Ekrem İmamoğlu ile AK Partili meclis üyesi arasında 'terörist' tartışması: "Sen kimsin!" Ekrem İmamoğlu ile AK Partili meclis üyesi arasında 'terörist' tartışması: "Sen kimsin!"

Prof. Dr. Kılıç, bakanlığın taklit-tağşiş yapılan ve sağlığı tehlikeye düşüren gıda üreten firmaları ifşa etmesiyle hem haksız rekabet ve haksız kazanca karşı kaliteli üretim yapan işletmeleri hem de tüketici sağlığını koruduğunu söyledi.

Prof. Dr. Yunus Kılıç, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın gıda denetimleri sonucunda ortaya çıkan uygunsuzlukları, bakanlığın internet sitesinde yer alan 'Yeni Gıda Kamuoyu Duyurusu Sistemi'nde ilan etmesini değerlendirdi. Prof. Dr. Kılıç, 2020 yılında komisyon başkanı olduğu dönemde gıda güvenliğine yönelik yeni düzenlemeler yapıldığını hatırlatarak, toplumu, çevreyi ve işletmecileri, yatırımcıları korumak adına kanun maddelerini biraz daha açtıklarını ve yaptırımları güncellediklerini söyledi. Bu kapsamda, işletmelerden alınan numunelerin Türk Gıda Kodeksi kriterlerine göre, yurt genelindeki 150 laboratuvarda incelendiğini belirten Prof. Dr. Kılıç, "Çünkü kodekste nasıl olacağı belirtilmiştir ve olumsuzluk görülenler de hem cezalandırılır hem de ifşa edilir. Bu durumun ülkede gündem olmasının sebebi ise hemen hemen herkesin tanıdığı veya ummadığı, beklemediği firmaların bu olumsuzluk listelerinde yer alması oldu. Burada yanlış bir boyutta tartışma da yapılıyor ülkede. Mesela deniyor ki 'Yahu koskoca firmalar; bu kadar iş yapan, bu kadar adam veya gıda mühendisi çalıştıran, bu kadar para kazanan firmalar böyle küçük şeylere tenezzül ederler mi?' Doğru, etmeyebilirler. Mantık çerçevesi içinde baktığınız zaman bence de etmeyebilirler. Ancak bazı maddeler vardır ki 'İçinde var mıdır yok mudur'a bakıyorsun sadece, 'yüzde 50'sini bundan mı katmış' diye bakmıyorsun, 'var mıdır yok mudur?' diye bakıyorsun. Niye? Çünkü bazı maddelerin oraya konulmasının sebebi ticaridir, bazıları ise inanç, örf ve gelenekleri korumak içindir. Listede yer alan bir firmanın sahibi, '700'ün üzerinde gıda mühendisi çalıştırıyorum ben. Böyle bir yerde bu nasıl olabilir' diyor. Yatırımın birazını Ar-Ge'ye, birazını tedarik yapılırken ürünlerinizden numune almaya yönlendirirseniz, birtakım laboratuvarlarla ortak çalışırsanız, ürünleriniz bu işletme sistemine girmeden önce sıkıntılar varsa ayıklama imkanınız olur, bu sıkıntılarla da karşılaşmasınız" dedi.

'İKİ TARAFI BİRDEN KORUYORUZ'

'Tarladan sofraya' veya 'çiftlikten sofraya' denilen bütün aşamaların bakanlık kontrolünde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kılıç, "Bizim gibi hukuk devletlerinde kanunlar koruyucudur. Satanı da, alanı da, ülkedeki bütün vatandaşları ve kurumları korumaya yöneliktir. Bu denetimlerle toplumun sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Aynı zamanda haksız kazancın, haksız rekabetin de önüne geçmeye çalışıyoruz. Düşünün; bir adam bir ürünü kaliteli üretiyor, maliyetli üretiyor, zahmetli üretiyor ve onun üzerinden de bir kazanç elde ediyor. Bir başkası geliyor ve bunun bu kadar zahmet ve emek vererek geliştirdiği ürünü taklit etmeye kalkıyor. Burada kimi koruyoruz? Bakın işletmeyi koruyoruz. Aynı zamanda tüketiciyi de koruyoruz. Haksız yere hak etmeyen bir ürüne para vermemesini sağlıyoruz. Bir de o arada aynı zamanda da bu vatandaşın da bir ürüne hak etmediği bir parayı ödemesinin önüne geçerek tüketiciyi de koruyor. İki tarafı birden koruyoruz" ifadelerini kullandı.

'BAL' DİYE ŞEKER ŞURUBU SATARSAN OLMAZ'

Uygulamalardaki amacın vatandaşları korumak, sağlıklı gıdaya ve doğru fiyatla ulaşımını sağlamak olduğunu aktaran Prof. Dr. Kılıç, "Bunun içerisinde sağlıklı gıda geniş bir kavram. Taahhüt ettiğiniz bir ürün içerisinde taahhüt ettiğiniz şeyler olacak. Yağsa yağ, peynirse peynir, kaşarsa kaşar, balsa bal. Ama sen tutup 'bal' diye şeker şurubunu satarsan olmaz, tağşiş olur. Cezası olmalı mı? Olmalı elbette. Kim koruyacak bunu? Devlet koruyacak. Şu andaki yapılan denetimlerin daha da sıklaştırılarak yapılması toplum sağlığını, halk sağlığını korur. Evet bunları artırmak birilerinin işine gelmeyebilir ama devletin görevi bu" diye konuştu.