Saadet – Gelecek Partisi grup toplatışı bugün TBMM’de gerçekleşti. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun gündemindeki ağırlıklı konu ‘Filistin’ idi.

Önemli açıklamalarda bulunan iki lider, bölgede yaşanan zulme, mazlumların öldürülmesine sessiz kalınmaması gerektiğine dikkat çekerek İşgalci İsrail’in zulmüne sessiz kalanlara set tepki gösterdi.

Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın da geçmişte üzerinde durduğu konulara dikkat çeken Karamollaoğlu, BOP'a dikkat çekti. "Dünden bugüne coğrafyamızda her ne acı yaşanıyorsa bilinmelidir ki, BOP’tan yani Büyük Ortadoğu Projesinden bağımsız değildir!" dedi. 

Karamollaoğlu'nun açıklamasından öne çıkan bazı başlıklar şu şekilde;

''Dillerimiz mazlum kardeşlerimiz için duada, kalplerimiz ise Mescid-i Aksa için atıyor. Nefsi müdafaanın nefsi müdafaası olmaz. Dünyanın her yerinde o hırsız aynı zamanda katil olarak kabul edilir. Hırsız ile ev sahibini katil ile maktulü, mazlum ile zalimi hukuk önünde eşitlemeye kalkanlar bunu böyle bilmelidirler. İsrail’in tarihi aynı zamanda katliamlar tarihidir.

BM, AB ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın gücü bir İsrail'e yetmiyor. Büyük Orta Doğu Projesi (BOP), büyük İsrail projesinin ta kendisidir. Dünden bugüne coğrafyamızda her ne acı yaşanıyorsa BOP’tan bağımsız değildir.

'İsrail katliamlardan vazgeçmezse yok olup gidecek'

İsrail bu zulme bir son vermelidir. Bu ateşin sonunda kendilerini yakacağını bilmelidirler. Bu işin doğusu batısı yoktur. İsrail işgalden ve katliamlardan vazgeçmezse yok olup gidecektir. Dünya kamuoyu ise bu ikiyüzlülük vazgeçmelidir. Zaman zalimin karşısında mazlumun yanında dimdik durma zamanıdır.''

Mazlumu suçlu ilan etmekten hiç çekinmediler

Hırsıza hırsız, işgalciye işgalci, katile katil, zalime ise zalim diyemediler! Bunu diyemeyenler, mazlumu suçlu ilan etmekten ise hiç çekinmediler, hiç utanmadılar!

İsrail’in Tarihi, Aynı Zamanda Katliamlar Tarihidir! Bir insanın evine giren hırsıza karşı gelmesi nefsi müdaafadır, o hırsız bu karşı geliş karşısında kalkıp bir de ev sahibini öldürürse, evini ateşe verirse, bu nefsi müdaafa olmaz öyle de kabul edilemez!

Dünyanın her yerinde o hırsız, aynı zamanda katil olarak kabul edilir

Hırsız ile ev sahibini, katil ile maktulü, zalim ile mazlumu hukuk önünde eşitlemeye kalkanlar, bunu böyle bilmelidirler!

İsrail’in tarihi, aynı zamanda katliamlar tarihidir! Deir Yasin katliamı, Kibya köyü katliamı, Sabra ve Şatilla katliamları, Cenin mülteci kampı katliamı, Mavi Marmara katliamı ve daha yüzlercesi…

Sivil yolcuları taşıyan uçağı düşürmekten, uluslararası kara sularındaki gemilere baskın düzenlemeye, okul bombalamaktan hastane ve ambulans bombalamaya varıncaya dek İsrail, sicili en bozuk ve en kabarık ülkedir.

Birleşmiş Milletler kararlarını ve uluslararası hukuk kurallarını en çok çiğneyen ülke yine İsrail’dir! BM, AB ve İslam İşbirliği Teşkilatının gücü bir İsrail’e yetmiyor mu, Allah aşkına?

Zalim ile mazlum arasında tarafsız kalmak; zuldür ve zulümdür!

İnsanım diyen, 75 yıldır emzikli bebeklerin, kundaktaki çocukların bombalar altında can verişi karşısında sessiz kalabilir mi? Müslümanım diyen, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın kirli postallarla çiğnenmesine, namaz kılanların gaz bombalarıyla hedef alınmasına nasıl sessiz kalabilir?

“Alınlarından öpülür”

Geçen hafta son sıcak çatışmalar daha başlamamıştı, ancak ifade etmiştim; 5 milyonluk Filistin halkı, üç çeyrek asırdır tek başına zulme direniyor. Bu insanların alınlarından öpülür! Dünya kamuoyunun ve koskoca İslam aleminin sessizliğe büründüğü bir zamanda kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle vatanlarına sahip çıkmak için mücadele veriyorlar.

Oturdukları yerlerden “ama’lı, fakat’lı” cümleler kuranlar, akıl vermeye kalkanlar, tahkir edici yorumlar yapanlara da diyoruz ki; en azından bari gölge etmeyin! Faydanız yok, zararınız bari olmasın. Yangına bir bardak su dökmüyorsunuz, en azından bari benzin dökmeyin!

Coğrafyamızda Her Ne Acı Yaşanıyorsa Bilinmelidir ki, BOP’tan Bağımsız Değildir!

Zira bugünü anlamak için, dünü iyi bilmek gerekir. Yarınları öngörebilmek için ise bugünleri iyi okumak gerekir.

Yıllardır bu konuya dikkat çekiyoruz…

Merhum Genel Başkanımız Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın, 2000’li yılların başından vefatına kadar sürekli olarak üzerinde durduğu bir konu vardı, neydi o? Büyük Ortadoğu Projesi olarak lanse edilen, birilerinin de eş başkanlık görevini üstlendiği, aslında doğrusu Büyük İsrail Projesi olan o mel’un plan!

Yıllardır bu konuya dikkat çekiyoruz, dilimizde tüy bitti. Dünden bugüne coğrafyamızda her ne acı yaşanıyorsa bilinmelidir ki, BOP’tan yani Büyük Ortadoğu Projesinden bağımsız değildir!

Zalimlikte Ariel Şaron’un tahtına göz diken Netanyahu’nun, son açıklamasında sarf ettiği “Ortadoğu’yu tamamen değiştireceğiz.” cümlesi bizim açımızdan bilinmeyen bir durum değildir. Irak ve Afganistan’ın işgali, “Arap Baharı” olarak takdim edilen süreç, Suriye’nin bugünkü hâli ve nihai hedefleri hep bu plan çerçevesindedir.

ABD, bölgemizde İsrail’e alan açmak için çeyrek asırdır oluk oluk kan ve gözyaşı akıtmıştır ve akıtmaya devam etmekte de kararlı gözükmektedir. Bir kez daha ve çok net olarak ifade ediyorum ki, amaç BOP ve nihai hedef Türkiye’dir! Dün Irak’ta, bugün de Filistin’de yaşananlar, Türkiye’yi teğet geçecek şeyler değildir. O nedenle Filistin de Filistin’den ibaret değildir, bu böyle bilinmelidir.

Rusya’yı mı İsrail’den daha az seviyorlar, yoksa Ukrayna’yı mı Filistin’den daha çok seviyorlar, anlayabilmek mümkün değil! Yoksa “normalleşme” adı altında verilen sözler mi var? İmza altına alınan taahhütler mi var? Zulüm karşısında herkes sussa da biz susmayacağız!