Bundan dolayı bilinçli oy kullanmak, kime ve niçin oy kullandığımızı bilmek zorundayız.
Çünkü oy verdiğimiz kişi ve partiye, alacağı karar ve yapacağı icraatlarına yetki ve peşinen onay vermektir. Dolaysıyla kişinin zihniyet, ehliyet, liyakat, doğru, dürüst ve emin olmasına dikkat etmek, parti programlarını bilip ona göre oy kullanmak zorundayız.
Çünkü seçtiğimiz kişi veya parti seçildiği dönem sürecinde alacağı tüm kararlar ve yapacağı tüm icraatlar bizi ve geleceğimizi menfi veya müspet etkileyecektir. Bundan dolayı takım tutar gibi partili olunamaz, bizdendir diye tüm yanlışlarına ve icraatlarına rağmen oy verilemez.
Yarın yapılacak olan her ne kadar Mahalli Seçimler olsa da, bunun iki etkisi olacaktır. Biri yerel hizmetler için, biri de ülke yönetimini elinde bulunduran iktidar için. Bundan dolayı oy kullanmak ve doğru parti ve kişiye kullanmak çok önemlidir.
Zaten, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şehir şehir, ilçe ilçe gezmesi seçim sonucunun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Yerel seçim de olsa, mevcut iktidarın icraatlarının oylanması demektir.
Dolaysıyla, yarın AKP’ye atacağımız her bir oy; AKP iktidarının bugüne kadar yaptığı, bütün zamlara, faiz, KKM, yandaşlara verilen garanti yolcu ve geçişlere, borç ve ithalata onay vermek ve yapacağı yeni zamlara, faizlere ve ihalelerde yandaşa peşkeş çekmesine yetki vermektir.
AKP’ye oy vermek, yapılan yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet ve torpil iddialarına, din istismarına, israf ve savurganlıklarına onay vermek ve yenilerine fırsat vermektir.
AKP’ye oy vermek, AKP iktidarının emekliye reva gördüğü açlık ve sefaletine, onay vermektir.
AKP’ye oy vermek, bugüne kadar yapılmış adaletsizliklere, hukuksuzluklara, KHK mağduriyetlerine onay vermek ve yenilerine yetki vermektir.
AKP’ye oy vermek, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamlara rağmen, AKP iktidarının İsrail’le devam eden ticaretine onay vermek ve sürdürmesine yetki vermektir.
AKP’ye oy vermek, İsrail’in Gazze’de devam eden soykırımda kullandığı yakıt, demir-çelik, barut, kimyasal madde, silah parçaları ve dikenli tellerin satışına onay vermek ve devamına yetki vermektir.
AKP’ye oy vermek, İsrail terör çetelerinin Gazze’de işlediği tüm vahşet ve soykırıma “sesiz kalınmasına” onay vermek ve katliamların günahına ortak olmaktır.
AKP’ye oy vermek, Cumhurbaşkanı, Bakanlar ve bürokratların tüm devlet imkanlarıyla seçim sürecine dahil olmasına, fahiş seçim masraflarına ve devletin AKP devleti haline getirilmesine onay vermek ve devamına yetki vermektir.
Aslında, 20 yıllık AKP iktidarı, Türkiye’yi cennet gibi yapmış olsa bile sadece Gazze vahşeti sonrası İsrail’le olan ticareti kesmemesinden dolayı oy verilmemesi için yeterli sebeptir. AKP’nin sadece İsrail’le olan bu ilişkisinden dolayı, değil az oy alması, sıfır oy alması gerekir.
Biz “adaya oy veriyoruz” desek de, bu oylar partiye yazılacağı için, Erdoğan çıkıp “bak milletim her yaptığımı onaylıyor” diyecek ve mevcut politikasını sürdürecektir.
Peki buna vatandaş olarak mahkum muyuz? Elbette hayır. Saadet Partisi’nin adaylarına ve meclis üyelerine oy verirsek, Saadet Partisini muhalefette daha güçlü hale gelmesine, iktidarı denetleme ve yol gösterme görevini daha güçlü yapmasını sağlamış olacağız. Bu da AKP’nin yanlış politikalarını gözden geçirmesine vesile olacak ve millet olarak hepimiz kazanmış olacağız.
Bilinçli seçmen olarak, daha önce oy vermiş olsak bile, bu seçimde iktidar partisine sarı kart göstermeliyiz ki, önümüzdeki dört yılda doğru adımlar atsın. Aksi durumda “ben ne yapsam da millet bana oy veriyor” der, yanlışlarına devam eder.
Bize düşen, kardeşlik vazifesi gereği ikaz etmek ve hatırlatmada bulunmaktır. Unutmayalım, bugün yaşadığımız sıkıntılar, dün aldığımız yanlış karar ve yaptığımız yanlışların birer sonucudur. Elbette yaptıklarımızın ve yapılmasında sebep olduğumuz fiillerin hesabını, Allah bizden soracaktır.
Erbakan "Beni AKP'nin günahlarına ortak etmeyin"
Vesselam