Prof. Muhammad Yunus'tan dünya liderlerine acil çağrı: Bangladeş'teki katliamı durdurun
Bangladeş, giderek derinleşen bir krizin ortasında. Nobel Barış Ödülü sahibi Prof. Muhammad Yunus, Bangladeş'te öğrenciler ve vatandaşlara yönelik şiddeti durdurmak için dünya liderlerine ve Birleşmiş Milletler'e acil bir çağrıda bulundu.
Bangladeş, son günlerde şiddet olaylarının ve kitlesel protestoların merkezi haline geldi. Binlerce öğrenci ve vatandaş, hükümetin ayrımcı politika ve uygulamalarına karşı barışçıl gösteriler düzenlerken, güvenlik güçlerinin sert müdahalesiyle karşılaştı.
Nobel Barış Ödülü sahibi Prof. Muhammad Yunus, dünya liderlerine ve Birleşmiş Milletler'e seslenerek, Bangladeş'te yaşanan katliamı durdurmaları için acil bir çağrıda bulundu. Yunus, yaşanan şiddet olaylarının derhal sona erdirilmesi ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
"KATLİAMI DURDURUN"
Bangladeş polisi ve sınır muhafızları tarafından gerçekleştirilen saldırılarda şu ana kadar 200'den fazla kişi hayatını kaybetti, 700'den fazla kişi ise yaralandı. Yaralılar arasında lise öğrencileri de bulunuyor. Yunus, "Dünya liderlerine ve Birleşmiş Milletler'e, protesto haklarını kullananlara yönelik şiddeti sona erdirmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaları çağrısında bulunuyorum. Gerçekleşen öldürme olaylarına ilişkin soruşturmalar yapılmalıdır." dedi.
İLETİŞİM KESİNTİSİ
Bangladeş'teki internet ve telefon hizmetlerinin kesilmesi, vatandaşların bu çağrıyı duyma olasılığını ve dünya liderlerine kendi çağrılarını yapma ihtimalini düşürüyor. Yunus, "Dünyadaki iyi niyetli insanlara, dünya liderlerine ve Birleşmiş Milletler'e bu gereksiz katliamı durdurma çağrımda bana katılmaları için sesleniyorum. Böylece hepimiz hayalimizdeki kendi kendine yeten, demokratik ve barışçıl Bangladeş'i inşa etme işine geri dönebiliriz." ifadelerini kullandı.
BANGLADEŞ'TE NELER OLMUŞTU?
Bangladeş'te geçtiğimiz hafta boyunca devam eden gösteriler, bugüne kadarki en şiddetli protestolar olarak hafızalara kazındı. Binlerce üniversite öğrencisi, devlet işlerine getirilen kota sistemine karşı çıkıyor. Ülkede kamu sektöründeki işlerin üçte biri, 1971'de Pakistan'dan bağımsızlık için verilen savaşta 'gazi' olanların akrabalarına ayrılıyor. Öğrenciler, sistemin ayrımcı olduğunu öne sürerek liyakat esasına göre personel alımı talep ediyor.
BARIŞÇIL PROTESTOLAR HUZURSUZLUĞA DÖNÜŞTÜ
Üniversite kampüslerinde barışçıl olarak başlayan protestolar, ülke çapında huzursuzluğa dönüştü. Protestoları koordine edenler, polisin barışçıl göstericilere karşı acımasız güç kullandığını ve bu durumun yaygın öfkeyi tetiklediğini söylüyor. Hükümet ise bu iddiaları reddediyor. Pazartesi gününden bu yana yaşanan çatışmalarda Perşembe günü en az 25 kişi öldü, toplamda ise hayatını kaybedenlerin sayısı 100'ü geçti.
İNTERNET VE TELEFON HİZMETLERİ KESİLDİ
Hükümet, bugüne kadar görülmemiş çapta bir internet kesintisi uyguladı ve telefon hizmetlerini sınırlandırdı. Bu durum, ülkedeki 18 milyon genç iş arayan Bangladeşli için daha da büyük bir sorun oluşturuyor. Dakka Üniversitesi'nde sosyoloji profesörü Dr. Samina Luthfa, "Artık sadece öğrenciler değil, toplumun her kesiminden insanlar protesto hareketine katılmış gibi görünüyor." dedi. Bangladeş'in hızlı ekonomik büyümesi, üniversite mezunları için istihdama dönüşmedi.
YOLSUZLUK VE ADALETSİZLİK
Başbakan Şeyh Hasina'nın 15 yıllık iktidarı altında Bangladeş büyük bir dönüşüm yaşadı. Ancak pek çok kişi, bu büyümenin sadece Hasina'nın iktidardaki partisine yakın olanlara yaradığını söylüyor. Dr. Luthfa, "Çok fazla yolsuzluğa tanık oluyoruz. Özellikle iktidara yakın olanlar arasında. Yolsuzluk uzun süredir cezalandırılmadan devam ediyor." dedi. Son aylarda Bangladeş'te sosyal medyada, üst düzey yetkililere yönelik yolsuzluk iddiaları yer aldı.
HALKIN ÖFKESİ
Hasina, geçen hafta yolsuzluğa karşı harekete geçtiğini söyledi ancak halkın öfkesi dinmiş değil. İnsan Hakları İzleme Örgütü Güney Asya direktörü Meenakshi Ganguly, "Arka arkaya üç seçim boyunca inandırıcı, özgür ve adil bir oylama süreci olmadı." dedi. Ana muhalefetteki Bangladeş Milliyetçi Partisi, seçimlerin tarafsız bir geçici yönetim altında yapılmasını istedi ancak Hasina bu talebi reddetti.