Hayatı
Hayatı hakkında oldukça sınırlı bilgilere sahip olduğumuz Hırakî’nin doğum tarihi hakkında kesin bir bilgiye ulaşılamamıştır. Fakat Ahmed b. Hanbel’in iki oğlu Salih b. Ahmed (ö. 266/880) ve Abdullah b. Ahmed’den (ö. 290/903) ders aldığına dair bilgi doğru kabul edilir ve en erken 10-15 yaşlarında ders aldığı düşünülürse Hırakî’nin 240’lı yılların sonu veya 250’li yıllarda doğmuş olması muhtemeldir.
Ömrünün büyük bir kısmını Bağdat’ta geçiren Hırakî, Büveyhîler döneminde Bağdat’ta ortaya çıkan ve Şiî-Râfızî hareketlerin meydana getirdiği olumsuz toplumsal davranışlardan dolayı hayatının sonlarına doğru Dımaşk’a göç etmek zorunda kaldı. 334/946 yılında burada vefat etti. Hırakî’nin “münker” bir duruma karşı çıktığından dolayı öldürüldüğü nakledilmiştir. Fakat Henry Laoust bu bilgiye şüpheyle yaklaşılması gerektiği ifade etmiştir. Bu bilgiyi aktaran ilk kişi olan İbn Kudâme’nin konu hakkındaki müphem ifadeleri (سمعت من يذكر أن سبب موته، أنه أنكر منكرا بدمشق، فضرب، فكان موته بذلك) ve söz konusu bilginin yaygın olarak nakledilmemiş olması Laoust’un şüphesini güçlendirmektedir.
İlim tahsiline erken dönem Hanbelî çevrenin önde gelen isimlerinden olan babası Ebû Ali el-Hırakî’nin (ö. 299/912) teşvikiyle başlayan Hırakî, fıkıh ilmini de büyük oranda babasından tahsil etti. Ayrıca Ahmed b. Hanbel’e en yakın isimler arasında bulunan Ebû Bekir el-Merrûzî (ö. 275/888) ve Harb el-Kirmânî’den (ö. 280/893) de ders aldı. Hırakî’nin Ahmed b. Hanbel’in halkasında bulunmuş isimlerden ders almış olması ve Ahmed b. Hanbel’in gözde öğrencileri arasında önce çıkan Ebû Bekir el-Merrûzî’ya yakınlığından dolayı Halifetü’l-Merrûzî olarak anılan babası Ebû Ali el-Hırakî’den fıkıh ilminin tahsil etmiş olması kendisinin Hanbelî mezhebinin çekirdeğini oluşturan halkaya doğrudan erişimi olduğunu göstermektedir. Bu da Hırakî’nin günümüze ulaşan tek eseri el-Muhtasar’da Ahmed b. Hanbel’den itibaren gelen fıkhî mesainin ilk elden işlenerek oluşturulduğuna işaret etmektedir.
Hırakî’nin birçok eserinin olduğu nakledilmiştir. Fakat bu eserleri Bağdat’tan Dımaşk’a giderken götürmemiş ve çıkan yangın sonucunda el-Muhtasar dışındaki diğer eserleri günümüze ulaşmamıştır. Bunların arasında Hırakî’ye nisbeti sağlam olan eser ise kendi eserine yazmış olduğu şerhtir. Bu ikisi dışında kaynaklarda Fevâid, Tefsîrü’l-Hırakî, Münteha’l-idrâk fi taksîmi’l-eflâk ve er-Risâletü’ş-şâmile adıyla kendisine nispet edilen eserlerin aidiyeti şüphelidir.
Öğretisi
Hırakî’den önce Ahmed b. Hanbel’in etrafında toplanan halka ve sonrasındaki Hanbelî çevre, yapılan ilmî faaliyetler sonucu oluşan fıkhî malzemeyi belirli bir sistematik içinde bir araya getirmemişti. Bu döneme kadar kaleme alınan eserler büyük oranda Ahmed b. Hanbel’in görüşlerini herhangi bir elemeye tabi tutmadan toplama amacını taşıyordu. Hırakî ise kendisine ulaşan bu ham malzemeyi işleyerek el-Muhtasar adlı eserini kaleme almıştır. Böylece Hanbelî mezhebindeki fıkıh mesâili ilk defa sistematik bir tasnif tarzı ve gelişmiş bir fıkıh diliyle bir araya toplanmış oldu. Eserini büyük oranda Ahmed b. Hanbel’in görüşlerine paralel bir şekilde oluşturan Hırakî, bazı meselelerde tahric yöntemine başvurarak sonuca ulaşmaya çalışmıştır. Fakat bazı meselelerde Ahmed b. Hanbel’den nakledilen zahir görüşlere aykırı görüşleri tercih etmiştir.
Mezhebin ilk muhtasarı olan bu eser ile Hırakî gerek tasnif, gerekse içerik açısından sonraki dönem Hanbelî literatürünü etkilemiş ve mezhepte el-Muhtasar merkezli bir telif geleneğinin oluşmasını sağlamıştır. Nitekim bu eser 300’den fazla şerhe konu olmuştur. Bunlar arasında en meşhur şerh, Muvaffakuddin İbn Kudâme’nin el-Muğnî adlı eseridir. Bu şerhlerin yanında eser; hâşiye, ihtisar ve zevâid türünden çeşitli çalışmalara konu edinilmiş ve manzum hale getirilmiştir. Ayrıca Hanbelî mezhebi tedrisi için yüzyıllar boyunca el kitabı konumunda olmuş, ezberlenmiş ve istinsah edilmiştir.
Temel Soruları
- Mezhebin fıkhî mesâili nasıl tasnif etedilebilir?
- Mezhepteki fıkhî faaliyetler hadis formundan çıkarılarak fıkıh ilminin gerektirdiği yöntem ile nasıl yapılabilir?
Öne Çıkan Eserleri
- el-Muhtasar: nşr. Muhammed Züheyr eş-Şâvîş, Dımaşk, Müessesetü Dâri’s-Selâm, 1378; nşr. Ebû Huzeyfe İbrahim b. Muhammed, Tanta, Dârü’s-Sahâbe, 1993; thk. Muhammed b. Nâsır el-Acemî, Dârü’n-Nevâdir, Dımaşk-Beyrut 2008
- Şerhu’l-Muhtasar.
Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu