Hayatı

718/1318 yılında Buhara-Kasrıârifân’da doğan Bahâeddin Nakşibend, tasavvufî eğitiminde birçok şeyhten istifade etti. Henüz çocukken dedesinin mürşidi Baba Muhammed Semmâsî müridi Emîr Külâl’i onun tasavvufî anlamda eğitimini üstlenmesi için görevlendirdi. Uzun yıllar Emîr Külâl’in yanında bulundu ve ondan tarikat âdab ve erkânını talim etti. Bununla beraber Üveysî yolla kendisinden yaklaşık bir asır önce yaşamış olan Abdülhâlik-ı Gucdüvânî’nin ruhaniyetinden istifade etti. Ayrıca Yesevî tarikatı mensubu şeyhler ile birlikte oldu. Bunlar arasında Halil Ata ile birlikteliği on iki yıl sürdü. Müritlik devresinden sonra memleketine döndü ve irşat faaliyetlerine başladı. Buhara dışında Nesef, Harizm gibi Mâverâünnehr’in bazı bölgelerine giderek irşatta bulunup geniş bir mürit kitlesi edindi. İki defa hacca gitti ve Muhammed Pârsâ ile birlikte yaptığı hac yolcuğunun ikincisinde Herat’ta Zeynüddin el-Hâfî ile görüştü. Bu yolculukta hastalandı ve 791/1389 tarihinde doğduğu köyde vefat etti. Muhammed Pârsâ ve Alâeddin Attâr iki önemli halifesidir. Tasavvuf anlayışını izah eden kendisine ait herhangi bir eseri bulunmadığı için bu noktada ancak kendisi ve tarikatı hakkında telif edilen metinlerde nakledilen menkıbelerden ve sözlerden hareketle bazı kanaatlere ulaşmak mümkün olmaktadır.

Öğretisi

Genel itibariyle tasavvuf anlayışında melâmet belirleyici bir kavram olmuştur. Tarikat uygulamaları açısından cehrî zikir, halvet, semâ’ ve raks gibi geleneksel sûfîliğe özgü pratikleri tercih etmemiş ve hafî zikri tarikatın vazgeçilmez bir uygulaması olarak kabul etmiştir. Ayrıca müritlerinin manevî eğitimlerinde halvetin mukabilinde sohbeti benimsemiştir. 

Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu