Karar'da Feyza Çalıkoğlu'nun haberine göre; Türkiye’den uluslararası kontaklar kurularak “Özgürlük Filosu”nun Gazze’ye ulaşmak üzere yola çıkmak üzere hazırlanacağının duyurusu Kasım ayında sivil toplum yetkilileri tarafından yapılmıştı. İsrail’in 7 Ekim’de başlattığı Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının şiddetlenmesi ve katliamların büyümesi üzerine bir araya gelen sivil inisiyatif, 2023 kasım ayından beri, ‘Özgürlük Filosu’nun Gazze’ye ulaşması için gerekli izinleri almaya çalışıyordu.

Özgürlük Filosu’nun hazırlanacağına dair yapılan ilk açıklamalarda da filonun korunması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan destek istenmişti.

Gazzelilere insani yardım götürmek için bir araya gelen Özgürlük Filosu, 12 ülkeden Akdenize doğru yola çıkacak gemilerden oluşuyor. Özgürlük Filosunun Türkiye ayağı olan Vicdan Gemisi Haydarpaşa Limanında bekletiliyor. Ulaştırma Bakanlığı hiçbir açıklama yapmadan Vicdan Gemisinin limandan çıkışına izin vermiyor.

Türkiye limanlarından yola çıkarak, Akdeniz’deki başka ülkelerin limanlarına uğrayarak yapılan sevkiyat ile işgalci İsrail’e ticaret devam ediyor.

Azerbaycan şirketi olan Socar’ın petrolü Türkiye topraklarından geçirerek Ceyhan’daki boru hattına ulaştırdığı oradan da, Türkiye’nin verdiği geçiş izniyle İsrail’e gittiği biliniyor.

Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının bakımı ise Türkiye Varlık Fonuna bağlı olan BOTAŞ eliyle yapılıyor. Hükümet, Filistin'e destek açıklamaları yaparken, başta Siyonist İsrail savaş uçaklarına yakıt olmak üzere, sevk edilen petrol geçişine izin veriyor. Ancak İsrail’e arka kapıdan, saklı şekilde yapılan ticarete verilen izin, Gazze'ye insani yardım için gidecek Vicdan Gemisi için verilmiyor. Bu da tartışmaları büyütüyor.

Özgürlük Filosu Koalisyonunun Türkiye ayağını yürüten Mavi Marmara Derneği Başkanı İsmail Songür, Vicdan Gemisinin artık Gazze’ye doğru demir alması gerektiğini KARAR’a anlattı.

‘İSRAİL’E GİDEN TÜM KANALLAR DURDURULMALI’

Mavi Marmara Derneği Başkanı İsmail Songür, Vicdan Gemisinin de aralarında bulunduğu Özgürlük Filosu Koalisyonunun amacını anlattı:

Kurulduğu günden bugüne amacının dünyanın farklı limanlarında farkındalık çalışması yaparak Akdenizi geniş bir filoyla doldurmak, Gazze’ye yardım götürmek.

Özgürlük Filosu Koalisyonu 12 farklı ülkesinden oluşuyor. Dünyanın birçok limanında gemileri bulunuyor.

Mayıs ayında koalisyon için Hanzala gemimiz dünyanın farklı limanlarında farkındalık çalışması yaptı. Yaptığımız çalışmayla Avrupa limanlarının işgalci İsrail’e destek verdiğini, ticari malların ve askeri ürünlerin bu limanlar aracılığıyla gittiğine şahit olduk. Bizim öncelikli hedefimiz işgalci İsrail’e giden kanalların durdurulması ve kapanmasıydı.

Vicdan Gemisine, Gazze’ye gidiş için izin verilseydi; Özgürlük Filosu Koalisyonunun bir parçası olarak Avrupa'daki kardeş gemilere katılacaktı. Bir farkındalık çalışması yapması sonrasında da dünyanın her yerinden katılan; yatlar, gemiler, balıkçı tekneleri ile oluşacak filolarla Akdeniz’e doğru yol alacaktı.

Türkiye’den katılacak olan Vicdan Gemisi olsun olmasın süreç işleyecek.

LİMAN ÇIKIŞ İMZASINA BÜROKRATİK ENGEL

Songür, Özgürlük Filosu Koalisyonunun Türkiye bileşeni olan Vicdan Gemisinin Haydarpaşa Limanından çıkabilmesi için gerekli tüm prosedürlerin tamamlandığını söylüyor. Ancak bürokratik engeller nedeniyle geminin limandan çıkışına izin verilmiyor. Bu izin konusunu Songür şöyle tanımlıyor:

‘KİMSEDEN İZİN ALMAK ZORUNDA DEĞİLİZ’

“Sivil inisiyatif olarak kimseden izin almak zorunda değiliz, izin bizim için prosedürlere uymaktır.”

“Her geminin yaptığı gibi liman çıkış başvurusunda bulunmaktır. Bunun haricinde arka planda yapılan özel izinler ve görüşmelerimiz yok. Türkiye’de gemi sahibi olan herkesin uymak zorunda olduğu prosedürler takip edildiği sürece her gemi limana giriş çıkış yapabilir. Biz bu prosedürlerin hepsini tamamladık. Uluslararası sertifikalarımız hazır. Son adım olan liman çıkış imzası atılacağı zaman bürokratik engellemeyle karşılaştık.”

‘MECLİSTEN İSRAİL İLE YAPILAN TİCARETE KARŞI SES ÇIKMIYOR’

Mavi Marmara Derneğinin Başkanı Beheşti İsmail Songür, Vicdan Gemisinin dahil olduğu koalisyonun tamamen, hiçbir ülkeye yakın olmayan, bağımsız, sivil bir inisiyatif olduğunu söylüyor. İrlanda parlamentosundan örnek veren Songür, işgalci İsrail’le ilişkilerin kesilmesine yönelik açıklamaların benzeri bir açıklamanın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) gelmediğini hatırlattı:

“Vicdan gemisinin dahili olduğu Özgürlük Filosu Koalisyonu tamamen bir sivil inisiyatiftir. Herhangi bir devletten emir almaz. Herhangi bir siyasi yapıyla işbirliği içerisinde değildir. Filistin davasına fayda sunacağına inandığı kurumlarla, kuruluşlarla dayanışma içerisindedir. Bu bazen partiler bazen de hükümetler olabilir. Örnek vermek gerekirse İrlanda parlamentosundaki birçok milletvekili bu konuda İsrail’le yapılan ticarete karşı sert açıklamalar yaptı. Biz bunu takdirle karşıladık. Bu duruşu TBMM’deki vekillerimizde göremedik.

İrlandalılar, İsrail ile yapılan ticaretin bitirilmesi, destek veren kurumların, ticarethanelerin durdurulması’ yönünde çok sert ve gerçekçi adımlar attılar. İrlanda’dan bu açıklamalar geldiğinde biz sivil toplum olarak onlara teşekkür ettik. Siyasi arenada Filistin’de katliam yapan İsrail’in yalnızlaşması gerekiyor. Bunu hangi devlet yaparsa ona şükranımızı belirtmek zorundayız.”

‘İSRAİL SAVAŞ UÇAKLARI İÇİN SEVKİYATA EVET İNSANİ YARDIMA HAYIR’

Devletlerin pragmatist tutumundan bahseden Songür, hükümetlerin halkın İsrail zulmüne karşı olan tepkisini kontrol altına alabilmek için protestolar organize ettiğini fakat, gerçekçi adımlar atmadıklarını ifade etti. Songür, Azerbaycan'ın petrolünü taşıyan tankerlerin Mersin limanından Tel Aviv ve Aşdod limanına giderken on beş dakikada aldıkları izinin Vicdan Gemisine neden izin verilmediğini soruyor:

“Sivil inisiyatif uluslararası prosedürlere ve uluslararası hukuka uyar. Hakkı olanı neyse onu ister. Biz kimseden lütuf istemiyoruz. İstanbul’da her gün binlerce gemi limanlardan kalkıyor. Bizim özel bir izin mi almamız gerekiyor? Tel Aviv'e, Aşdod’a yanaşan tanker gemileri Mersin limanından hareket ederken özel bir izinle mi çıkmıyor? Onlara on beş dakikalık izin prosedürleri uygulanıyor. Azerbaycan’ın petrolünü İsrail’e taşıyan bu tankerler sadece on beş dakikada izin alırken biz neredeyse yirmi beş gündür izni alamıyoruz. Bugünden sonra yaptığımız program ve eylemlerde bu konuyla alakalı çok daha fazla açıklama yapacağız.”

‘İSRAİL'LE İLİŞKİLER GAYRİ RESMİ OLARAK DEVAM EDİYOR’

3 Mayıs 2024’te Cumhurbaşkanı Erdoğan, Siyonist İsrail’le dokuz buçuk milyar dolarlık ticaret hacminin bitirildiğine dair açıklamalar yapmıştı. Sonrasında yine gündeme gelen ticaretin üçüncü ülkeler üzerinden yapılması ve petrol sevkiyatının Ceyhan limanından sürmesi sıkça konuşuldu.

Türkiye resmi olarak ticareti kestiğini söylemesine rağmen gayri resmi yollarla ticarete devam ediyor. Bunun son örneği olarak Zorlu Enerji’nin İsrail'e elektrik sağlaması haberinde gördük.

Songür, “İsrail’in insani yardım anlaşmaları bile tanımadığı bir düzende, Türkiye’nin ‘Biz İsrail ile bazı ticaret anlaşmalarını Gazze saldırısı öncesi yaptık, bozamayız’ şeklindeki açıklamaları geçerli değildir. Eğer bir iktidar, bu bahanenin arkasına sığınırsa, soykırıma ortak olmuş oluyor” dedi.

‘HALKA YALAN SÖYLÜYORSUNUZ’

Narin'in kaybolduğu günün gecesi, Salim Güran'ın dere yatağına giderek 8 dakika beklemiş Narin'in kaybolduğu günün gecesi, Salim Güran'ın dere yatağına giderek 8 dakika beklemiş

Songür, Özgürlük Filosunun önceliğinin Gazze’ye fayda sağlamak olduğunu anlattı.

“Özgürlük Filosu bu dönemin turnusol kağıdı olacak. Bizim için en önemli mevzu bu durumun Gazze’ye fayda sağlaması. Bundan sonraki süreçte de özellikle bizim hükümetimizin de Azerbaycan petrolüne karşı daha açık ibareler kullanması ve bu petrolü İsrail’e gönderilmemesi için daha gerçekçi adımlar atması için kesinlikle eylemler ve protestolar yapacağız. Soykırımın olduğu yerde artık siyasetten, ticaretten, sanattan, iktisattan bahsedilmez.”

ÖZGÜRLÜK FİLOSU TÜRKİYE’NİN SİYASİ DENGELERİNİ BOZACAK MI?

Hükümetten, Ulaştırma Bakanlığı’nın neden izin vermediğine dair somut açıklama gelmediğini söyledi.

“Tüm belge ve bilgilerimizin hazır olmasına rağmen Vicdan Gemisinin yola çıkması için atılması gereken son imzaya hiçbir gerekçe göstermeden izin verilmiyor. Liman Başkanlığı Ulaştırma Bakanlığı’nın uygun görmediği söylendi. Gemi teknik olarak bir eksiklik mi var? Yok. Geminin misyonunda bir sıkıntı mı var? Yok. Peki o zaman uygun görülmeyen şey ne? Bunun bilgisi bize hala verilmedi.”

‘GAZZE ULAŞILAMAZ BİR YER DEĞİL’

Songür, Özgürlük Filosu Koalisyonuyla amaçladıkları şeyin İsrail’in inşa ettiği ‘Gazze ulaşılamaz bir yerdir’ algısını yıkmak olduğunu vurguladı.

“İslam dünyasının son 100 yılına bakınca Sırplar Çeçenistan’ı, Hindular Keşmir’i, Filipinler Moro’yu ve Esed Suriye’deki birçok bölgeyi muhasara altına aldığı dönemde söz konusu bölgelere dağlardan, orman içlerinden, nehirler içlerinden ulaşabiliyorduk.

Şimdiyse karşımızda ulaşılamaz gibi gösterilen bir Gazze var. On aydan beri Gazze’ye gazeteci, doktor, mühendis ya da savaş esnasında faydalı olabilecek kimi ya da kimleri gönderebildik? İşgalci İsrail, Gazze’nin ulaşılamaz bir yer olduğuna ikna etmek istiyor. Bizim burada yaptığımız Özgürlük Filosuyla ‘hayır Gazze ulaşılabilir bir yerdir’ demek. Çünkü siz Gazze’yi ulaşılamaz bir yer olarak gördüğümüz anda ya da İslam dünyası oraya ulaşmak için ayağa kalkmadığında orayı açlığa, ölüme, salgın hastalıklara terk ederiz. Kesinlikle boykot bu işin bir parçasıdır. Devletler eliyle giden ve hala müdahale edilmeyen ticaret bu işin önemli bir bölümüdür. Fakat biz bu işin merkezinde hareket etmeyi ve bölgeye ulaşmayı görüyoruz.”

‘HERKES ELİNDEN GELENİ YAPSIN’

Mavi Marmara 2010 yılında Türkiye’den yola çıkan insani yardım gemisiydi. 31 Mayıs günü uluslararası sularda Siyonist İsrail tarafından saldırıya uğradı ve 10 aktivist şehit edildi.

Songür, 14 yıl önce Mavi Marmara’ya karşı çıkanlar bugün yine karşılarında durduklarını işaret etti:

“Soykırımla ilgili herkes elinden geleni yapmalı. Biz görüştüğümüz her kuruma bir gemide siz alın ve çıkarın diyoruz. bunu yapamıyorsanız Uçak biletlerinizi alın Mısır’a gidin. Refah’a yürüyerek gidin. Mavi Marmara döneminde de hükümet izin vermiyordan tutun tehlikeli diyerek bizi eleştirenler bugün yine aynı şeyi yapıyor. Bu eleştirilere kulak asmıyoruz. Elimizde olan bir kaç gemiyle Gazze’nin ulaşılamaz bir yer olduğu algısını yerle bir etmek istiyoruz. Dünyanın birçok yerinden yatçıları, balıkçıları, gemicileri ve teknecileri bölgeye getirmek istiyoruz. Amerika’nın bölgede bulunan uçak gemisini rahatsız etmek istiyoruz. Yunanistan'ın bölgede bulunan gözlemci gemisini rahatsız etmek istiyoruz. İngiltere'nin bölgede bulunan donanmasını rahatsız etmek istiyoruz. Fransa’nın ve Almanya’nın bölgede bulunan askerlerini rahatsız etmek istiyoruz.”

GAZZE’DE YAŞANAN KERBELA

Songür, son olarak Gazze’nin soykırımla birlikte geldiği durumdan söz ederek halkın korunması için ateşkesin sağlanmasının şart olduğunun altını çizdi.

“Ticaret konusunda söz konusu hangi ülke olursa olsun baskıcı olmak zorundadır. Direniş, gıda, ilaç ve gerekli şeyler olmadan bir yere kadar dayanabilir. Ateşkesin artık sağlanması en önemli durumlardan biri haline geldi. Olayın direniş tarafı varken bir yandan da sivil halk tarafı var. Biz bunu da düşünmek zorundayız. Gazze’deki yıkım Kahramanmaraş depreminin 13 katına ulaşmış durumda. Enkazda kalan neredeyse 19 bin insandan söz ediyoruz. Gazze içerisine giden yüz altmıştan fazla su kanalının, su borusunun, su yolunun kesildiğini görüyoruz. Bu oranın tamamen bir Kerbela'ya dönüştüğünü gösterir. Bütün bunların yanı sıra işgalci İsrail kullandığı kimyasal silahlarla Gazze’nin habitatını bozuyor. İnsanlar az da olsa tarım ve hayvancılıkla bir şekilde geçimini sağlamaya çalışırken şu an bölgede 20-25 yıl bölgede bir otun bile bitmesi mümkün değil. Doğanın dengesi de bozulmuş durumda. Böyle bir durumda halkı düşünerek ateşkesin olmasını isteyeceğiniz.”

Kaynak: KARAR