AB zirvesinin sonuç bildirisinin Türkiye ile ilişkilere dair bölümüne Ankara'dan tepki geldi.
AB'nin bildirisinde, "AB-Türkiye işbirliğini de geliştirebilecek olan Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasına ve ilerlemesine büyük önem vermektedir" denilmişti.
Dışişleri Bakanlığı, 17-18 Nisan'da düzenlenen Avrupa Birliği (AB) Zirvesi'nin sonuçlarına ilişkin, Türkiye-AB ilişkilerinde ilerleme sağlanmasıyla Kıbrıs sorununun ilintilendirilmesinin hiçbir zaman kabul görmeyeceğini; AB ile diyaloğun mütekabiliyet çerçevesinde, AB'nin gelecek dönemde Türkiye'ye yönelik adımlarının hızı, düzeyi ve kapsamına göre ele alınacağını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığından, 17-18 Nisan'daki AB Devlet ve Hükümet Başkanları Özel Zirvesi'nin sonuçlarıyla ilgili yazılı açıklama yapıldı.
Açıklamada, Brüksel'deki zirvede Türkiye'ye ilişkin kabul edilen kararların, AB'nin Türkiye'ye ve küresel gelişmelere dair stratejik vizyon eksikliğinin yeni örneği olduğu belirtilerek, zirve sonuçlarında Türkiye'yle işbirliği ve karşılıklı fayda sağlamaya yönelik ilişki geliştirilmesinin, AB'nin stratejik menfaatine olduğunun vurgulandığı kaydedildi.
'Somut karar alınmaması tutarsızlık'
Buna karşın, AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve AB Komisyonu tarafından hazırlanan AB-Türkiye ilişkilerine dair ortak bildirimdeki tavsiyelerle ilgili somut karar alınamamasının ciddi bir tutarsızlık olduğuna işaret edilen açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:
"Türkiye-AB ilişkilerinde ilerleme sağlanmasıyla Kıbrıs sorununun ilintilendirilmesi, tarafımızdan hiçbir zaman kabul görmeyecektir. Çok yönlü Türkiye-AB ilişkilerini Kıbrıs meselesine indirgeyen anlayıştan vazgeçilmesi gerekmektedir. Böylesi bir zihniyet, Kıbrıs sorununa veya diğer bölgesel ve küresel meselelere olumlu ve yapıcı bir katkı sunamaz."
Açıklamada, aday ülke Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki kararlılığını koruduğuna işaret edilerek, "Bununla beraber, işbirliğimizin seçici bir anlayışla, bazı alanlarla sınırlanmasını reddediyoruz. AB ile diyaloğumuzu mütekabiliyet çerçevesinde, AB'nin önümüzdeki dönemde Türkiye'ye yönelik adımlarının hızı, düzeyi ve kapsamına göre ele alacağız" ifadeleri kullanıldı.