.

  • Şerhu mâ fi’l-Makâmâti’l-Harîriyye mine’l-Elfâzi’l-Lugaviyye: thk. Nasır Hüseyin Ali, Dâru Sa’deddin, Dımaşk 2005/1426.

  • Şerhu Lâmiyyeti’l-Acem: nşr. Muhammed Ubeyd Abdülvâhid Gurmân, Beyrut 1404/1984

    Kaynak: İslam Düşünce Atlası
    Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu