Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, son dönemde yapılan zamlara ilişkin açıklamalarda

bulundu. Son zamlara tepki gösteren Düzen, "Daha kötü yönetemezler diyorduk, yanılmışız. Maalesef

iktidar ortaya koyduğu yönetimle; 28 Mayıs öncesini dahi mumla arıyor" dedi.

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, son dönemde yapılan zamlara ilişkin açıklamalarda

bulundu. Düzen, iktidarın milletin cebine el uzatarak devletin bütçesini düzeltme politikasını terk

etmesi gerektiğini söyledi.

Düzen, İktidar öncelikle millete seçim meydanlarında ilan ettiği vaatleri hayata geçirmelidir.

Yoksullaştıran, yokluğu artıran, yandaşı ve yakını kayıran siyaset ve ekonomi yönetimi sona ermelidir

diyerek; “Hükümet, yılların yanlışlarını; milletin yılların emeğiyle biriktirdiği küçük birikimlerini

değersizleştirmek suretiyle millete fatura etmekten vazgeçmelidir" diye açıkladı.

Düzen, iktidara seslenerek, "Yaptıklarını düzeltmek, yanlışlarınızı terk etmek için görünür bir çaba

içine girmek zorundasınız. Aklınız ve fikriniz başka işlere; sadece yandaşlara kazandırmaya, ihale

bitirmeye, yakınları kayırmaya çalışmamalı. Ne hikmetle milleti yoksulluktan kurtarmanın değil; daha

da yoksullaştırmanın peşindesiniz! Anlamak mümkün değil!" ifadelerini kullandı.

Düzen yaptığı açıklamanın tam metni şu şekilde:

“Biz, seçimlerden önce devlet ve ekonomi “bundan daha kötü yönetilemez” diyorduk, yanılmışız!

Maalesef iktidar ortaya koyduğu devlet, diplomasi ve ekonomi yönetimiyle; 28 Mayıs öncesini dahi

mumla aratıyor.

Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakı, kötü yönetme maharetinde her gün yeni bir zirve yakalıyor.

Meclis açılıp hükümet göreve başladığı günden bugüne, vatandaş açısından; gelir azaltan-gider

artıran, umut azaltan-kaygı artıran, nimet bitiren-külfet getiren kararların, kanunların ardı arkası

kesilmiyor.

Söz verip tutmamak, vadedip yapmamak, gerçeği saklamak, yolsuzluğu aklamak bakımından sicili

kabarık bir hükümet ve ittifakın, son olarak akaryakıttaki ÖTV’yi %224 oranında artırması, pompa

fiyatlarının 5 ila 6 TL civarında artmasına vesile olacak, yani benzin ve mazot %21-23 oranında

pahalanacaktır.

“Bir bakın bakalım İktidarın seçim beyannamelerindeki vaat listesinde ‘Akaryakıtta ÖTV iki kat

artırılacak.’ şeklinde bir ifade var mı?” YOK.

Çünkü KDV ve harçlara yapılan artışlar, nasıl vaatler arasında yer almadı ise buna da vaatler arasında

yer vermediler…

Ne demişlerdi seçimden önce “Gabar’da petrol, Karadeniz’de doğalgaz bulduk.” Meğer Gabar’daki

petrol parola imiş ve kastedilen milletin bütçesiymiş. Karadeniz’deki doğalgaz şifre imiş ve o da dar ve

sabit gelirlinin kesesiymiş.

“Maaşlara zam, asgari ücrete yüksek güncelleme, en düşük memur maaşına ve aynı oranda memur

emeklisi maaşına artış yapacağız.” vaatleri vardı.

Ne yaptılar? Herkese farklı oranlarda güncelleme ve emekliye yansıtılmayan seyyanen artış…

En düşük ücret alan bekar bir devlet memurunun maaşı halen 22 bin TL’ye ulaşmış değil.

Faiz, seçimden önce sıfıra yakınlaşacaktı seçim sonrası %75 arttı…

Seçim mitinglerinde enflasyon tek hane olacaktı; şimdi üç haneye koşar adım gidiyor…

Bu yapılan yanlışların, tutulmayan sözlerin, söylenmediği halde hayata geçirilen zam ve artışların

hesabı iktidardan mutlaka sorulacaktır.

AK Parti ve Genel Başkanı öncelikle kendisine oy veren, destek veren seçmene hesap vermelidir.

AK Parti’ye oy veren seçmen Erdoğan’a hesap sormalı… “Neden vatandaşları kandırdınız, neden

bizden gerçeği gizlediniz.” demeli, Evet, bugün yaşananlar zannederim en çok AK Parti seçmenini

üzmüştür. Zira o vatandaşlarımız hem kandırılan seçmen hem de külfet yüklenen vatandaş

konumuyla iki kez mağdur edilmiştir.

Kendi seçmenine genel başkan olarak gerçekleri söylemeyen Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak da

millete hesap vermek zorundadır.

Neden ekonominin çöktüğünü, kasada para kalmadığını, yandaşlarının bitmek bilmeyen istek ve

kayırma taleplerini yerine getirmekle meşgul olduğunu millete izah etmelidir.

Seçimlerde güttüğünüz siyasetle; partiniz seçim, yandaşlarınız para, yakınlarınız makam ve mevki

kazansın diye iftiraya ve gerçekleri saklamaya tevessül ettiniz! Yönetim anlayışınızla da vergiye, harca

ve kamu hizmetlerine zamlar yaparak külfeti milletin sırtına yüklediniz! Bu karanlık siyaset ve yönetim

anlayışından vazgeçmek mecburiyetindesiniz.

İktidar, milletin cebine el uzatarak devletin bütçesini düzeltme politikasını terk etmelidir.

Erdoğan iktidarı öncelikle millete seçim meydanlarında ilan ettiği vaatleri hayata geçirmelidir.

Yoksullaştıran, yokluğu artıran, yandaşı ve yakını kayıran siyaset ve ekonomi yönetimi sona ermelidir.

Hükümet, yılların yanlışlarını; milletin yılların emeğiyle biriktirdiği küçük birikimlerini

değersizleştirmek suretiyle millete fatura etmekten vazgeçmelidir.

Yaşananlar 28 Mayıs öncesi ve sonrası şeklinde adeta bir milat oluşturdu.

Ne yazık ki bugün AK Parti 28 Mayıs öncesi beyanlarının hakkını vermek yerine milletin hakkını yemek

peşindedir!

İktidara sesleniyorum!

Yaptıklarınızı düzeltmek, yanlışlarınızı terk etmek için görünür bir çaba içine girmek

zorundasınız.Aklınız ve fikriniz başka işlere; sadece yandaşlara kazandırmaya, ihale bitirmeye,

yakınları kayırmaya çalışmamalı.

Ne hikmetle milleti yoksulluktan kurtarmanın değil; daha da yoksullaştırmanın peşindesiniz! Anlamak

mümkün değil!

Gelin, bizi dinleyin…

Öncelikle:

Ekonominin sadece para, vergi ve faiz uygulamalarıyla düzeltilemeyeceğini anlayın.

Tekrar tekrar ifade ettiğimiz gibi israftan, yolsuzluktan ve yanlış yatırım politikalarından vazgeçin.

Katmerli ve döviz cinsi garanti gelir ödemelerini sabitleyin ve bir kısmını peşin vergi olarak tahsil edin.

Dolaylı vergilerle vatandaşın emeğine ve ekmeğine doğrudan el koymaktan vazgeçin!”