GÜNDEM

Saadet Partili Kaya: AB, her sorun için Türkiye’yi tampon bölge olarak kullanmak istiyor

Abone Ol

Saadet-Gelecek TBMM Grubu İstişare Toplantısı dün (19 Eylül) yapıldı.

Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya dünkü toplantıda ekonomiden dış politikaya kadar birçok konuda konuşularak ülkenin içinde bulunduğu sorunların masaya yatırıldığını ve nasıl bir strateji izleneceğinin tartışıldığına dikkat çekti. 

Kaya, Saadet Partisi’nin Avrupa Birliği’ne bakış açısını şöyle anlattı:

“Bizim Avrupa Birliği’ne olan yaklaşımımızı zaten herkes biliyor. Avrupa Birliği’nin dayatmalarına karşı bu zamana kadar yürüttüğümüz yaklaşımımız belli. Biz herkesle görüşülebileceğini, Avrupa Birliği’yle de elbette eşit ve adil şartlar altında siyasi, ticari ilişkilerin olabileceğini hep söyledik. Bundan sonra da söylemeye devam edeceğiz ama problem şu, bir tarafta sürekli talimat veren, diğer tarafta bu talimatları ev ödevi olarak uygulaması beklenen bir ülke pozisyonunda olmak bizim kabul edebileceğimiz bir durum değil. Avrupa Birliği’yle eşit koşullar altında komşular olarak ilişki geliştirebiliriz. Yaşadığımız coğrafyada herkesin evi camdan olduğu için birbirimizin hukukunu gözeten bir yaklaşım içinde olmalıyız. Onlardaki herhangi bir problem bize, bizdeki herhangi bir problemi onlara etki edeceğinden dolayı kimse ‘Ben bu sınırı çizdim. Bu sınırın diğer tarafında olup bitenler bana artık bir zarar vermez’ düşüncesiyle hareket etmesin. Herkes sorumluluk bilinciyle hareket etsin. Herkes birbirinin hakkını, hukukunu gözetsin, maksimum derecede buna riayet etsin.“

“Biz böylece Avrupa Birliği ile makul şartlar çerçevesinde, meşru zemin içerisinde bir ilişki geliştirebiliriz ama biz Avrupa Birliği’nden sürekli talimat alan, Avrupa Birliği’nin talimatlarını yerine getirdiği veya getirmediği gerekçesiyle Avrupa Birliği’nde masaya yatırılan bir ülke olmayı kabul etmiyoruz. Eksikliklerimiz varsa –ki var- bunu AB istediği için değil kendi irademizle hayata geçirmenin yollarını bulmalıyız. AB’nin çifte standartlı yaklaşımları bizlere gösterdi ki, AB başta sığınmacılar meselesi olmak üzere her sorun için Türkiye’yi tampon bölge olarak kullanmak istiyor.”

“Yapıcı bir muhalefet yaparak doğru bir iş varsa da onun yanında durduğumuzu ortaya koyacağız”

Algı operasyonlarıyla gizlenen gerçek gündemin tartışılmadığına dikkat çeken Kaya, “Biz bu sıkıntıları bütün açıklığıyla, net bir şekilde herkese gösteren, çözümleri, kamuoyu oluşmasına katkı sağlayan ve milletin problemlerinin çözüme kavuşturulması adına üzerimize düşeni yapmaya çalışan bir anlayışla, orada, Meclis’te grup çalışmalarımız yürüteceğiz. Bunun yanında muhalefet yaparken aynı zamanda gerektiğinde yapıcı bir muhalefet olmayı yani yapılan doğru bir iş varsa da onun yanında durduğumuz bir tavrı çok açık, şeffaf bir şekilde ortaya koyacağız” diye konuştu.

“Anayasa tartışmaları hep seçim tartışmalarına kurban edilen bir anlayışla yürütülüyor”

Meclis’te Anayasa’yla ilgili bir konuda partisinin nasıl bir çalışma yapacağına ilişkin ise Kaya, şunları söyledi:

Bakınız Anayasa tartışmaları çoğu zaman sürekli pozitif cümlelerle gündeme taşınan ama hep seçim dönemlerine denk getirilerek seçim tartışmalarına kurban edilen bir anlayışla yürütülüyor. Şimdi yerel seçimlere giderken tekrar Anayasa tartışmalarını başlatmak, bu yerel seçim atmosferinde, sanki çözüme kavuşturulmasa da siyaseten işe yarasın gibi bir mantığa esir ediliyor. Biz bu yerel seçim tartışmalarının içerisinde bu Anayasa gündemiyle beraber aslında bir anlamda milletin gerçek sorunlarını geri plana atan bir süreç mi yaşayacağız bunu hep beraber göreceğiz. Anayasa gündemi muhalefet partilerine, özellikle ‘Muhalefette bulunan muhafazakâr, milliyetçi nasıl ifade ederseniz artık o partilere bir baskı unsuru olarak kullanabilir miyiz’ diye bir gayret de burada var mı diye sormadan edemiyoruz.

Hangi şekilde bir taslakla karşımıza çıkacaklarını henüz bilmiyoruz. Toptan retçi, toptan kabulcü olmak da siyasetin doğasına aykırı. Dolayısıyla orada eğer ifade ettiğim endişelerden, yerel seçime dönük hesaplardan bağımsız bir süreç yürütülürse –ki bunu çok uzak ihtimal görüyorum- bunu ayrıca değerlendiririz. Ama yerel seçim gündemini tamamen değiştirmek adına yapılan bir şeyse ona yaklaşımımız tabi ki farklı olur. O yüzden şu anda sadece bu ifade ettiğim kanaatlerin yanında onun nasıl takdim edeceklerine, maddelerin ne olduğuna bakarak ancak o zaman daha kapsamlı bir değerlendirme yapabiliriz.