Hayatı
479/1087’de Bağdad’da doğmuş ve hayatı boyunca aynı şehirde yaşamıştır. Bazı çağdaş kaynaklarda İbn Berhan en-Nahvî ile karıştırılır. Kendilerinden ders aldığı hocaları ve henüz genç yaştayken vefat etmiş olması dikkate alındığında, bazı kaynaklarda doğum tarihi için verilen hicrî 444 bilgisi hatalı görünmektedir.
Kaynaklarda hayatı hakkında fazla bir bilgi bulunmamaktadır; yalnızca önceleri İbn Akîl’in öğrencisiyken mezhepdaşları tarafından hocasına yapılan baskıların da etkisiyle Hanbelî mezhebini terk ederek Şâfiî mezhebine geçtiği, fıkıh, fıkıh usûlü ve hadis eğitimi aldığı nakledilir. İbn Akîl’den sonra fıkıh eğitimini, her ikisi de uzun süre Bağdad’da bulunmuş ve farklı tarihlerde Nizamiye Medresesi’nde görev yapmış olan el-Kiya el-Herrâsî ile Ebû Bekir eş-Şâşî’den almıştır. İbn Berhan’ın asıl hocaları zikredilen bu üç isimdir. Hocaları arasında Gazzâlî’nin zikredilmesi ise problemlidir. Gazzâlî’nin gerek Bağdad Nizâmiyesi’nde müderris olduğu tarihlerde (484-488/1091-1095) gerekse hac dönüşü bir yıl veya daha az süreyle Bağdad’da kaldığı (490-491/1097-1098 civarı) dönemde İbn Berhan henüz çocuk yaştadır. Bu sebeple ya İbn Berhan daha erken bir tarihte doğmuş olmalıdır veya -daha makul görüneni- hocaları arasında Gazzâlî’nin zikredilmesi tabakat yazarlarının bir hatasıdır. Çünkü Gazzâlî’nin Horasan’a gittikten sonra tekrar Bağdad’a geldiğine veya İbn Berhan’ın Horasan taraflarına gittiğine dair bir bilgi bulunmamaktadır.
İbn Berhan’ın Ebû Abdullah Hüseyin b. Ahmed en-Niâlî, Ebü’l-Hattâb İbnü’l-Batır ve Ebû Tâlib Hüseyin b. Muhammed ez-Zeynebî gibi bir kısım âlimlerden de hadis dersi aldığı nakledilir.
Özellikle fıkıh usûlü dersleri veren İbn Berhan’ın eserleri de bu alanla ilgilidir. Hocalık döneminde fıkıh ve fıkıh usûlü derslerinin çok büyük ilgi gördüğü, bu sebeple geceleri dahi ders yaptığı, bir kısım öğrencilerin talebiyle Gazzâlî’nin İhyâ’sını da geceleyin okuttuğu rivayet edilir.
İbn Berhan 517 yılında getirildiği Nizâmiye müderrisliği görevinde dört ay kalabilmiş, birkaç ay sonra ikinci kez getirildiği bu görevden, sadece bir gün sonra tekrar azledilmiştir.
En önemli öğrencileri arasında, Nureddin Zengî ve Selahaddin Eyyûbî döneminin en itibarlı âlimlerinden, Şam bölgesi kâdılkudâtı İbn Ebî Asrûn ve yine Nureddin Zengi ile irtibatlı olan dil ve fıkıh âlimi Melikunnuhât Ebû Nizar el-Hasan b. Sâfî zikredilebilir. Bağdad’da vefat eden İbn Berhan, Bâbu İbrîz’de defnedilmiştir.
İbn Berhan’ın kaynaklarda zikredilen eserlerinin tümü usûl eserlerinden oluşmaktadır. Bunlardan yalnızca el-Vusûl ile’l-usûl neşredilmiş olup diğerlerinin mevcudiyeti bilinmemektedir. En meşhur eserleri, Karâfî, Tâceddin es-Sübkî, Cemaleddin el-İsnevî ve Zerkeşî gibi Memlük dönemi usûlcülerinin çokça atıf yaptığı el-Vecîz ve el-Evsat’tır. Bunların dışında el-Basît ve el-Vasît adlı iki usûl eserinin daha bulunduğu zikredilirse de sonraki kaynaklarda bunların varlığını gösteren herhangi bir atıf geçmez.
Öğretisi
İbn Berhan, hicrî V. yüzyılda en önemli ürünlerini veren Eş’arî usûl anlayışının takipçilerindendir. Özellikle Bâkıllanî’yi takiben Cüveynî ve Gazzâlî eliyle geliştirilen usûl görüşlerini öğretici eserleriyle işleyip aktarır. Cüveynî’nin Burhân’ı, Gazzâlî’nin Menhûl’ü ve İbn Berhan’ın Vusûl’ü arasında, konu tasnifi, ele alınan meseleler ve benimsenen görüşler açısından büyük bir benzerlik ve süreklilik vardır. İbn Berhan’ın eserinin ayırdedici özelliği, konuları meseleler halinde ve kısaca tarafların delillerini de zikrederek öğretici bir şekilde ele almasıdır. İbn Berhan’ın muhtemelen farklı görüşleri aktaran ve öğretici özellikteki eser yazımı sebebiyle el-Vecîz ve el-Evsat adlı eserleri müteahhirûn dönemi usûlcüleri tarafından çokça kullanılmıştır.
İbn Berhan, fıkhı insanın dünya ve ahiretteki maslahatları açısından en önemli ilim olarak görür, fıkıh usûlünü de şer’î hükümlerin dayanağını bilme açısından gerekli bulur. Ona göre fıkıh, insanî fiillere dair şer’î hükümleri, fıkıh usûlü de bu hükümlerin icmâlî delillerini bilmektir. Dolayısıyla usûlün konusu, şer’î hükümlerin delilleridir (edilletu’l-ahkâm). İbn Berhan, Cüveynî’yi takip ederek, Şeriat’ın küllî kaidelerini bulunduğunu, şer’î hükümlerdeki cüz’iyyâtın bunlara irca edilebileceğini ve bu sebeble Şeriat’ın “makul” olduğunu söylemektedir (Vusûl, c. 2, s. 237). Şeriat’ın külliyatından ve bunların gözettiği küllî maslahatlardan bahseden İbn Berhan, ele aldığı konular itibarıyla şer’î hükümleri dört kısımda toplar: İbâdât, muâmelât (mâlî muameleleri kastetmektedir), münâkehât ve siyâsât (ceza hukukunu kastetmektedir) (Vusûl, c. 2, s. 234 vd.).
İbn Berhan, birçok meselede Bakıllanî, Ebû İshak el-İsferayinî, Cüveynî ve el-Kiya el-Herrâsî’nin görüş ve tercihlerini aktarır. Çeşitli usûl meselelerinde kendi tercihlerini de belirtmekle birlikte bunlar içerisinde en dikkat çekici olanı, hocası el-Kiyâ el-Herrâsî’nin aksine “avamın herhangi bir mezhebi taklid etme zorunluluğunun bulunmadığı” şeklinde kendisinden nakledilen görüştür. Benzer şekilde ondan kâdı’nın da belirli bir mezhebi taklid etmesinin zorunlu olmadığı görüşü nakledilir ve Nevevî bu görüşü tercih eder. Öte yandan İbn Berhan, ictihadda isabet tartışmasında Cüveynî gibi muhattie tarafında yer alır. Ayrıca sahabenin kıyasa aykırı olarak görüş belirttiği hususlarda bu görüşlerin delil olacağı kanaatindedir, çünkü Hz. Peygamber’den aldıkları bir bilgiye dayalı olarak bu görüşleri serdetmişlerdir.
Öne Çıkan Eserleri
-
el-Vusûl ile'l-Usûl: thk. Abdülhamid b. Ali Ebî Zenid, Dârü'l-Maârif, Riyad 1983.
-
el-Vecîz fî Usûli’l-Fıkh: Mevcudiyeti bilinmiyor.
-
el-Evsat: Mevcudiyeti bilinmiyor.
Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu