Eski başbakanlardan Tansu Çiller'in avukatı Berslan Duman, müvekkilinin Kilyos'taki arsasına avantaj sağlandığı iddialarına ilişkin, "Bu arsanın 4 Mart 2024 tarihli Bakanlık oluruyla 'Nitelikli Koruma Alanı'ndan çıkartılarak, 'Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı'na dönüştürülerek avantaj sağlandığı iddiası tamamen gerçek dışı ve hukuka aykırıdır." açıklamasında bulundu.
Müvekkilleri adına yazılı açıklama yapan Duman, Tansu Çiller, Özer Uçuran Çiller ve Marsan Marmara Holding A.Ş. hakkında bazı haber sitelerinde yayınlanan, gerçekleri yansıtmayan haberle ilgili açıklama yapılmasının gerekli görüldüğünü belirtti.
Söz konusu haberde konu edilen arsanın, müvekkilleri Tansu Çiller ve Özer Uçuran Çiller tarafından 8 Ekim 1986'da, Çiller'in aktif siyasete girmesinden yıllar önce kendi öz kaynaklarıyla satın alındığını, taşınmazın akabinde müvekkillerinin sahibi oldukları Marsan Marmara Holding AŞ'ye 9 Haziran 2005'te devredildiğini aktaran Duman, "Bu nedenle de haber içeriğindeki sanki 2005 yılından önce müvekkillerimin bu taşınmazla bir ilgileri olmadığı algısı gerçeği yansıtmamaktadır. Sayın Tansu Çiller'in siyasi hayatı boyunca ve bugüne değin bu arsanın statüsü konusunda herhangi bir çıkar sağlayıcı eylemi, işlemi olmamıştır." ifadelerini kullandı.
Avukat Duman, şunları kaydetti:
"Söz konusu arsa, onlarca yıldır zaten 'Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı' içerisinde yer almakta olup, bitişiğinde 2006 tarihinden bu yana yerleşim yeri olan 230 konutlu bir site bulunmaktadır. Dolayısıyla bu arsanın 4 Mart 2024 tarihli Bakanlık oluruyla 'Nitelikli Koruma Alanı'ndan çıkartılarak 'Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı'na dönüştürülerek avantaj sağlandığı iddiası tamamen gerçek dışı ve hukuka aykırıdır. Bir kez daha vurgulamak gerekirse yazınızda atıfta bulunulan Bakanlık oluruyla müvekkillerime ait arsanın koruma ve kullanma koşulları kesinlikle değişmemiştir. Müvekkillerimin 38 yıldır sahibi oldukları bu taşınmaz hakkında gerekli dikkat gösterilmeden yapılan tüm yayınlar ve ileri sürülen iddialar, hukuk ve habercilik meslek etiği dışı saikleri hatıra getirmektedir. Kamuoyunu doğru bilgilendirme ilkesini esas alarak, müvekkillerimle ilgili bu konuda gerçeklere ilişkin bu açıklamayı yapmayı gerekli görmüş bulunuyoruz."