Hayatı
Urûmiye’de doğdu. Bağdat'a gidinceye kadar bu şehirde yaşadı. Kendi ifadesi ile çocuk yaşta Bağdat'a gitti. Zamanın en önemli ilim merkezi olan Mustansıriyye Medresesi’nde iyi bir öğrenim gördü. Edebiyat, riyâziyât, Arap dili, tarih, hat, münâzara, münâkaşa ve fıkıh ilimlerini tahsil etti. Kendi ifadesine göre hat sanatında da zirveye ulaşmış fakat daha sonra ud çalmakla meşgul olunca bu alandaki kabiliyetinin Hat'tan daha üstün olduğunu görmüştür. Fakat kendisinin o dönemde sadece hat ile meşhur olduğunu söylemektedir.
Fizik ve matematik ilimlerini, Halife Musta'sım'ın Yahudi olan kâtibinden öğrendiği şeklinde bilgiler aktarılsa da Safiyyüddîn'in çağdaşı ve yakını ünlü matematikçi Nasîruddîn-i Tûsî'nin etkisini unutmamak gerekir.
Safiyyüddîn, daha sonra saraya intisap etmiş ve halife Musta'sım'ın, Abbâsî ve Moğol devlet adamlarının yanında önemli bir mevkiye sahip olmuştur. Hilâfet Musta'sım'a geçince (640/1242) Revâk-ı Azîz'de karşılıklı iki kütüphane inşa ettirmiş ve istediği kitâbı istinsah etmeleri için iki kâtibe görev verilmesini emretmiştir. Bu kâtiplerden birisi de Safiyyüddîn'dir.
Hülâgû'nun Bağdat'ı işgalinden (656/1258) sonra onun hizmetine girer ve daha çok maaş almaya ve lütuflar görmeye başlar. Daha sonra Alâuddîn Atâ Melik el-Cüveynî (ö. 681/1282) ve kardeşi Şemsüddîn el-Cüveynî'nin (ö. 683/1284) hizmetine devam eder ve bu devrede divân-ı inşa kâtipliğine getirilir ve kendisine nedimlik rütbesi verilir. Şemsuddîn el-Cüveynî'nin oğulları Bahâuddîn Muhammed (ö.678/1279) ve Şerefiyye'yi kendisine ithaf ettiği Şerefüddîn Hârun'un (ö. 685/1286) eğitimi ile ilgilenir.
Alâuddîn Atâ Melik’in vefatı ve kardeşi Şemsüddîn’in katli üzerine Safiyyüddîn’in saadeti yok olur. Durumu kötüleşir ve geçimi daralır. Mecdüddîn Ğulam b. Sabbâğ'a olan 300 dinarlık borcu yüzünden hapse girer ve 693/1294 yılında hapiste iken vefat eder.
Öğretisi
Safiyyüddîn, mûsıkî nazarîyâtı ile ilgili iki eser yazmıştır. Bunlardan birincisi; Kitâbü’l-Edvâr diğeri ise Şerefiyye'dir. Safiyyüddîn'in Kitâbü’l-Edvâr ve Şerefiyye'si ile günümüze ulaşan birkaç bestesi adı geçen eserlerin son bölümlerinde yer almaktadır. Şerefiyye’deki beste denemeleri sözsüz olsa da Edvâr'daki Arapça güfteli beste, mûsıkîmizin ilk beste örneğidir. Bu açıdan tarihi bir kıymeti de haizdir. Bu besteler, eserleri tahkîk ve tercüme edenler tarafından günümüz notası ile gösterilmiştir. Kitâbü’l-Edvâr ve Şerefiyye’si tam metin olarak Türkçeye de tercüme edildimiştir.
Urmevî, ortaya koyduğu on yedi perdeli diziyi nasıl tespit ettiğini hem Kitâbü’l-Edvâr’ında hem de Şerefiyye’de anlatmıştır. Bu tespit metodu sonraki birçok mûsıkî yazmasında aynen tekrarlanmıştır. Bu işlem eski ve yeni birçok çalışmada da yer almaktadır.
Urmevî, perdeleri ebced notası ile ud resmi çizerek göstermiştir. Hatta udun tellerinin, yaygın kullanılan dörtlü akort yerine başka şekilde akortlanıp çalınabileceğini, ancak bunun için usta olmak gerektiğini vurgulamıştır. Mûsıkînin pratiğine ilişkin bu tür bilgileri ihmal etmemesinde Urmevî’nin icracılığı ve bestekârlığının katkısı büyüktür. Kendisinin yüz otuz bestesinin bulunduğu ve bunların farklı ülkelerde bile meşhur olduğu kaynaklarda kayıtlıdır. Ayrıca bestelerinin de zamanın şarkıcıları tarafından okunduğunu bilinmektedir.
Urmevî’nin yaptığı besteler günümüze ulaşan en eski örneklerdir. Edvâr’da geveşt ve nevruz makamlarında iki sözlü bestesi ve farklı makamlarda dokuz ezgi örneği, yine Şerefiyye’deki iki sözsüz beste, mûsıkî tarihimizin en eski eserleridir. Üstte notalar altta süreleri yer almaktadır; böylece notada zaman problemini ilk kez bu şekilde Urmevî çözmüştür. Bu ezgi örnekleri günümüz notasyonu ile gösterilmiştir. Ayrıca Urmevî iki saz icad etmiştir.
Urmevî, hakkında çeşitli incelemeler yapılmış, günümüzde de mûsıkî alanında hemen her bilimsel çalışmanın vazgeçilmezi olan bir mûsıkî nazariyatcısıdır.
Şerefiyye Risalesi’nin beş makalesi şu başlıklardan oluşur:
-
Sesin oluşumu, duyulması, dağılımı, tizlik ve pestlik sebepleri, sesin, nefesli ve telli sazlarda oluşumu ve nitelikleri.
-
Sayıların birbirlerine oranları, bu oranların isimleri, uyumlu (mülâyim) ve uyumsuz (mütenâfir) aralıklar, aralıkların uyumlu oluş sırasına göre tasnifi.
-
Aralıkların birbirleri ile toplanması ve çıkarılması, orta (vustâ) aralıklardan cinslerin (dörtlü ve beşliler) tertibi, isimleri ve bunların uyumlu ve uyumsuzları.
-
Büyük aralık tabakaları içerisinde cinslerin tertibi, tertip edilen cinslerin oranları ve sayıları, dörtlü ve beşlilerle bir ve iki oktavlık dizilerin oluşturulması, ud sazının akordu, ud üzerindeki perdeler ve oranları, dörtlü ve beşlilerle makamların tasnifi, isimleri ve perdelerinin cetvellerle gösterilmesi, farklı akortlarla icra ve intikal (notalar arasında geçiş) konusu.
-
Îkâ´ ve devirlerinin oranları ve beste yapım bilgileri, Urmevî’nin teorik olarak ele aldığı konulardır.
Öne Çıkan Eserleri
-
Kitâbü’l-Edvâr: thk. Ğattas Abdülmelik Haşebe, Kahire 1986; çev. M. Nuri Uygun, Safiyüddîn Abdülmümin el-Urmevî ve Kitâbü’l-Edvâr’ı, Kubbealtı Yayınları, İstanbul 1999.
-
er-Risâletü'ş-Şerefiyye fi'n-Nisebi't-Te'lîfiyye: thk. Haşim Muhammed er-Receb, Bağdat 1982; Baron Rodolphe d'Erlanger, "Safiyu-d-dîn al-Urmawî, As-Sarafiyyah", La Musique Arabe, Paris 1938; çev. Fazlı Arslan, Safiyüddîn-i Urmevî ve Şerefiye Risalesi, Atatürk Kültür Merkezi, Ankara 2007.
Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu