Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “2035 yılına kadar startını verip bir kısmını tamamlamamız gereken, bu dönemde başlayıp biten, bir kısmı başlayacak, bir kısmı başlamak için hukuki altyapısı hazırlanacak yaklaşık 200 milyar dolarlık projelerimiz var.

Bu projelerimizin içerisinde yenilenebilir, nükleer, doğal gaz - petrol aramacılık, doğal gaz - petrol ve elektrik altyapı projelerimiz, enterkonneksiyon projelerimiz var. Dolayısıyla 200 milyar dolarlık bir proje setiyle önümüzdeki sürece hazırlanıyoruz” dedi.

 yatırım seti konusunda özetle şunları söyledi:

  • Yenilenebilir öyle bir alan ki; talep artışını karşılama, dışa bağımlılığı, emisyonları azaltmak için faydası var. Yenilenebilirde onshore’da - offshore’da, yani karada ve denizdeki rüzgârı devreye almak istiyoruz. Her yıl yaklaşık 1.500 megavat rüzgâr projesi yapma hedefimiz var. 2035’e kadar 5000 megavatlık offshore’da (denizde) rüzgâr projemiz var. Marmara Denizi’nde, Kıyıköy’de, Karadeniz civarında ciddi bir potansiyel gözüküyor. Önümüzdeki 12 yılda yaklaşık 18 bin megavat ilave güç artışı ile Türkiye rüzgârda 30 bin MW kurulu güce ulaşacak.
  • Güneşte biraz daha iddialı hedeflerimiz var. Yıllık en az 3 bin-3 bin 500 MW yeni kurulu gücü devreye almamız gerekiyor. 2035’e kadar yaklaşık 40 bin MW ilave hedef koyduk. Türkiye’den de farklı coğrafyalara ihracat imkânları söz konusu olabilir.
  •  Akkuyu’da seneye elektrik üretmeye başlayacağız. İkinci lokasyon Sinop olacak. Ama bir o kadar önemli olan bizim Trakya’da mutlaka bir nükleer santrale sahip olmamız lazım. Büyük çaplı nükleer santrallerin dışında İngiltere ve Amerika’yla küçük modüler reaktör denilen ve Türkiye’de de üretimin daha yerlileşme imkânı olduğu yeni bir teknolojiyi yakinen çalışıyoruz. 2019’dan beri çalışıyoruz ama bu dönem biraz daha yoğun bir şekilde devreye girebilecek. Türkiye, 2050’lere geldiğinde 20 bin MW üzerinde nükleer kurulu güce sahip olacak. Neredeyse 4 tane Akkuyu büyüklüğünde.
  •  İkinci santral, hem Trakya’yla alakalı Rusya, Güney Kore ve Çin’le görüşmelerimiz devam ediyor. Fransa’yla Akkuyu’da çalışıyoruz, üçüncü taraf bağımsız denetimle alakalı çok ciddi destek alıyoruz. Akkuyu Ruslara bırakıldı gibi eleştiriler var. Orada birçok farklı paydaş var, farklı bağımsız denetim kuruluşları var, dolayısıyla nükleer kendi başına bırakılmış bir alan asla değil. Saydığım ülkelerle şu anda devam eden bir süreç var ama yarın Fransa’yla da bir şey gelişebilir, çünkü Fransa da nükleerde çok önemli bir ülke.”

Petrolde  %20 hedefi

  •  “Günlük yaklaşık 1 milyon varil ham petrol tüketiyoruz. Yaklaşık yüzde 8’ini kendi imkânlarımızla karşılıyoruz. Gabar’daki keşifle bu sene inşallah 100 bin varil gün üretime çıkaracağız. Hedef, 2024 sonunda 200 bin varile çıkarmak. 200 bin varil, Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 20’sini kendi kendine karşılaması anlamına gelir.
  • Geride koca bir yüzde 80 var. Bu hikâyeyi dönüştürmek için, tıpkı Azerbaycan’da olduğu gibi Irak’ta, Libya’da, Afrika’da petrolle ilgili zengin coğrafyalarda Türkiye Petrolleri’ni ve Türk şirketlerini, belki özel şirketlerimizi işin içerisine katmak suretiyle süreci geliştirmek istiyoruz. Denizlerde de yeni aramalarımız var. Karadeniz’de Ordu, Rize açıkları… Birinde petrol, diğerinde doğal gaz hedefli.
  • Madende Türkiye’nin net ihracatçı konuma gelmesi hedefimiz var. Cari açıkta doğal gaz, petrol, kömürden bahsediyoruz ama maden tarafında büyük bir potansiyel olduğunu biliyoruz. Güvenli madenciliğe verebileceğimiz en büyük ehemmiyeti vererek çalışmak istiyorum. Yeraltı kaynaklarımızı mutlaka çevreyle uyumlu kullanmamız lazım. Yerin altındaki kaynağı çıkarmazsanız ekonomiye, istihdama, bölgeye hiçbir katkısı olmaz.”