Hayatı
Tam adı Molla Muslihuddin Muhammed b. Salâ b. Celâluddin Multavî el-Lârî’dir. İran-Hin ve Osmanlı ilim geleneğinin önemli isimlerinden Muslihuddîn el-Lârî 916/1510 senesinde Şîraz’ın güneyinde bulunan Lâr’da doğmuştur. Mîr Gıyâseddîn Mansûr ed-Deştekî, Mîr Kemâleddîn Hüseyin Lârî ve Şemseddîn Hafrî gibi isimlerden ders alan Lârî yirmi yaşındayken, 1530 senesinde Hindistan’a giderek burada Argun hânedânı sultanlarından Hüseyin Şah Argun’a ve Babür hükümdarı Hümâyûn’a hocalık yaptı. Onun Şîrâz’ı terkinin nedenleri arasında, I. Şah Tâmâsb’ın Sünnî ulemâyı taciz eden hasmâne tutumunun bulunduğu söylenebilir. Zira Lârî, Tâmâsb’ın bu tutumunun birçok Sünnî âlimi, Şîraz’ı terke zorladığını söyler. 963/1566 senesinde sultanın ölümü ertesinde Halep’e gelen Lârî, bir müddet burada kaldıktan sonra İstanbul’a geçerek Ebussuûd Efendi gibi önde gelen âlimlerle tanıştı, ilmî tartışmalarda bulundu. Rüstem Paşa’nın himayesinde 1556-1559 arasında İstanbul’da müderrislik yaptığı bir dönem ertesinde Âmid’e (Diyarbekr) geçti. 979/1572’deki vefatına değin burada kalan ve Beylerbeyi İskender Paşa’nın himayesine giren Lârî, burada Hüsrev Paşa Medresesi müderrisliğinin yanı sıra Diyarbekir müftülüğü yaptı. Aynı şehirde 979/1572’de vefat eden Lârî, Diyarbakır’a defnedildi. Mezarı bugün Sur bölgesi içinde yer almaktadır.
Öğretisi
Muslihuddîn Lârî, kendisinden iki nesil önce Şîraz’da Celâleddîn Devvânî ve Sadreddîn Deştekî arasındaki felsefî-kelâmî tartışmalarla başlayan ve daha sonra Gıyâseddîn Deştekî tarafından devam ettirilen felsefî-kelâmî birikimin vârisi olarak değerlendirilmelidir. Osmanlı ulemâsı Devvânî’nin Şîraz’da öğrenciliğini yapan ve ondan aldığı icazetle İstanbul’a dönen Müeyyedzâde’nin başkente taşıdığı bu felsefî gelenekten oldukça iyi bir şekilde haberdardı. Gıyâseddîn Deştekî ile çağdaş olan Kemâlpaşazâde ve Taşköprülüzâde gibi âlimler, İstanbul’da Devvânî-Deştekî pozisyonlarını muhakeme eden güçlü felsefî metinler telif ettiler. Bununla birlikte Osmanlı ulemâsının Şîraz’da Devvânî ve Deştekî’den sonra devam eden felsefî tartışmalara aynı derecede ilgi göstermediği ve Gıyâseddîn Deştekî, Hafrî, Neyrîzî ve Erdebîlî gibi âlimlere kısmen lâkayt kaldığı söylenebilir. Bunun bir nedeni, Gıyâseddîn dışındaki mezkur âlimlerin Safevîlerin Şîraz’ı Akkoyunlular’dan ele geçirmesiyle birlikte Safevî Şiî ideolojisine yakın durmaları ve bu istikamette metinler üretmeleri olabilir. Muslihuddîn Lârî, Devvânî-Deştekî çizgisinin Şîraz’daki ikinci nesil vârislerinden olup, Gıyâseddîn Deştekî’nin bir müddet öğrenciliğini yapmıştı. Onun, Hindistan’daki tedris faaliyetleri ertesinde İstanbul’a gelişi en genel olarak Horasan bölgesi felsefî gündemini de İstanbul’a taşımasını mümkün kılmıştır (Pourjavady, 2014: 292-95). Lârî’nin Tehzibu’l-mantık’ın Devvânî şerhine yazdığı hâşiye, cezru’l-esamm (sağır kök) ya da yalancı paradoksuyla, yüklemi olumsuz önermelerle ve iki çelişiğin bir araya gelişiyle ilgili risâleleri, Şîraz felsefî gündemini yansıtan eserlerdir. eş-Şerhu’l-cedîd ve Hikmetü’l-ayn hâşiyeleri de bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Lârî, Devvânî-Deştekî tartışmasını yansıtan eserlerden ayrı olarak, yazdığı astronomi eserleriyle öne çıkar. Özellikle Ali Kuşçu’nun el-Fethiyye fî ilmi’l-hey’e’sine yazdığı şerh, mevcut bilgilere göre, Ali Kuşçu’nun astronomi eserlerinden birine yazılmış ilk şerhtir.
Öne Çıkan Eserleri
-
Hâşiye alâ Şerhi’l-Kâdî Mîr alâ Hidâyeti’l-Hikme: İstanbul 1270, 1271, 1289, 1302, 1307, 1309, 1318.
-
Enmûzecü’l-ulûm: Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 2145.
-
Hâşiye alâ Şerhi Tehzîbi’l-Mantık ve’l-Kelâm: Râşid Efendi Ktp., nr. 1438; Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1788; Hacı Beşir Ağa, nr. 105.
-
Şerhu’l-Adudiyye fi’l-Âdâb: Manisa İl Halk Ktp., nr. 1373.
-
Risâle fî Bahŝi’l-İrâde: Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 385/6.
-
Bahŝü Tamâmi’l-Müşterek: Gotha Ktp., nr. 87/2, 88/2; Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 385/4.
-
Risâle fî Tahkîki Sâlibâti’l-Mahmûl: Süleymaniye Ktp., Damad İbrâhim Paşa, nr. 791/4.
-
Risâle fî Meseleti’l-Ebâd: Süleymaniye Ktp., Damad İbrâhim Paşa, nr. 791/3.
-
Hâşiye alâ Metâlii’l-Enzâr: İstanbul 1289, 1327.
-
Hâşiye alâ Şerhi’l-Mevâkıf: Süleymaniye Ktp., Beşir Ağa, nr. 396.
-
Risâle fî Bahŝi’l-Haşri ve’l-Meâd: Köprülü Ktp., Mehmed Asım Bey, nr. 224; Râşid Efendi, nr. 11277.
-
Risâle fî Beyâni Kudretillâh: Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 3235.
-
Risâle fî Burhâni’t-Temânu fî Âyeti “Lev Kâne Fîhimâ Âlihe”: Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 3235; Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3790, Hüsrev Paşa, nr. 244/2.
-
Şerhu’l-Fethiyye fî İlmi’l-Hey’e: Süleymaniye Ktp., Carullâh, nr. 1504/1.
-
Risâle fî Halli Muğâletâti İctimâi’n-Nakîzayn: Süleymaniye Ktp., Damad İbrâhim Paşa, nr. 791/5.
-
Şerh-i Risâle der İlm-i Hey’et.
-
Risâle fî Tahkîki Hatti’l-Fecr ve’ş-Şafak: Meclis-i Sînâ, nr. 7572; Süleymaniye Ktp., Laleli 2722/1.
-
Şerhu’l-Erbaîn li’n-Nevevî: Süleymaniye Ktp., Amcazâde Hüseyin Paşa, nr. 102; Fâtih, nr. 781.
-
Hâşiye ale’l-Fevâidi’z-Ziyâiyye: Köprülü Ktp., Mehmed Âsım Bey, nr. 569; Süleymaniye Ktp., Celâl Ökten, nr. 439, Şehid Ali Paşa, nr. 2374.
-
Mirâtü’l-Edvâr ve Mirkâtü’l-Ahbâr: Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 3085; Âşir Efendi, nr. 245; Nuruosmaniye, nr. 3156.
-
Hâşiye alâ Envâri’t-Tenzîl: Manisa İl Halk Ktp., nr. 37.
Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu