GÜNDEM

Ömer Faruk Çağırıcı'dan Ticaret Bakanı Ömer Bolat'a tepki: Sizler kuzu ile ağlayıp kurt ile iş tutuyorsunuz

Saadet Partisi Gençlik Kolları, Ankara'da Ticaret Bakanlığı önünde işgalci İsrail ile devam eden ticarete ilişkin protesto düzenledi. Saadet Partisi Gençlik Kolları Başkanı Ömer Faruk Çağırıcı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın limanlarla gerçekleştirilen protestoya ilişkin sözlerine tepki göstererek "Bizler kimsenin duygularını sömürmüyoruz, sizler kuzu ile ağlayıp kurt ile iş tutuyorsunuz." dedi.

Abone Ol

Saadet Partisi Gençlik Kolları, Ankara'da Ticaret Bakanlığı önünde işgalci İsrail ile devam eden ticarete ilişkin protesto düzenledi. 

Saadet Partisi Gençlik Kolları Başkanı Ömer Faruk Çağırıcı, Gençlik Kolları tarafından düzenlenen "Kirli Ticarete Son Verin!" programında konuşrak işgalci İsrail ile devam eden ticarete ilişkin şunları dile getirdi:

Değerli basın mensupları, Sevgili Arkadaşlar,

Eyy dil ile yürek ile “Özgür Filistin” diye haykıranlar, zulme boyun eğmeyenler, zalimi asla sevmeyenler, işbirlikçiliği kabul etmeyenler, zulme karşı direnenler sizlere selam olsun.

Bugün, “nehirden denize özgür Filistin” davamızı haykırmak için buradayız. Biz, taşkınlık için burada değiliz. Biz, kuru kavga için burada değiliz. Biz, küçük hesaplar için burada değiliz.

Tek bir şey söylüyoruz; “Terörist İsrail’le kirli iş birliğine son verin!”

Dünya büyük bir vahşeti, belki de tarih boyunca olmadığı kadar sessiz şekilde, hiçbir şey yapmadan izliyor. Dünya israilin Gazze’ye uyguladığı soykırıma karşı hiçbir şey olmamışçasına bir tavır sergiliyor. Siyonist rejim dünyanın bu hareketsizliğinden, sessizliğinden cesaret alarak her geçen gün azgınlığını arttırıyor, dahada büyük bir katliama imza atıyor.

Gelinen noktada Gazze’de İsrailli teröristlerin 7 Ekim’den bu yana düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 50 bine yaklaşmış durumda.

Bu tabloda acı olan şey, artık Gazze’den gelen can kayıplarının niceliği değildir.

Asıl acı olan şey her gün gelen vahşet haberlerine artık alışmış olmamızdır.

Bizler büyük bir acziyet içerisindeyiz. İslam alemi olarak kafamızı kuma gömmüş ve adeta ölüm çığlıklarını işitir halde, ama hiçbir şey yapmaz haldeyiz. Kulaklarımızı tıkamış gibi yapar haldeyiz. Bir soykırımı canlı yayında izler haldeyiz. Siyonist rejimin Gazze’den sonra Lübnan’a olan saldırganlığını sadece ve sadece izler haldeyiz.

Bizler bugün buraya ülkemiz insanlarının bu vahşeti izlemek istemediğini yetkililere haykırmaya geldik.

Sayın bakan! Özellikle sizin karşınıza geldik! Ticaret Bakanlığının önüne geldik. Geçtiğimiz gün katıldığınız televizyon programında oy oranıyla küçümsediğiniz siyasi partinin gençlik kolları olarak tam karşınıza geldik. Küçümsediğiniz şerefli Müslümanlar olarak bakanlık önüneyiz.

Sayın Bakan! Bizler kimsenin duygularını sömürmüyoruz. Bizler kimsenin manevi duygularıyla oynamıyoruz. Bu iş sizlerin işi. Sizler kuzu ile ağlayıp kurtla iş tutuyorsunuz! Bizler propaganda yapmıyoruz. Bizler ülkemizin izzet ve şerefini korumak için buradayız.

Saadet Partisi mensupları olarak 55 yıllık siyasi hayatımızda Filistin davasına coğrafi değil imani bir mesele olarak baktık. Siyonizmin dünya sömürü çarkına çomak sokmak için çalıştık. Derdimiz bu dünyayı siyonizmden temizlemek. Yeni bir dünya kurmaktır. Zalimi titretmeyen, tedirgin etmeyen her eylemden de beri olduğumuzu bilesiniz. 

Görüyoruz ki limanlarımızda katil gemilere ev sahipliği yapıyorsunuz. Siyonistlere her türlü ürünü satıyor, taşımacılık yapıyorsunuz. Sizler sözünüzle Filistin, ticaretinizle israil diyorsunuz.

Bizler işte tam da bu sebeple siz yetki sahiplerine hatırlatmaya geldik!

Soruyoruz size ZİM şirketinin konteynırları niçin burada? İki gün önce televizyona çıkıp bu konteynırların Filistinlilere malzeme taşıdığını söylediniz. Sormak istiyoruz Gazze’ye kan kusturan bu teröristler kime malzeme gitmesine izin veriyor?

Bizler Saadet Partisi Gençlik Kolları olarak Milli Görüşçüler, 14 Eylül Cumartesi günü Adana’da Botaş Tesislerinin önünde yapılan yürüyüşe katılmış ve orada Vanaları Kapat Yaraları Sar diye haykırmıştık. Eğer çağrımızın gereği yapılmazsa bir sonraki durağımızın bakanlıklar önü olacağını da ifade etmiştik. Sizler ise samimi Müslümanları dikkate almayıp ticareti devam ettirdiniz. Sizler vanaları kapatmadınız. Ve bu kirli ticareti sözde Filistin’le yapıyoruz diye de yeni bir kılıf uydurdunuz.

Bizler Saadet Partisi olarak ilk günden itibaren ‘ticareti kesin, soykırıma ortak olmayın’ dedik. Mitingler düzenledik. ‘Vicdanın sesini duy, Hareket Geç’ çağrısı ile Tüm Türkiye’de basın açıklamaları düzenledik. Tüm Türkiye’de suç duyurularında bulunduk. Meclisi hareket geçirdik. Her basın toplantımızda, vekillerimizin her genel kurul konuşmalarında her yerde İsrail ile ticaret konusuna değindik. Hasan Bitmez vekilimizi, kürsüde bu kirli ticaretinizi anlatırken şehit verdik. Şunu net bir şekilde gördük: AK Parti’ye oy veren seçmenlerin hemen hemen hepsinin karşı çıkmasına rağmen, AK Parti iktidarı olarak sizler İsrail’le Ticaretten Vazgeçmiyorsunuz! Gazze’ye insani yardım taşıyacak ‘Vicdan Gemisini’ göndermiyor, İsrail’e silah taşıyan Ketring Gemisine İstanbul’umuzda ev sahipliği yapıyorsunuz.

Kısacası Yalan söylüyorsunuz! Yalanı söylemekten de çekinmiyorsunuz!

Halbuki bizim tarihimizde, limanlarımızdan gemiler, Endülüs’e mazlumları korumak için giderdi;

Halbuki, bizim limanlarımızdan gemiler Endonezya’ya, Açe’ye, Afrika’ya ve dünyanın dört bir yanına umut olmak için giderdi. Bizim gemilerimiz, asla ve asla vahşete, zulme ve zalime destek olmak için gitmezdi. Ama sizler, gemilere izin veriyor, israille ticarete devam ediyorsunuz.

Sayın bakan Ömer Bolat katıldığı programlarda ve sosyal medyada; yapılanların aksine israille ticaretin olmadığını söylüyor. Ancak yapılan ticarete baktığımızda her seferinde hayrete düşüyoruz.

Soruyoruz ölen bebekler çeliği, seramiği, jet yakıtını ne yapsın? Bombalar altında can veren, cesetleri paramparça edilen kardeşlerimiz defnedilecek mezar bulamazken inşaat malzemelerini, tel örgüleri gazzeliler ne yapsın?

Sayın Bakan! Bizzat bakanlığınızın verilerine göre; Filistin’le cumhuriyet tarihi boyunca yaptığınız ticaretin toplamı, israille ticareti kestiğiniz nisan ayından itibaren yapılan aylık ticaret kadar dahi etmiyor. Bir tarafta neredeyse on yıllarca süren bir ticaret, bir tarafta ise bir aylık ticaret. Ancak ne hikmetse israille ticareti sözde kestiğimiz nisan ayından sonra filistinle bir ticaret patlaması yaşanıyor.

Örneğin Filistin’le Çelik ihracatımız 2023 Ekim’den 2024 Ekim’e gelindiğinde %5.400 artışla 25 milyon dolara çıkmış durumda

Filistin’le Demir ve demir dışı materyal ihracatımız 2023 Ekimden 2024 Ekime gelindiğinde %26.493 artışla 2 milyon doları aşmış durumda

Filistin’le Kimyevi madde ihracatımız 2023 Ekim’den 2024 Ekime gelindiğinde %8.575 artışla 12 milyon doları aşmış durumda

Filistin’le Madencilik ihracatımız 2023 Ekimden 2024 Ekime gelindiğinde %1.021.548 artışla (bir milyon yirmibirbin beşyüzkırksekiz) 3 milyon doları aşmış durumda.

Sayın bakan! Şimdi sizler bu ticaretin gerçekten Filistin’le yapıldığına inanmamızı mı bekliyorsunuz? Bu ticaretin; Ülkeye giren her ürünün İsrail tarafından denetlendiği, hiçbir liman ya da gümrüğünün olmadığı bir ülke olarak kuşatılmış Filistinle yapıldığına inanmamızı mı bekliyorsunuz?

Sayın bakan! Mızrak çuvala sığmıyor! Ticaretiniz söylediklerinize uymuyor!

-          Sayın bakan! Hem Gazze’nin yanında olup, hemde gazzeyi bombalayanlara uçak yakıtı yollayamazsınız!

-          Sayın bakan! Hem Gazze’nin yanında olup hem de gazzeyi çevreleyenlere dikenli tel veremezsiniz!

-          Sayın bakan! Hem Gazze’nin yanında olup hem de Siyonistlere çelik satamazsınız!

-          Sayın bakan! Hem Gazze’nin yanında olup hem de siyonistleri vuracak füzeleri kürecik radar üssünden ABD’ye raporlayamazsınız!

-          Sayın bakan! Hem Gazze’nin yanında olup hem de İsraile su veremezsiniz!

-          Sayın bakan! Hem Gazze’nin yanında olup hem de israile askeri mühimmat götüren gemilere ev sahipliği yapamazsınız!

Namibyanın dahi ülke limanlarına demirlemesine izin vermediği gemilere limanlarımızda demirleme iznini uzaylılar mı veriyor? Gerçekten Namibya kadar dahi olamadınız mı?

Sayın bakan! Çıkmış diyorsunuz ki, “Filistin devletinin liman ve gümrüğü olmadığı için bahsettiğimiz tüm bu ürünleri mecburen İsrail limanlarına yolluyoruz.”

Bu İsrail ne kadar hakkaniyetli ve adil bir devletmiş, ne kadar insancıl bir devletmiş ki, bu devlet bir tarafta 50 binden fazla insanı katledecek, masum sivilleri bombalayıp bir soykırım yapacak; aynı zamanda da diğer taraftaki Filistinlilerin ticaret yapmasına izin verecek, aracılık yaparak verilen ticari ürünleri ulaştıracak. Hem de dikenli tel, çelik, çimento, gıda ve her tür ürünün Filistinlilere ulaşmasına aracılık edecek!

Yapmayın! Jet yakıtını da mı Filistinliler kullanıyor sayın bakan?

Bizler artık ülkemiz limanlarına gelen gemilere bakar olduk. Yetkililerimizin bakmadığını gördüğümüz için limanlarımızda katil ve işbirlikçi gemilere bakıyoruz. GEMİLERDE, LİMANLARDA, KAMYONLARDA SİZLERİ ADETA SUÇÜSTÜ YAPIYORUZ.

Geçtiğimiz günlerde Ketring gemisine yaptıkları baskınla iktidarın maskesini düşüren AGD İstanbul Üniversite Komisyonundan kardeşlerimizi yürekten selamlıyorum.

Sayın bakan, artık maskeniz düştü, takkeniz düştü kel göründü. Sizler israille ticarete Filistin adı altında devam ediyorsunuz. Ve bizler bunu biliyoruz.

Bir sözümüz de iktidara! Sayın cumhurbaşkanına!

Bizler bugün buraya; siyoinst rejimin en büyük tedarikçileri batıya seslenilmesinden sıkıldığımızı, Arap devletlerine sıkıldığımızı; artık laftan öteye geçilmesi gerektiğini ifade etmeye geldik.

Sayın cumhurbaşkanım! Gerçekten Birleşmiş Milletlerden mi medet umacağız? Sizler BM’nin ne amaçla kurulduğunu bilmiyor musunuz?

Ya da gerçekten batılı devletlerden mi medet umacağız? ABD’den İngiltere’den, Almanya’dan mı medet umacağız? Bunlar hali hazırda israile en büyük silah sevkiyatı yapan ülkeler değil midir? Uçak ve gemi filolarıyla israile yardım eden ülkeler bu batılı ülkeler değil midir?

Yoksa Arap devletlerinden mi medet umacağız? Evladı fatihan olan biziz, Filistin toprakları 1. Dünya savaşı sonrası İngilizler tarafından bizim elimizden alındı ama biz yine de Arap Aleminden mi bir şeyler bekleyeceğiz? Arap yöneticileri birilerinin kuklası elbette. Peki ya biz ne yapıyoruz biz neye hizmet ediyoruz?

Elbette bunlardan medet ummuyoruz. Sorduğumuz soruların hepsinin cevabını biliyoruz.  Ancak onlar bahsettiklerimizi yaparken bizlerde Türkiye olarak israilin en büyük ticari müttefikliğini yapıyor, üzerimize düşen ve düşmeyen her şeyi yapıyor durumdayız.

Filistin’le alakalı her türlü beyanatı verip, katil israille alakalı her türlü kınamayı yapıp sonrasında da ticarete devam edemezsiniz. Bu mızrak bu çuvala sığmaz! Bu zilletten artık bıktık.

Değerli kardeşlerim, Aziz milletimiz!

Unutulmamalıdır ki bu ticareti tarih affetmeyecek, tarih affetmediği gibi gelecek nesillerde affetmeyecek!

Bizler Filistin’deki çocukları katleden tankların, uçakların yakıtlarını gönderenlere sus pus olanlara karşı olduğumuzu göstermek için buradayız. Buradan diyoruz ki kirli ticaret son bulmadan hükümetin İsrail karşısında durduğuna asla inanmıyoruz. Vanaları kapatmazsanız yarın daha büyük eylemler yapacağımızı ilan ediyoruz. Ticareti kesmezseniz başka yerlerde karşınıza çıkacağımızı ilan ediyoruz!

Mecliste milletvekillerimizle, meydanlarda, limanlarda teşkilat mensuplarımızla siyonizmin ve onların işbirlikçilerinin karşısında olacağımızı bilin!