Hayatı
1824-25 yılında İstanbul Eyüp’te doğdu. Babası Eyüp’te Cedid Ali Paşa Camii imamı hâfız Süleyman Hikmetî Efendi, annesi Zîneti Hanım’dır. İlk öğretiminden sonra amcasıyla hıfza, babasıyla da hat derslerine başladı. Aldığı derslerle İslâmî ilimlerde kendini yetiştirdi. İlk mûsikî derslerini Şahinbeyzâde Mehmed Bey’den aldı. 1845-1858 yıllarında Mısırlı Mustafa Fazıl Paşa ile birlikte Mısır’da bulundu. Babasının vefatı üzerine (1864) aynı caminin imamlığına tayin edildi. Ayrıca Eyüp’te Mihrişah Valide Sultan ve Şah Sultan İbtidâî mekteplerinin hat muallimliğiyle görevlendirildi ve bu görev hayatının sonuna kadar devam etti. 1868’de Mevleviyye tarikatına intisap eden Zekai Dede’nin 1876’da Dâruşşafaka Mektebi’nde fahrî olarak başladığı mûsikî muallimliği, 1883’te asâlete geçirilerek devam etti. 1885’te başladığı Bahariye Mevlevihânesi kudümzenbaşılığı vazifesi de vefatına kadar sürdü. 24 Kasım 1897’de vefat etti ve Eyüp’teki Kaşgârî Dergâhı civarına defnedildi.
Mûsikî Sahasındaki Özellikleri
Dinî ve dindışı mûsikî sahalarında bestelediği eserleriyle dönemin önemli mûsikîşinasları arasında yer alan Zekâî Dede, Hamparsum ve Batı notalarını bilmesine rağmen mûsikî eğitiminde klasik meşk usûlünü tercih etmiştir. Ayrıca yetiştirdiği talebelerle de zengin bir repertuarın zamanımıza ulaşmasında son kaynak olmuştur. Mûsikî çalışmalarının yanı sıra hat konusunda da kendisini yetiştirmiş, ünlü hattat ve mûsikîşinas Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den hat dersleri almıştır. Ayrıca Hamâmîzâde İsmail Dede, Dellâlzâde İsmail Efendi ve Sermüezzin Rifat Bey’den aldığı derslerle de mûsikî bilgilerini genişletmiştir.
Zekâi Dede, Hamâmîzâde İsmail Dede’den sonra, XIX. yüzyılın en büyük bestekârı kabul edilmiştir. Büyük bir makam zenginliği çerçevesindeki eserlerinde, klasik üslubun ince ayrıntıları gözlenir. Onun klasik anlayışında hocası İsmail Dede’yi bile aşan bir tavır dikkat çeker. Dinî ve mistik özelliklerin ön planda tutulduğu eserlerinin toplam 500 civarında olduğu söylenirse de bunlardan ancak 300’e yakını zamanımıza ulaşabilmiştir.
Dinî mûsikî tarihinin önde gelen bestekârlarından biri olan Zekâî Dede’nin dinî formlarda bestelediği eserlerinin sayısı, toplam eserlerinin yarısından fazladır. Bestelediği 5 Mevlevî âyiniyle Mevlevî mûsikîsi repertuarına, hocası İsmail Dede’den sonra en çok âyin kazandıran bestekâr olan Zekâî Dede’nin dinî eserlerinin büyük çoğunluğu ilâhi ve şuğul formlarındadır. Birçok eserini Eyüp’teki evi ile Fatih’teki Dârüşşafaka Mektebi arasında yürüdüğü zamanlarda bestelediği ifade edilen Zekâî Dede, kısa süre içerisinde eser bestelemesiyle tanınmıştır. Aynı zamanda iyi bir neyzen ve hânende olan Zekâî Dede, Türk mûsikîsi tarihinde “hoca” ünvanıyla anılan pek az kişiden biridir. Talebelerinden kabiliyetli olanı özel meşk halkasına alarak yetiştirirdi. Bunlardan büyük bir kısmı, dönemlerinin ünlü mûsikîşinaşları arasında yer almıştır.
Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu