Şahin'in TV5'te yaptığı açıkalamalar şu şekilde;

Öncelikle şunu ifade edeyim ki artık seçim sattım haline girdik. Şu aşamadan sonra ne yapsanız boş. Anadolu'da şöyle bir söz vardır. Geç gelen pişmanlık fayda etmez. Yani Sayın Erdoğan aslına bakarsanız sonunu görüyor. Ne yapması gerektiğini de gayet iyi biliyor ama bu atmış olduğu adımların tamamı eksik adımlar, geç kalınmış adımlar. Uzunca süredir emeklinin mağdur olduğunu, dar gelirlinin büyük bir ekonomik kriz içerisinde yaşadığını ve  şu anki iktidarın mevcut ekonomi politikaları nedeniyle de ülkeyi uçurumun eşiğine getirdiğini hepimiz ifade ettik. Israrla kendisini Yavuz Selim Bey uyardık. Ve dedik ki Sayın Erdoğan biz sizin hasmınız değiliz. Biz sizin sadece rakibiniziz, geçmiş dönemlerde güzel işler de yaptınız. Ortak akılla, istişareyle, liyakatle ülkeyi yönettiğinizde ehliyetli liyakatli kadrolara, ekonomi yönetimini devrettiğinizde ülke tarihinin en güzel günlerini yaşadı ancak son dönemde artık nefsi hareket ediyorsunuz. Kendi çevrenizde akrabalarınızla ülkeyi yönetme arzusu içerisinde olduğumuz günden bu yana ülke ekonomide geri geri gidiyor, iç siyasette geri geri gidiyor, adalet ve hukuk alanında dünya ölçütleri arasında son derece geri kaldı. Gelin bunlardan bir an önce vazgeçin dediğimizde uzunca süredir kulaklarını Sayın Erdoğan millete ve kendisini sevenlere kapatmıştı ancak artık seçim zamanı geldi. Sandığın vakti belli oldu. Sayın Erdoğan pek çok alanda adım atmaya başladı. EYT'lilerle, dar gelirlilerle, Asgari ücretlilerle alakalı. Ve son olarak  emeklilerin düşük seviyede emekli aylığı alanların maaşlarının yedi bin beş yüz liraya yükseltilmesine karar verdi. Evet. Peki Sayın Sözer yedi bin beş yüz lira alt limit haline getirdiği emeklinin sıkıntılı yaşadığını, ekonomik darlık içerisinde olduğunu fark etti. Peki en alt gelir grubunun dışındaki emekliler, asgari ücretliler, sabit geçinenlerin rahat içerisinde mi yaşadığını düşünüyor acaba Sayın Erdoğan?