Hayatı
Zeydî kelamcı, muhaddis, fakih ve usûlcü Ca‘fer b. Ahmed’in doğum tarihi ve yeri ile alakalı kesin bilgi bulunmamaktadır. Bununla birlikte Yemen’de doğduğu tahmin edilebilir. Asıl adı Ebü’l-Fazl Şemsüddîn Kâdî Ca‘fer b. Ahmed b. Abdisselam el-Behlûlî’dir. Babası ve dedelerinin İsmailî olup Suleyhiler ve Hatimîler idaresindeki San‘a’da, kardeşi Yahya’nın ise Aden’de İsmailî Zürey‘îlere kadılık yaptığı bazı kaynaklarda nakledilir. Gençlik dönemlerinde Zeydiyye’nin Mutarrifiyye fırkasına mensup kelamcılardan olan Ca‘fer b. Ahmed belli bir süre sonra Zeydî Muhteri‘a fırkasına geçmiştir. Bazı kaynaklar onun İsmailî iken Zeydiyyeye intisap ettiğini ileri sürmekle birlikte Zeydî tabakat kitaplarında bu şekilde bir açıklama yer almamaktadır. Yemen’deki Zeydî Mutarrifiyye ve Muhteri‘a fırkaları arasındaki mezhep çatışmaları yüzünden Irak’a girmiş, orada Taberistan Zeydîlerinden fakih Zeyd b. Hasan el-Beyhakî’den ders almıştır. Hazar denizinin güneyinde kalan (Taberistan, Gîlan ve Deylem) bölgelerdeki Zeydî literatürü Yemen’e taşımış; Yemen’deki Zeydiyye’ye ait eserleri de Irak, Cil ve Deylem’e göndermiştir. Mu‘tezilî eserler ilk defa Kâdî Ca‘fer b. Ahmed tarafından Yemen’e getirilmiştir. Ca‘fer b. Ahmed, bir diğer Zeydî fakih, muhaddis Ahmed b. Süleyman’ın (ö. 566/1170) çağdaşı olup hocası Beyhakî ile birlikte onun Sa‘de ve San‘a’da verdiği imamet mücadelesini desteklemiştir. San‘a’da hakimiyet tesis eden Ahmed b. Süleyman tarafından buraya kadı tayin edilmiştir. Hocasının Beyhakî’nin Irak’a gitmek istemesi üzerine onunla ilim yolculuğuna çıkmış, hocasının Tihâme’de vefatı üzerine Irak’a giderek Ahmed b. Ebi’l-Hasan el-Kennî’nin derslerine katılmıştır. Mekke ve Kûfe’de bir müddet ilmi çalışmalarını sürdürmüş, San‘a’ya döndüğünde eski görevini devam ettirmiştir. Yemen’de Hanbelî ve Şâfiî alimlerle münâzara etmiş; bazı kaynaklara göre Mu‘tezile akâidini yaymasından dolayı İb’de bulunan Sünnîlerin düşmanlığını kazanmıştır. San‘a yakınlarındaki Senâ’da kurduğu medresede dersler vermiş; Abdullah b. Hamza’nın babası Hamza b. Süleyman, Şeyh Hasan b. Muhammed er-Rassâs, Süleyman b. Nâsır ve Hanzala b. Şa‘bân, Emir Şemseddin Yahya b. Ahmed, Emir Bedreddin Muhammed b. Ahmed, Muhyiddin Ahmed el-Kuraşî gibi birçok meşhur talebe yetiştirmiştir. Daha önce mensup olduğu Mutarrifiyye fırkasıyla şiddetli mücadeleleri olan Ca‘fer b. Ahmed pek çok önemli eser bırakarak 573 ya da 576 yılında San‘a’da vefat etmiştir.
Öğretisi
Hicrî V. asır Zeydiyye içerisinde mezhep çatışmalarının başladığı bir dönemi ifade eder. Ca‘fer b. Ahmed döneminde Zeydiyye içerisinde ilahi sıfatlar, cevher-araz, rızık ve ecel gibi konularda daha çok Bağdat Mu‘tezilesine yakın görüşleri olan Mutarrifiyye fırkası ile Basra Mu‘tezilesine yakın görüşleri bulunan Muhteri‘a fırkaları arasındaki şiddetli tartışma ve mücadeleler vardı. Ca‘fer b. Ahmed, başlangıçta arazların mahiyeti üzerine cereyan eden kelâmî bir tartışmadan müteşekkil olmakla birlikte sonraları Mutarrifiye’nin tekfiri ile sonuçlanan bu çekişmede Muhteri‘a içinde yer alarak Mutarrifiyye’ye karşı şiddetli mücadeleler vermiştir. Bu mücadele talebesinin talebesi Mansûr-Billah döneminde Mutarrifiyye’nin büyük bir darbe alması ile sonuçlanmıştır. Onun Mutarifiyye fırkası ile olan mücadelesinden bir Muhteri‘a mensubu olarak Basra Mu‘tezilesinin görüşlerini tercih ettiği anlaşılmaktadır. Aslında Zeydîlerin tamamına yakınında olduğu gibi Zeydî ve Mu‘tezilî yönü olan bir alimdir. Yaşadığı dönemdeki Zeydîler arasında fikrî ve dinî bir bütünlük meydana getirmiş; kendi döneminde Zeydiyye’nin şeyhi olarak kabul görmüştür. Bu nedenle Zeydîler arasında İslam’la müşerref olma ve Zeydî imamların mezhebine irşat konusunda biri Hâdî-İlelhak Yahya b. Hüseyin diğeri ise Ca‘fer b. Ahmed olmak üzere iki nimetin varlığı hep kabul edilmiştir. Ca‘fer b. Ahmed gerek telif ettiği eserlerde gerekse verdiği imamet mücadelesinde Zeydî kimliğini ve bakış açısını ortaya koymuştur. Kelâmla ilgili eserlerinde kendinden önceki Zeydî alimlerin itikadî görüşlerine yer vermiş; imamet konusunu etraflıca ele almıştır. İmamiyye Şîa’sı ile aralarındaki farkı imamların masumiyeti, nasla belirlenmesi vb. imamet konusu üzerinden Sıratü’l-Müstakim isimli eserinde ortaya koyar. Bu tutum genel olarak Zeydîlerin onlara karşı ortak bakış açısını yansıtır. Zeydî Hâdevî fıkhına dair yazdığı Nüket oldukça meşhurdur ve şerhiyle birlikte defalarca basılmıştır.
Kâdî Ca‘fer b. Ahmed’in halen el yazması halindeki et-Takrîb isimli fıkıh usûlüne dair eseri, Nâtık-Bilhak’ın el-Muczî’sinden sonra günümüze ulaşan erken tarihli usûl kitaplarındandır. Muhtasar bir metin olan Takrîb’in girişinde yazara ait kısa bir önsöz vardır. Buna göre müellif, Hâkim Ebû Saîd’in ‘Uluvvi’l-mesâil isimli eserini Kitâbü’l-beyân adıyla şerh etmiş, sonra da ibtidâî çerçevede bu ilmi öğrenme talebinde olanlar için ihtilaf ve farklı kavillerden uzak durarak mehebin görüşünü aktaracak şekilde Takrîb adıyla ihtisar etmiştir. Müellif fıkıh usûlünü emirler-nehiyler, husus-umum, mücmel-mübeyyen, nâsih-mensûh, haberler, fiiller, icmâ, kıyas-ictihad, sıfatü’l-müftî ve’l-müsteftî, hazr ve’l-ibaha şeklinde on baba ayırmış, her bir konuyla alakalı “ashâbünâ ya da indenâ” diyerek görüşlerini ortaya koymuştur. Eser, önsözde ifade edildiği gibi ihtilaflara genellikle değinilmeden anlaşılır ve sistematik tarzda kaleme alınmıştır. Ca‘fer b. Ahmed’in usûl konularını tertibi sıfatü’l-müftî ve’l-müstefti dışında Müczî ile aynıdır. Eserde birkaç yerde Mu‘tezilî usûlcüler Ebû Ali ve Ebû Hâşim’in görüşüne değinilir. Ca‘fer b. Ahmed, bazan isim zikretmeksizin mütekellimîn ve fukahâ görüşlerine de atıfta bulunur. Yazarın Zeydî usûlcülerden Nâtık-Bilhak’a yaptığı atıflar dikkat çeker. Bu da Irak ve Taberistan bölgesine yaptığı ziyaretler nedeniyle el-Müczî’den haberdar olduğunu gösterir. Ehl-i Beyt’in icmâının şer‘î bir delil olduğu Müczî’de zikredilmezken Takrîb’te ve sonraki usûl eserlerinde açıkça yer bulmuştur. İstihsan’ın şer‘î bir delil olarak takdim edilmesi Takrîb’de ve sonraki bütün usûl eserlerinde de devam etmiştir. Takrîb aynen el-Müczî gibi sonraki dönem Zeydî usûl eserlerinin temel kaynaklarından birini teşkil etmiştir.
Öne Çıkan Eserleri
-
et-Takrîb fî Usûli’l-Fıkh: Müessesetü’l-İmam Zeyd b. Ali es-Sekâfiyye Arşivi, San‘â Yazması.
-
Mekavedü'l-İnsaf fi Mesâili'l-Hilâf, thk. Hanefi Abdullah, Dâru’l-Âfâki’l-Arabiyye, Kahire 1999.
-
el-Erbaûne'l-Aleviyye ve Şerhuha: Müessetu Zeyd b. Ali es-Sekafiyye, San'a 1421/2001.
-
er-Ravdatu'l-Behiyye fi Mesâili'l-Mardıyye Şerhu Nuketi'l-‘İbâdât: Mektebetu'l-Yemeni'l-Kubrâ, San‘a 1987.
-
Kitabu Hülâsati’l-Fevâid: thk. İsmail b. İbrahim el-Vezir, Daru'l-Hikmeti'l-Yemaniyye, San'a 1993.
-
Şerhu Kasîdi’s-Sâhib b. ‘Abbâd fî Akâidi’l-Mu‘tezile: thk. Muhammed Hasan (Hüseyn) Âl-i Yâsîn, Bağdat 1394, 1413.
Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu