DÜNYA

Türkiye’nin BRICS Üyeliği: Stratejik ve sembolik bir adım mı?

Türkiye’nin BRICS’e üyelik başvurusu hem stratejik hem de sembolik bir adım olarak değerlendiriliyor. CNBC'den Natasha Turak, Türkiye'nin Batı’ya bağımlılığını azaltmayı ve çok kutuplu dünya düzeninde daha bağımsız bir rol oynamayı hedeflediğini yazdı. Turak, AB üyelik sürecindeki hayal kırıklıkları ve Batı ile gerilimler bu başvuruyu şekillendirdiğini ve BRICS üyeliğinin sınırlı faydaları olabileceği de belirtti.

Abone Ol

CNBC sitesinde yayınlanan Natasha Turak imzalı “Batı’yı Korkutmak”: Analistlere Göre Türkiye’nin BRICS Başvurusu Hem Stratejik Hem de Sembolik Bir Adım” başlıklı bir haber-yorumda Türkiye’nin BRICS grubuna yaklaşımı değerlendirildi.

Karar'da yer alan CNBC'e dayandırılan habere göre; Türkiye, BRICS ittifakına stratejik olarak katılmayı hedefliyor. Bu hamle, Türkiye'nin küresel nüfuz ve etkisini arttırma isteğiyle bağlantılı. BRICS, Batı liderliğindeki organizasyonlara karşı bir denge unsuru olarak görülüyor. Türkiye, NATO bağlarına rağmen, daha bağımsız bir duruş peşinde. BRICS’e katılmak, Türkiye'nin çok kutuplu jeopolitik hedefleriyle örtüşüyor. Türkiye’nin bu isteği, AB üyeliği reddiyle ilgili hayal kırıklıklarını yansıtıyor. Türkiye'nin iktidar partisi, BRICS'i ideolojik olarak uyumlu görüyor. Türkiye’nin üyeliği, Batı ekonomilerine olan bağımlılığı azaltabilir. BRICS’e üye olmak, dolar dışı ticareti mümkün kılıyor. BRICS’in resmi yaptırım mekanizmaları veya standartları yok. Türkiye’nin başvurusu, Batı’ya bağımlılığı azaltma isteğini vurguluyor. Erdoğan, en az 2018’den beri BRICS’e katılmayı savunuyor. Türkiye'nin Rusya'ya yaptırımlara katılmaması Batı'yı rahatsız ediyor. Başvuru, Türkiye'nin bağımsız bir yol izlediğinin sembolü olarak görülüyor. Türkiye'nin genişleyen diplomatik çabaları, çok kutuplu konumunu güçlendiriyor. Analistler, BRICS’in bazı gözlerde “anti-Batı” hislerini temsil ettiğini söylüyor. Türkiye, küresel değişimlere rağmen Doğu-Batı dengelerini sürdürüyor. Başkan Putin, Türkiye'nin BRICS’e katılma ilgisini memnuniyetle karşıladı. BRICS’e katılma isteği, Batı ittifaklarına duyulan hayal kırıklığını yansıtıyor. Türkiye, yükselen güçlerle daha yakın bağlar kurmakta ekonomik kazançlar görüyor. Yazıda BRICS’in bağlayıcılığı olmadığı vurgulanıyor ve bu sembolik bir hamle olarak görülüyor. BRICS üyeliği, yükselen ekonomilerle ticaret fırsatlarını artırıyor. Türkiye’nin bölgesel diplomasisi, geniş kapsamlı stratejik hedeflerinde kilit bir rol oynuyor. Ekonomistler, Türkiye’nin BRICS’e katılmasının olası kazanımlarını vurguluyor. Eleştirmenler, BRICS’in Batı ekonomik çerçevelerine rakip olup olamayacağını sorguluyor.

TÜRKİYE’NİN BRICS ÜYELİĞİ İÇİN TALEPLERİ ARTIYOR

Türkiye, jeopolitik stratejisini genişletme ve küresel sahnede etkisini artırma amacıyla BRICS'e (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) üyelik başvurusunda bulundu. Türkiye’nin BRICS üyeliği, stratejik olduğu kadar sembolik bir hamle olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin AK Parti sözcüsü, “Cumhurbaşkanımız BRICS’e üyelik arzusunu birçok kez ifade etti,” diyerek sürecin net olduğunu belirtti. Türkiye’nin bu hamlesi, Batı’nın etkisini dengelemek amacıyla atılmış bir adım olarak yorumlanıyor.

BRICS’İN YETERSİZLİKLERİ VE TÜRKİYE’NİN STRATEJİK HESAPLARI

BRICS, Batı’nın liderliğindeki organizasyonlara, yani AB ve G7'ye karşı sembolik bir denge unsuru olarak görülüyor. Ancak BRICS’in resmi bir yapısı, yaptırım mekanizmaları ve standartları bulunmuyor. Türkiye’nin BRICS üyeliği, “Türkiye’nin Batı’dan tamamen uzaklaşmak istediği anlamına gelmiyor,” diyen Control Risks kıdemli analisti George Dyson’a göre, Türkiye bu hamleyle Batı’nın kısıtlamalarından bağımsız olarak ticaret bağlarını güçlendirmek ve fırsatlar aramak istiyor. Dyson’a göre, “BRICS’e katılma hamlesi, Türkiye’nin daha geniş jeopolitik yolculuğuyla uyumlu: çok kutuplu bir dünyada bağımsız bir aktör olarak konumlanmak ve hatta kendi başına bir güç kutbu haline gelmek.”

Dyson ayrıca ekliyor: “Bu, Türkiye’nin Batı’dan tamamen uzaklaştığı anlamına gelmiyor. Ancak Türkiye, mümkün olan en fazla ticaret bağını kurmak ve fırsatları tek taraflı olarak Batı uyumunun kısıtlamalarına bağlı kalmadan değerlendirmek istiyor. Kesinlikle semboliktir; Türkiye, iyi ilişkilerinin Batı’yla sınırlı olmadığını açıkça gösteriyor.”

BATI İLE YAŞANAN SORUNLAR VE TÜRKİYE’NİN MOTİVASYONLARI

Türkiye, Avrupa ve ABD ile uzun yıllar süren uyumluluğun ardından, Avrupa Birliği’ne üyelik talebinde bulundu ancak bu talepler genellikle reddedildi. Eski Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı yetkilisi olan Büyükelçi Matthew Bryza, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “ulusal çıkarları güvence altına alma stratejik geleneği” ve “Batı’yı biraz ürkütme arzusu” ile motive olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin BRICS üyeliği talebi, Batı’dan gelen olumsuz tepkilere karşı bir yanıt olarak değerlendiriliyor.

TÜRKİYE’NİN KÜRESEL DİPLOMASİ VE BÖLGESEL ROLÜ

Son yıllarda Türkiye, küresel diplomasi alanında önemli adımlar attı. Ukrayna ile Rusya arasında aracılık yaptı ve Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ile ilişkilerini yeniden düzenledi. Türkiye’nin bu küresel rolü, BRICS üyeliği ile daha da güçlendirilebilir. Ancak Türkiye, Rusya’ya uygulanan yaptırımlara katılmayı reddediyor. Bu tutum, Batılı müttefiklerini rahatsız etse de Türkiye’nin Çin ve Küresel Güney ile ilişkilerinde faydalı gördüğü bağımsız bir “orta güç” olarak konumlanmasını sağlıyor.

BRICS ÜYELİĞİ VE TÜRKİYE’NİN JEOPOLİTİK RİSKLERİ

Türkiye’nin BRICS’e üyeliği, yeni bir ekonomik bağımsızlık arayışının göstergesi olarak yorumlanıyor. BRICS üyeliği, üyelere dolar dışı para birimleriyle ticaret yapma imkanı sunuyor. Ancak, bu durum, “BRICS’in kararlarının uygulanabilirliği konusunda herhangi bir yaptırımın bulunmaması, daha çok jeopolitik bir şey,” diyen Dyson’a göre, BRICS’in Batı’ya karşı bir karşıt güç olarak algılanmasını sağlıyor. Ayrıca, Çin’in liderliğinde olan BRICS, Batı’da bazı endişelere yol açıyor.

TÜRKİYE’NİN BRICS ÜYELİĞİ VE EKONOMİK FIRSATLAR

Türkiye’nin BRICS üyeliği, ülkeye ekonomik olarak ne tür fırsatlar sunabilir? Arda Tunca, “Her yeni BRICS üyesi, gelişen ekonomilerin birlikteliğinden yararlanmak ve gelişmiş ekonomilere bağımlılığı azaltmak istiyor,” diyor. Ancak, BRICS’in yapılandırılmamış yapısı ve çeşitli üyeler arasındaki farklı çıkarlar, Türkiye’nin bu gruptaki etkinliğini sınırlayabilir.

SEMBOLİK ADIMLAR VE İÇ POLİTİKA

Türkiye’nin BRICS üyeliği talebi, Batı’ya karşı sembolik bir duruş sergileyebilir. Tunca, “Türkiye, BRICS trenine geç kalmadan binmek istiyor. BRICS’in Batı’ya alternatif olup olamayacağı henüz erken, ancak niyet açıkça Batı’ya karşı durmak,” diyor. Türkiye’nin bu sembolik adımı, iç politikada da önemli bir yer tutuyor olabilir.

BATI’NIN TÜRKİYE POLİTİKALARI VE SONUÇLARI

Batı’nın Türkiye’ye yönelik politikaları, genellikle katı ve değişime kapalı oldu. Türkiye’nin AB üyelik talepleri sık sık reddedildi ve Batı, Türkiye’nin güvenlik endişelerini yeterince dikkate almadı. Batı’nın insan hakları konusundaki vurgusu, diğer önemli ilişki boyutlarını gölgede bırakabiliyor. Batı’nın tutarsız politikaları ve Türkiye’nin stratejik öneminin yeterince kavranmaması, ilişkilerdeki gerilimleri artırmış olabilir.

YORUM KRİTİK

Türkiye'nin stratejik ilişkilerini çeşitlendirmesi anlaşılabilir, gerekli ve başarılabilir. Ama bu süreçte dikkatli olmak gerekiyor, bir anda kendini açıkta da bulabilirsin. Gittiğin yerde de bekleme odasında bekletilebilirsin. Batı seni kaybettiğini düşündüğünde seni uyarmak, vazgeçirmek, geri döndürmek, cezalandırmak, hıncını almak ve hatta mahvetmek için başına türlü belalar sarabilir. İki taraf arasında pinpon topu, pazarlık unsuru, haberin olmadan üzerinden oyunlar oynanan bir ülkeye dönüşebilirsin. Hatta mücadele ve savaş alanına da. Türkiye'nin ihtiyacı olan sermaye, silah teknolojisi, Pazar, turist, iş yapma yöntemleri, demokrasi, insan hakları, özgürlükler, hukukun üstünlüğü gibi şeyler hala daha çok Batı’da. Bu batının “asteriksli,” eksik, yarım, zoraki, belki kalıcı olmayan 2. sınıf üyesi olmayı kabullenmek anlamına da gelmiyor, ama acı bir gerçek olarak da orada duruyor. Brics üyelerinin, Çin'in Rusya'nın Türkiye'ye Batı’nın sağladıklarını sağlama, onu Batı’nın gazabından koruma istek, öncelik, çaba ve güçleri yok. Bütün bunları kabullenip unutmadıktan sonra Brics ülkeleri ile tek tek ve toplu ilişkileri geliştirmek için sınırlı, ürkek, araştırıcı, mütevazi adımlar atmakta bir sakınca yok. Hatta bu girişimler bu şartlarla desteklenebilir de. Ama işte aradaki o dengeyi tutturmak kolay değil.