Saadet - Gelecek Grubu, Grup Başkanı Selçuk Özdağ konuşmasının başında, “Türkiye, bu iktidarın zamana göre değişen ama kendi çıkarları söz konusu olduğu zaman asla değiştirmediği uygulamaları nedeniyle tepeden tırnağa ciddi beka sorunları ile karşı karşıyadır. Bu millet savaş yıllarında bile yaşamadığı ölçüde ülkesi ve çocukları adına geleceğe dair büyük bir umutsuzluk içindedir. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte; hemen hemen her alanda ciddi bir beka sorunu ile karşı karşıya olan bir ülke gündemimiz var. Ve maalesef ülkemizin stratejik konuları gündelik politikalar ile oyun tahtasına dönüştürülmüş, ihale mevzuatı değişiklikleri, yandaşlara sağlanan muafiyetler ve bunlara kaynak sağlamak için bu millete dayatılan kanunsuz ve adaletsiz zam ve vergiler yüzünden halkımız özellikle ekonomik manada yaşam savaşı verir hale gelmiştir.” Dedi.

Kafasına estiği gibi vergi boca eden despot yönetim

“Sabah erken kalkanın darbe yaptığı üçüncü dünya ülkeleri gibi aklına estiğinde absürt vergiler getiren bir üçüncü dünya ülkesi konumuna sokulduk. Gökten zembille indirilen kendinden menkul absürt vergi düzenlemeleri ile halkımız zaten içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılarına yenilerinin ilave edilmesi ile ciddi bir huzursuzluk yaşamaktadır. Kafasına estiği gibi vergi boca eden bir yönetim ne kadar despot ise, hukuksuzca dayatılan bu vergilerin halkımızda yol açtığı travma ve çaresizlik de bir o kadar umut kırıcıdır. Ülkeyi yönetenlere karşı günden güne büyüyen güvensizlik öyle bir hale geldi ki, devlet kurumlarının ne verilerine ne raporlarına ne de iktidar sözcülerinin sözlerine itibar eden kaldı. Hele Dezenformasyonla Mücadele Merkezi denen bir kurum bir konuda yalanlama yaptığında vatandaş tamam kesin bu doğrudur demeye başlamıştır. Tüm bu güvensizlik, ayrımcılık yapan adaletsiz uygulamalar bir yerden sonra insanımızın ülkeye aidiyet duygularını da yok etmektedir. Düşünebiliyor musunuz, meclise sunulan son vergi düzenlemesine elde edilecek gelir savunma sanayine aktarılacak denilmesine rağmen insanlar buna kuşkuyla bakıyor.”

Şeytanın aklına gelmeyecek vergilerle halkımızı perişan etmenin peşindeler

“Ülke savunması söz konusu olduğunda canını hiçe sayan, varını yoğunu feda eden bir millet niye böyle düşünüyor acaba? Aslında milletimiz aynı millet, vatanı ve istiklali söz konusu olunca yine her şeyini feda edecek bir millet lakin ülkenin başındakiler aynı yöneticiler mi? Sorunumuz da tam olarak buradadır. Millet aynı vatansever millet lakin yöneticileri aynı vatansever yöneticiler değil. Bir yanda arpalığa dönüştürülen kamu kuruluşları, peşkeş çekilen ülke kaynakları, yandaşların affedilen milyarlarca vergi borçları, milletten toplanan vergilerin hibe adı altında azınlık bir kesime aktarılması, döviz üzerinden ödemesi yapılan hazine garantili yol, köprü, hastane, havaalanları, kayıt dışı ve kara paracıların el üstünde tutulması ama sıradan vatandaşın iki kuruş için boğazının sıkılması halkımızın niye böyle düşündüğünün izahı değil midir? Şimdi de adına vergi demedikleri bir yasa metnini ile huzura getiriyorsunuz. Yine vatandaşın boğazını sıkmak için yola revan oldunuz. Kurtarıcı Mehmet Şimşek’in her konuşmasında “Yeni vergi yok!” dedikçe şeytanın aklına gelmeyecek vergilerle halkımızı perişan etmenin peşinde. Söz konusu düzenlemedeki vergiler vergi değilmiş savunma sanayine katkı payı imiş. Tamam zaten milleti umursadığınız yok bari aklımızla alay etmeyin. Ha kel Hasan, ha Hasan kel ne fark eder. Drone alandan, kredi kartı kullanandan, saat takandan, ev alandan yahu nerdeyse nefes alandan bile vergi almak için çevirmediğiniz film fırıldak kalmadı. Sizler bu milletin değil bir grup azınlığın iktidarısınız. Adına vergi demedikleri vergileri vatandaşlarımıza yüklemeye hazırlanırken insanlar sesini çıkarmasın diye de savunma sanayine katkı payı adını koymak da tam bir şark kurnazlığı.”

Borçtan vergi almak nasıl bir zihniyettir

Sıla bebek davasında iddianame hazır: Anneye istenen ceza belli oldu Sıla bebek davasında iddianame hazır: Anneye istenen ceza belli oldu

Konuşmasının sonunda Özdağ, “Yoksa dediğim gibi vatan savunması söz konusu olduğunda canını malını feda etmekten sarfı nazar etmeyen bir millete böyle kalem ve ayak oyunları ile operasyon çekmek yerine samimi ve dürüst bir yönetim sergileseydiniz bu hallere düşmezdiniz. Bakınız kendi partiliniz Şamil Tayyar ne diyor: 2002 öncesi hükümet, memur maaşlarını ödemek için IMF’den borç almıştı. AK Parti 2002 sonunda iktidara gelince genel merkez ve başbakanlığın telefonları kilitlendi, Türkiye’nin her köşesinden arayan vatandaşlarımız, IMF’ye muhtaç olmamak için bütçeye gönüllü katkıda bulunmak istiyorlardı. Aradan geçen 22 yıl sonra bankaların iletişim hatları kilitlendi, arayanlar bu sefer de savunma sanayi için hesaplarından kesilecek 750 lirayı vermemek için kredi kartı limitini 100 bin liranın altına düşürmeye çalışıyor. Benim de söylediğim bu işte. Ülke insanı sizin samimiyetinize inanmıyor. Sizin bu paraları savunma sanayi için toplasanız da nereye harcanacağı konusunda şüpheleri var. Bu şüphe ve güvensizliğin kaynağı da bizzat sizlersiniz. Gerçekten zengin ve varlıklı insanlar için bu para sorun olmaz ama zaten borç içinde olan vatandaşları için bu büyük bir yüktür. Sizler için hava hoş. Para içinde yüzdüğünüz için bu paralara burun büküyorsunuz. O mahallelerden çıkalı çok oldu. Anlayamıyorsunuz! 100 bin lira kredi kartı deyince sanki bu para o kişinin mi değil elbette. Bu borç ve karşılığında faiz de ödeniyor. Yahu borçtan vergi almak nasıl bir zihniyettir. Deli Dumrul bile bu işe şaşar kalırdı. Hoş zenginden de alında adaletsiz. Rıza ile zorbalığı harman edip servis ediyorsunuz Karttan alınacak toplam miktar ise 46,5 milyar, Kur Korumalı Mevduat Hesaplarının devletimize maliyeti 850 milyar lira. Bu millet “Tekalifi Milliye”yi hayata geçirmiş bir millettir. Elindekini ülkesi için Devletine vermekten çekinmemiştir. Gerçekten ciddi bir tehlike varsa varını yoğunu ortaya döker ve bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. ‘Vatan savunması için 750 lirayı bile vermeyen ermenidir, yunandır, haindir’ gibi sözlerle milletimize hakaret edenlerin de milletimize iftira atıp hakaret etmesinin altında nasıl bir anlayış olduğunu da merak ediyoruz.” Diyerek Genel Kurul konuşmasını sonlandırdı.