Tekstil sektöründeki yavaşlama kapanmaları da getirdi. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Kaya, konuyla ilişkin artık firmaların 'tamam mı, devam mı noktasında' olduğunu söyleyerek sektör içi daralmaya dikkat çekti.

Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’a konuşan TGSD yöneticisi Kaya, özellikle iplik ve boyahane kısmında firma kapanmalarının başladığını, hazır giyim tarafında ise fason üretim tarafında kapanmalar yaşanabileceğini vurgulayarak, "Bir yıl önce yatırım yapalım deniyordu, şimdi bırakın yatırım yapmayı mevcudu korumanın zorlukları var. Devletin sektöre finans anlamında orta ve uzun vadede destek olması gerekiyor. Yenileme yatırımlarına ihtiyaç var. Artık firmalar tamam mı devam mı noktasına geldi" dedi.

Kıraç'ın soruları ve Kaya'nın açıklamalarının bir bölümü şu şekilde:

2022 yılı hazır giyim açısından nasıl geçti sorusuna Kaya şu şekilde cevap verdi;

2022’de sonuç çok da beklediğimiz gibi olmadı. Hem Rusya-Ukrayna savaşının başlaması hem de resesyon dalgası hane halkının cebini direkt etkiledi. Hane halkı geliri düşünce ilk etkilenen sektör hazır giyim oluyor. 2022’nin ilk 6 ayında normal bir seyir oldu. Temmuzda durağanlık sonra da yavaşlama oldu. Son 3 aydır bunu daha çok hissediyoruz. Resesyon, hane hakı gelirindeki daralma ve talepsizlikten dolayı müşteriler satın alma adetlerini küçültmeye gittiler. Bazı müşteriler bu daralmanın yüzde 20 bazıları yüzde 30 olduğunu söylüyor. Piyasa ve diğer firmalarla konuştuğumuzda 2023’ün ilk altı ayı, benim öngörüme göre ilk 9 ay adet bazlı yüzde 30 civarında kapasite daralması yaşanacak. İç pazarda da böyle bir daralma olacak.

“Eskiden 5 kere alışveriş yapıyorduk şimdi 3”

İç piyasadaki daralma ile ilgili konuşan Kaya şöyle devam etti;

Biz Avrupa’nın 10 katı enflasyon yaşıyoruz. Bizde hane halkı, ekonomi zarar gördüğü için orada da bir talepsizlik oldu. İç piyasa dinamikleri de yüzde 20-30 daralmaya gitti. Z kuşağıyla yeni tüketici alışkanlıkları oluşmaya başladı. Eskiden yılda 5 kere alışveriş yapıyorsak şu anda 3’e indi. İşler biraz daha basic’e döndüğü için firmalar da basicde fiyat sıkıntısı yaşamaya başladılar. Rekabet ettiğimiz ülkeler ortalama 120-150 dolar işçilik ücreti bizde asgari ücret artmadan önce 350-400 dolardı şimdi işverene maliyeti 600 dolar. Biz 22-23 centlerle enerji kullanıyoruz onlar 10-12 centle enerji kullanıyor. Bu noktada bizim fiyat odaklı basic değil, katma değerli işler için çalışmamız gerekiyor.

Yüzde 20-30 daralma olacak

2022’de ihracat yüzde 4.5 civarında artışla 21 milyar dolar civarında gerçekleşebilir. Ama 2022’yi öyle ya da böyle geçirdik. Asıl 2023 ne olacak? Yüzde 20-30’luk adet bazlı daralma olacak.

İstihdamdaki daralma ile ilgili gelen soru üzerine Kaya şunları kaydetti;

“Artık bıçak kemiğe dayandı”

İş bazında yüzde 20-30’luk kayıp istihdama yüzde 10’luk kayıp şeklinde yansıyabilir. Hazır giyim ve tekstilde 1.4 milyon kişilik istihdam sözkonusu. 120-130 bin kişi işini kaybedebilir. Yaklaşık 20 bin kişi ağustostan bu yana zaten işini kaybetti. Kasım ayında ciddi çıkışlar olacak. Hem işçilik maliyetlerinin artması hem EYT’den dolayı bunun seyrinin devam edeceğini düşünüyorum. Firmalar işçi çıkarmamak için önce çalışanlara izinlerini kullandırdı. Gece vardiyasını, hafta sonu mesailerini kaldırdılar, sermayelerini kullanarak istihdamın devamlılığını sağladılar, ama burada artık bıçak kemiğe dayandı.

“EYT ile istihdam kayıpları devam edecek”

Yılbaşından sonra hem asgari ücret zammı hem maliyet artışları ve EYT ile beraber maalesef istihdamdaki kayıplar devam edecek. İşler yavaşladığı zaman da bir sürü şeye etki diyor. Teröre kadar gidiyor. Asgari ücret artmadan işverene brüt maliyeti 450 dolardı, yeni artışla şimdi maliyet 630 dolara çıktı. Devlet 250 TL işverene asgari ücret desteği verecek bu 15 dolara denk geliyor. Yani bize 615 dolarlık maliyet var. Bu artışla çarklar sıkıntıya düşecek, bu da maalesef istihdam daralması getirecek.

İhracat yaparken kur dalgalanması kur dengesi çok önemli. Maalesef son 5 aydır kur neredeyse yerinde çakıldı. Bu kur dengesiyle, bu işçilik maliyetiyle mevcut işleri yapma şansımız yok. O yüzden yeni iş modelleri geliştirmek katma değerli işler yapmak gerekiyor. Daha çok tasarım, marka odaklı dijital tasarımlar yaparak, yeni pazarlar yeni müşteriler bulmak gerekiyor. Bu bugünden yarına olmaz. En azından bu duraklama döneminde bunun altyapısını yapmak gerekiyor.

Tamam mı devam mı noktası

Sektör 1980-2000 arasında bir noktada, 2000’den pandemiye kadar bir noktada. Pandemiden sonra neredeyse tamam mı devam mı noktasına geldik. Eğer bu işe devam edeceksek bu söylediğimiz kurallar çerçevesinde oynamak lazım. 16 dolar olan ortalama kilogram birim fiyatımızı artırmamız gerekiyor.

“EYT'liler sektörün bel kemiği”

EYT ile yaklaşık 1,7 milyon kişi emekli olacak. Bunların yüzde 85’i özel sektörde. Maalesef çoğu sektör bunlara karşılık ayırmıyor. Bu insanların yaş ortalaması 40-50 yaş arası. Bunların emekli olmasının hem devlete hem sisteme başka sıkıntısı olacak. Bu çalışanlar işlerin bel kemiği. Tecrübeli insanları dışarı alarak nasıl işleri devam ettireceksiniz. EYT’nin temellerini iyi oluşturmak gerekiyor.

Sektör 1,5 yıldır kârsızlık üzerine çalışıyor. Verilen krediler mutlaka bir gün geri ödenecek. Evet işleri kaçırıyoruz ama şu anda artık müşterileri kaçırıyoruz. Bu müşteriler başka ülkelere gittiğinde dönüşü kolay olmayacak. Sadece ihracatta değil iç piyasaya çalışan firmalarda da daralma var. Şu anda turistik alışveriş nedeniyle sadece lüks tarafta canlılık var.

2023'te fiyat artışı beklemiyorum

Gelecek dönemde perakende tarafında çok fazla fiyat artışı olacağını düşünmüyorum. Talebin olmadığı yerde etiket fiyatlarını artırmak da doğru değil. Hazır giyimde nasıl kârsızlık üzerine kurulu bir düzen varsa, perakende de kârla ilgili sıkıntılar olacak.