DÜNYA

Netanyahu'ya 124 ülkede tutuklama riski... Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kararı Netanyahu için ne anlama geliyor?

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Gazze'de işlediği savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında tutuklama emri çıkardı. UCM tutuklama emri Netanyahu için ne anlama geliyor? İsrail Başbakanı mahkemede taraf olan 124 ülkeye seyahat etmesi durumunda tutuklanabilecek. Mahkeme kararının ardından ilk açıklama Hollanda Dışişleri Bakanı'ndan geldi. Mahkeme, Netanyahu'ya yönelik suçlamalarında açlığı bir savaş silahı olarak kullanmasını öne çıkardı.

Abone Ol

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Gazze'de işledikleri savaş suçları gerekçesiyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant için tutuklama emri çıkardı. UCM'den yapılan açıklamada, "Netanyahu ve Gallant'ın suç işlediğine dair gerekçeler var." ifadeleri yer aldı.

Uluslararası ceza mahkemesi nedir?

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), 2002 yılında kurulan ve uluslararası topluma karşı işlenen en ağır suçları (soykırım, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve saldırı suçları) yargılamak için oluşturulmuş bir yargı organıdır. Merkezi Hollanda'nın Lahey kentindedir. UCM, ulusal mahkemelerin harekete geçemediği ya da istemediği durumlarda devreye girer. Ancak, UCM'ye taraf olmayan devletler (örneğin ABD, Rusya, Çin ve İsrail gibi ülkeler) mahkemenin yetkisini tanımamakta ve mahkemenin kararlarını uygulamaya koymamaktadır.

Uluslararası Ceza Mahkemesi, bireyleri soykırım, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve saldırı suçları gibi ağır uluslararası suçlar nedeniyle yargılar. Suçların bireysel sorumluluklarını ele alır. Uluslarası Adalet Divanı ise devletler arası anlaşmazlıkları çözer ve Birleşmiş Milletler'in ana yargı organıdır. UAD, devletler arası hukuki sorunlarda karar verir.

Netanyahu taraf ülkelere seyahati halinde tutuklanabilir

Netenyahu ve Gallant, İsrail-Gazze çatışması sırasında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla, özellikle de savaş yöntemi olarak iddia edilen aç bırakma ve sivillere yönelik saldırılarla suçlanıyorlar. Emirler, Netanyahu'nun 124 UCM üye ülkesinden herhangi birine seyahat etmesi durumunda tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini öne sürüyor, ancak İsrail, Roma Statüsü'ne imza atmayan bir ülke olduğu için mahkemenin yargı yetkisine itiraz ediyor.

UCM kararının ilanının ardından Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, 'Uluslarası Ceza Mahkemesinin karırını uygulamaya hazırız' açıklamasında bulundu.

UCM daha önce Sudan'ın eski Devlet Başkanı Ömer el Beşir'i 2009-2010 yıllarında Darfur'da gerçekleşen saldırılar nedeniyle savaş suçları ve soykırım suçlamalarıyla aranan kişiler listesine ekledi. Beşir, tutuklama emrine rağmen uzun süre Sudan dışına seyahat etti ve bazı ülkelere gitmesine rağmen yakalanmadı.

Mart 2023'te UCM, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında bir tutuklama emri çıkardı. Bu karar, Ukrayna'daki savaş sırasında işlenen savaş suçlarıyla ilgili olarak özellikle çocukların yasadışı şekilde Ukrayna'dan Rusya'ya kaçırılmasıyla bağlantılı. Putin, bu suçlamalara göre sivil nüfusa karşı işlenen suçlardan sorumlu tutuluyor.

Mahkemenin suçlamaları

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Netanyahu ve Gallant'a yönelik suçlamaları, Gazze'deki sivillere yönelik ciddi ihlalleri gerekçe gösterdi. Mahkeme, 8 Ekim 2023 - 20 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Netanyahu ve Gallant'ın Gazze'deki sivil nüfusu gıda, su, ilaç, yakıt ve elektrikten kasıtlı olarak mahrum bıraktıklarını iddia etti. Bu, Gazze'deki sivillerin yaşamsal koşullarını ciddi şekilde etkiledi. İsrail'in, insani yardımı yalnızca uluslararası baskılara yanıt olarak artırdığı, ancak bu yardımların Gazze halkının ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli olmadığını göz önünde bulunduruldu.

Sivillere yönelik kasıtlı saldırılar

İsrail güçlerinin Gazze'deki sivillere yönelik doğrudan saldırılar gerçekleştirdiğini belirten Mahkeme, iki spesifik saldırının kasıtlı olarak sivillere yönelik olduğuna dair delillere dayanarak suçlamada bulundu. Netanyahu ve Gallant’ın, bu ihlalleri engellemek içinde yeterli önlemleri almadığı mahkeme tarafından suçlamalar arasında gösterildi.

Temel yaşam kaynaklarını engellemek

Mahkeme, bu saldırıların, sivil nüfusun büyük bir kısmını temel insan haklarından mahrum bırakmayı hedeflediği ve sivil nüfusun ulusal veya politik nedenlerle ayrımcılığa uğradığı belirtti. Özellikle yiyecek, su, elektrik gibi temel yaşam kaynaklarına erişimin engellenmesi nedeniyle çocuklar dahil olmak üzere çok sayıda sivilin ölümüne neden olunduğu ifade etti.

İnsani yardımı bilinçli olarak engellemek

Öte yandan insani yardım girişlerinin bilinçli olarak sınırlandırılması, bu kişilerin acı çekmesine ve Gazze'deki hastanelerde anestezi ve temel tıbbi malzemelerin eksikliği nedeniyle ciddi acıların yaşanmasına yol açtı. UCM, doktorların anestezi olmadan hastaları tedavi etmek zorunda kaldığını ve bu uygulamanın hastalara aşırı ızdırap verdiğini mahkemeye belirtti.

Açlık bir savaş taktiği oldu

Netanyahu ve Gallant'ın savaş sırasında açlığı bir taktik olarak kullandığını ileri süren mahkeme, Gazze'ye insani yardım girişleri, yiyecek, su ve diğer hayati ihtiyaçlar kısıtlanarak, sivil nüfusu açlığa sürükleme suçlamasında bulundu.

İsrail tarafından özellikle anestezi ilaçları gibi tıbbi malzemelerin Gazze'ye girişi kasıtlı olarak engellendi. Bu, hastaların tıbbi prosedürler sırasında uygun tedavi alamamasına ve ciddi acı çekmesine neden oldu. Mahkeme, bu durumu "insanlık dışı eylem" olarak nitelendi ve bu uygulamaların uluslararası hukukun ihlali olduğunu belirtti

Bu suçlamalar, İsrail’in Filistin’deki sivil halka yönelik operasyonlarının, uluslararası insancıl hukuku ve savaş hukukunu ihlal ettiğini savunarak Netanyahu ve Gallant’a karşı tutuklama kararı çıkarttı.