Hayatı
Türk Edebiyatı’nın Eski Anadolu Türkçesi sahasındaki en önemli müelliflerinden biri olan Ahmed-i Dâ‘î, genel kabule göre Germiyanlıdır. Bununla birlikte doğum yeri ve tarihi ile ilgili verilen bilgiler birbirleriyle uyuşmamaktadır. Onun, I. Murad dönemi (1362-1389) veya Emîr Süleyman dönemi (1402-1410) şairlerinden olduğuna dair farklı bilgiler bulunmaktadır. Ancak eserlerine hareketle I. Murad, Yıldırım Bâyezîd’in oğlu Emîr Süleyman, II. Murad, Germiyan Beyi II. Yakub döneminde yaşadığı ve eserlerini de bu isimlere sunduğu görülmektedir. 1378 yılında Germiyan Beyi Süleyman Şah’ın kızı ile Yıldırım Bâyezîd’in evliliği üzerine Kütahya’nın çeyiz olarak Osmanlı Devleti’ne verildiğinde Ahmed-i Dâ‘î’nin Kütahya’da kadılık görevinde bulunduğu düşünülmektedir. Germiyan Beyi II. Yakub’un himayesindeyken, Yakub Bey’in Yıldırım Bâyezîd’e yenilmesi ve Germiyan topraklarının Osmanlılara geçmesi üzerine Ahmed-i Dâ‘î de Yıldırım Bâyezîd’in oğlu Emîr Süleyman’ın yanına gitmiştir. 1390-1402 yılları arasında onun himayesi altında olduğu tahmin edilmektedir. Ancak Ankara Savaşı sırasındaki faaliyetleri ve nerede olduğu bilinmemektedir. Emîr Süleyman’ın vefatından (1410) sonra I. Mehmed’in himayesine girmiştir. Bu dönemde I. Mehmed’in oğlu Murad’a hocalık yapmıştır. I. Mehmed’in vefatının (1421) ardından da Sultan II. Murad’ın himayesine girmiştir. Müellifin ölüm yeri de bilinmemekle birlikte, Bursa’da adını taşıyan bir mahalle, cami ve hamam olmasından kabrinin de burada olduğu tahmin edilmektedir (Kut 56-57). Ahmed-i Dâ‘î’ye atfedilen ve 1429 yılında Sultan II. Murad’a sunulan Tevârîh-i Şâhî fî’l-ehâdîs-i ilâhî isimli eserden hareketle, müellifin 1429 yılından sonra vefat ettiği söylenebilir.
Öğretisi
Ahmed-i Dâ‘î, Türkçeye hâkim, vezin, kafiye ve edebî sanatları kullanmakta yetenekli, kolay ve akıcı bir şekilde kelimeleri nazma uyarlayan, çok hassas ve derin şiir kabiliyetine sahip devrin önde gelen şairlerinden biridir. Nazım ve nesir yazabilen müellif, ruhundaki coşkunun türlü görünüşlerini, rikkat ve hüznü, hicranı, ümitsizliği çok samimi ve sade bir dille anlatarak zarif, şuh ve ince aşk şiirleri yazmıştır. Sık sık büyük bir coşku içinde söylediği tasavvufî ve arifane şiirleri de görülmektedir. Lirik şiirlerinde gösterdiği başarıyı didaktik olanlarda da gösteren Ahmed-i Dâ‘î, ince hayalleri, derin duyuşları ile olduğu kadar tasvir ve tahkiyedeki başarısı ile de dikkat çekmektedir. Yer yer renkli, ritmik ve lirik mısraları görülen şairin eserleri derinlikten çok sanat ve zarafetle ön plana çıkarlar. Şiirleri klasik edebiyatın tekâmülüne destek vermiş bir şairdir. Çağdaşı Ahmedî’ye nispetle daha yumuşak ve sempatik olmasına rağmen, nazımda kudret ve genişlik bakımından Ahmedî’yi geçememiş, şöhret ve kendisinden sonrakilere tesir bakımından da geri planda kalmıştır. Fars şiirini iyi kavrayan Ahmed-i Dâ‘î, bu şiirin ahenk ve söyleyiş inceliklerini Türkçeye çevirmede başarı göstererek klasik tarz şiirin Anadolu’daki kurucuları arasında önemli bir yer elde etmiştir.
Ahmed-i Dâ‘î, Emîr Süleyman, I. Mehmed, Musa Çelebi II. Murad, Ali Paşa ve Hamza Paşa gibi çok sayıda kişi için yazılmış şiirleri bulunmaktadır.
Eserlerinin Muhtevası
Geniş kültürü ve her konudaki derin bilgisiyle devrinde saygı uyandırıp ünlenen müellifin değişik konularda kaleme aldığı ve çoğu tercüme olan on beş eseri bilinmektedir. Eserlerin tasavvufî bir mesnevi, evliya tezkiresi, tarih, rüya tabiri, fıkıh, tefsir, inşâ, tıp, astronomi, lügat ve hadis gibi muhtelif alanlarda kaleme alınması, müellifin ilgi ve bilgisinin muazzam olduğu göstermesi bakımından dikkate şayandır.
Çeng-nâme: Çeng isimli Türkler’e özgü bir mûsikî aletinin yapısını alegorik ve mistik bir şekilde ele alan bir eserdir. Ahmed-i Dâ‘î’nin tanınmasında pay sahibi olan bu eser, aruz vezniyle kaleme alınmış 1446 beyit ve 24 bölümden oluşmaktadır. Müellif, Yıldırım Bâyezîd’in oğlu Emîr Süleyman adına kaleme aldığı bu eseri Mart 1406 tarihinde tamamlamıştır.
Türkçe Divan: İkisi I. Mehmed hakkındaki beş kaside ile 199 gazeli ihtiva etmektedir.
Farsça Divan: Farsça şiirlerinin yer aldığı bu eseri, 1413 yılında Veziriazam Hacı Halil Bey’e sunmuştur.
Tercüme-i Tefsir-i Ebü’l-Leys es-Semerkandî: Bu eser, Anadolu coğrafyasında Türkçe’ye tercüme edilmiş ilk Kur’an-ı Kerim tefsiri olarak kabul edilmektedir. Bu tercüme, Timurtaş Paşaoğlu Umur Bey’in emri ve teşvikleriyle Emîr Süleyman adına hazırlanmıştır. Dâ‘î, tercümede yer yer açıklamalar yapmıştır. Eser dil özellikleri bakımdan tam bir Eski Anadolu Türkçesi devrinin örneğidir.
Câmâsb-nâme: Nasîrüddîn Tûsî tarafından aynı isimle kaleme alınmış eserin Türkçe tercümesidir. Eser, Dânyâl peygamberin oğlu Câmâsb’ın hayatını ihtiva edeb küçük bir mesnevidir.
‘Ukûdu’l-cevâhir: Hârezmşâh dönemi münşîsi Reşîdeddîn Vatvât’a ait Nukûdu’z-zevâhir isimli eserin özet tercümesidir. II. Murad’ın şehzâdeliği döneminde hazırlamıştır. Arapça’dan Farsça’ya tercüme edilmiş 650 beyit ihtiva eden bir lügattir.
Vasiyyet-i Nûşirevân-ı Âdil be-Pusereş Hürmüz-i Tâcdâr: Pend-nâme türünde kaleme alınan bu eser, küçük bir mesnevidir.
Tevârîh-i Şâhî fî’l-ehâdîs-i ilâhî: 1429 yılında Sultan II. Murad’a sunulan bu eser, Ahmed-i Dâ‘î tarafından tercüme edildiği tahmin edilmektedir.
Bu eserlerden başka Ahmed-i Dâ‘î tarafından telif ve tercüme edilen eserler şunlardır:
-
Telif eserler: Teressul, Vesiletu’l-mulûk fî ehli’s-sulûk.
-
Tercüme eserler: Mihtahu’l-cenne, Tercüme-i Kitabu’t-Ta‘bîr-nâme, Tercüme-i Eşkâl-i Nasîr-i Tûsî (Tercüme-i Sî fasl fî’t-takvîm), Tercüme-i Tezkiretu’l-evliyâ, Tercüme-i Tıbb-ı Nebevî.
-
Ahmed-i Dâ‘î’nin Vesiletu’l-mulûk fî ehli’s-sulûk, Tercüme-i Kitabu’t-Ta‘bîr-nâme ve Tercüme-i Tefsir-i Ebü’l-Leys es-Semerkandî gibi eserlerinin bir kısmı parça parça lisansüstü çalışmalarında ele alınmıştır.
Öne Çıkan Eserleri
-
Çengnâme: haz. Gönül Alpay, Ahmed-i Dâ‘î and His Çengnâme (An old Ottoman Mesnevî), Harvard University, Cambridge 1975.
-
Türkçe Divan: haz. Mehmet Özmen, Ahmed-i Dâ’î Divanı I-II, Ankara 2001.
-
Farsça Divan: haz. Tulga Ocak, “Ahvâl ve Âsâr ve Tahlil-i Eş’âir-i Dîvân-i Fârisî-yi Amed-i Dâ‘î”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Dânişgâh-i Tehran, Tahran 1352.
-
Tercüme-i Tefsir-i Ebü’l-Leys es-Semerkandî.
-
Câmâsb-nâme: haz. İsmail Hikmet Ertaylan. Ahmed-i Dâ’î: Hayatı ve Eserleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1952.
-
‘Ukûdu’l-cevâhir: haz. Şükrü Özdemir, “Ahmed-i Dâî’nin Ukûdü’l-Cevâhir’i: İnceleme-Tenkitli Metin-Sözlük”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya 2015.
-
Vasiyyet-i Nûşirevân-ı Âdil be-Pusereş Hürmüz-i Tâcdâr: haz. İsmail Hikmet Ertaylan, Ahmed-i Dâ’î: Hayatı ve Eserleri içinde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1952; Mahmut Kaplan, “Ahmed-i Dâî’nin Vasiyet-i Nuşirevân Tercümesi: Metin”, İslâmi Edebiyat, sy. 19 (1993), s. 34-37; Emine Yeniterzi, “Ahmed-i Dâ'î'nin Vasiyyet-i Nûşirevân Adlı Mesnevisi”, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sy. 19 (2006), s. 1-25.
-
Tevârîh-i Şâhî fî’l-Ehâdîs-i İlâhî: haz. Erkan Demir, “Tevârîh-i Şâhî fî’l-Ehâdîs-i İlâhî (İnceleme-Metin-Dizin-Sözlük)”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul 2014.
Kaynak: İslam Düşünce Atlası
Dijital Yapım: MÜSİDER ve TV5 Televizyonu