ABD İsrail’e Silah Satışını Derhal Durdurmalı
İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de on binlerce sivilin öldürülmesi, yaralanması, yerinden edilmesi ve açlıkla mücadele etmek zorunda bırakılmasına sebep olan hukuka aykırı saldırılarına devam ediyor. İsrail’in hukuka aykırı ve ölümcül saldırılarında ABD yapımı silahlar da kullanılıyor. ABD, daha fazla sivil zarar görmeden derhal İsrail’e silah satışlarını durdurmalıdır.
Uluslararası Af Örgütü, İsrail güçlerinin Gazze'ye yönelik yoğun bombardımanlarında işlediği savaş suçlarını belgelemeye devam ediyor. Bu suçlar:
- Sivilleri ayırmak için mümkün olan tedbirleri almamak
- Sivillerle askeri hedefler arasında ayrım gözetmeyen gelişigüzel saldırılar gerçekleştirmek
- Sivil yapılara yöneltilmiş olabilecek saldırılarda bulunmak
- Sivil nüfusun toplu cezalandırılmasını içeriyor.
Saldırılar, bugüne kadar en az 13 bin çocuk dahil olmak üzere 33 binden fazla kişinin ölümüne neden oldu. Gazze'nin 2,2 milyonluk nüfusunun 1,9 milyonu yerinden edildi.
İsrail’in Gazze Şeridi'ne yönelik geniş çaplı saldırıları ve ablukası devam ederken bölgede yaşayan siviller hayatta kalabilmeleri için gerekli gıda gibi temel malzemelerden yoksun bırakılmaya devam ediyor.
Gazze halkı, 7 Ekim'den bu yana eşi benzeri görülmemiş bir insani felaket ile karşı karşıya. İsrail hükümeti ABD yapımı silahları da kullanarak uluslararası insancıl hukuku ve insan hakları hukukunu ihlal ediyor.
Gazze'deki olağanüstü sivil ölümleri ve yıkımlar karşısında, ABD ve diğer tüm hükümetler, uluslararası hukuk ihlallerinde kullanılması muhtemel olan silahların İsrail'e transferini derhal durdurmalıdır.
İhlallere bilerek yardımcı olmak, uluslararası insancıl hukuka saygıyı sağlama yükümlülüğüne aykırıdır. İhlalleri işlemekte kullanılan silahları sağlamaya devam eden bir devlet, bu ihlallerden sorumlu olabilir.
ABD, hala İsrail'in en büyük silah tedarikçisi olmakla beraber İsrail ve İşgal Altındaki Filistin Toprakları krizinde belirleyici bir rol oynuyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün verilerine göre, 2019 ile 2013 yılları arasında İsrail ordusu toplam silah ithalatının %69’unu ABD’den yaptı. Savaş uçakları, zırhlı savaş araçları, güdümlü bombalar, bomba güdüm kılavuzları ve hafif silahlardan oluşan tüm konvansiyonel silah ve mühimmat çeşitleri bu ithalata dahildir. İsrail aynı zamanda ABD’nin savunma ihracatına ayrıcalıklı erişimden yararlanmaktadır.
ABD yapımı silahlar kullanılarak işlenen uluslararası insancıl hukuk ihlallerinin örnekleri
ABD yapımı Müşterek Doğrudan Taarruz Mühimmatı (JDAM) İsrail ordusu tarafından Ekim 2023’te işgal altındaki Gazze Şeridi’nde sivillerle dolu bir eve yönelik iki ölümcül ve hukuksuz hava saldırısında kullanıldı. Saldırılarda 19 çocuk, 14 kadın ve 10 erkek olmak üzere 43 sivil öldürüldü. Doğrudan sivilleri ve sivil yapıları hedef alan veya gelişigüzel saldırılar olan bu hava saldırıları, savaş suçu olarak soruşturulmalıdır.
Ekim 2023’te İsrail güçleri Lübnan’ın güneyinde, sivillerin korunması için gerekli tedbirlerin alınmasını gerektiren uluslararası insancıl hukuka aykırı olarak beyaz fosfor kullandı. 16 Ekim’de Dhayra kasabasına yönelik bir saldırı, en az dokuz sivilin yaralanmasına ve sivil yapıların hasar görmesine yol açan gelişigüzel bir saldırı olduğu için savaş suçu olarak soruşturulmalıdır.
İsrail tarafından Gazze’nin en güneyinde bulunan Refah kentinde, üçü insani aranın sona ermesinin ardından Aralık 2023’te, biri ise Ocak 2024’te gerçekleştirilen dört saldırıda 42’si çocuk en az 95 sivil öldürüldü. Saldırıların gerçekleştirildiği dönemde Refah, Gazze Şeridi’nin en “güvenli” bölgesi sayılıyordu. Ocak ayındaki saldırıda, ABD’de üretilen Boeing yapımı daha küçük savaş başlıklı hassas güdümlü bir silah olan GBU-39 Küçük Çaplı Bomba kullanıldığına ilişkin kanıtlar toplandı. Saldırıların dördünde de vurulan binaların meşru askeri hedef olarak değerlendirilebileceğini veya binalardaki insanların askeri hedef olduğunu gösteren hiçbir kanıt mevcut değildi. Bu da saldırıların, doğrudan sivilleri ve sivil yapıları hedef aldığı yönünde kaygı yaratmakta ve saldırıların savaş suçu olarak soruşturulması gereğini ortaya çıkarmaktadır.