Pakistan'da geçici hükümet Başbakanı Anvarul Hak Kakar, Filistin meselesinin acilen ele alınması gerektiğini ve Orta Doğu'da tırmanan şiddet olaylarından büyük üzüntü duyduğunu belirtti.

Başbakan Kakar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İslamabad'ın taraflara itidal ve sivillerin korunması çağrısında bulunduğunu vurguladı.

Kakar, Filistin meselesinin acilen ele alınması gerektiğine ve Orta Doğu'da tırmanan şiddet olaylarından büyük üzüntü duyduğuna dikkati çekerek, "Orta Doğu'da kalıcı barış, 1967 öncesi sınırlar üzerine kurulu, merkezinde Kudüs'ün yer aldığı, yaşayabilir, bitişik, egemen bir Filistin devleti ile iki devletli bir çözümde yatıyor." ifadesini kullandı.

- Dışişleri Bakanlığı: Can kaybının artmasından endişeliyiz

Pakistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Orta Doğu'da gelişen durumun ve İsrail ile Filistinliler arasında başlayan çatışmaların yakından takip edildiği, tırmanan gerilimin can kaybına yol açmasından endişe duyulduğu bildirildi.

Açıklamada, İslamabad'ın, Orta Doğu'da kalıcı barışın anahtarı olarak Filistin sorununa uluslararası hukuk ve ilgili Birleşmiş Milletler (BM), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) kararları doğrultusunda adil, kapsamlı ve kalıcı iki devletli çözümü sürekli savunduğu vurgulandı.

1967 öncesi sınırlar temelinde başkenti Kudüs olan yaşanabilir, egemen ve bitişik bir Filistin devletinin kurulması gerektiğine işaret edilen açıklamada, çatışmaların durdurulması, sivillerin korunması ve Orta Doğu'da kalıcı bir barışın sağlanması amacıyla bir araya gelinmesi için uluslararası topluma çağrıda bulunuldu.

- Eski Başbakan Şerif'ten İsrail'e tepki

Eski Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif de sosyal medyadan yaptığı açıklamada, İsrail'in yasa dışı işgalinin, Filistin topraklarındaki yerleşimlerin genişletilmesinin ve masum Filistinlilere yönelik baskının sona erdirilmesinin bölgede barış, adalet ve refah için kilit öneme sahip olduğunu vurguladı.

Şerif, bugün yaşananların kendisini şaşırtmadığını belirterek, şunları kaydetti:

"İsrail, Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin etme ve devlet kurma gibi meşru haklarını inkara devam ederse başka ne beklenebilir ki? Günlük provokasyonlar, işgal güçleri ve yerleşimcilerin saldırıları, Mescid-i Aksa ile Hıristiyanlık ve İslam'ın diğer kutsal mekanlarına yönelik baskınlardan sonra başka ne beklenebilir?"